Asım Akansoy: TDT'nin Kıbrıs konusunda ayrılıkçı bir tutum sergilememesi son derece önemli

CTP Milletvekili Asım Akansoy, Türk Devletleri Teşkilatı’nın Gebele Deklarasyonu’nda yer alan ikinci maddenin doğrudan Kıbrıs’la ilgili olduğunu belirterek, "Türk Devletleri Teşkilatı’nın maceracı bir söyleme kapılmadan Kıbrıs konusunda ayrılıkçı bir tutum sergilememesi son derece önemlidir" dedi.

Türk Dili Konuşan Ülkeler Örgütü’nün 7 Ekim’de Azerbaycan’ın Gebele kentinde imzalanan 12. Zirve Toplantısı sonuç bildirgesini (Gebele Deklarasyonu) değerlendiren CTP milletvekili Asım Akansoy, bildirgede yer alan ikinci maddenin doğrudan Kıbrıs’la ilgili olduğunu belirterek değerlendirmelerde bulundu.
Akansoy şu ifadeleri kullandı:
"Türk Dili Konuşan Ülkeler Örgütü 12. Zirve Toplantısı sonuç bildirgesi olan Gebele Deklarasyonu, 7 Ekim tarihinde Azerbaycan Cumhuriyeti’nin Gebele kentinde imzalandı.
Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Kazakistan Cumhurbaşkanı Kasım-Jomart Tokayev, Kırgızistan Cumhurbaşkanı Sadır Caparov, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Özbekistan Cumhurbaşkanı Şevket Mirziyoyev, 121 maddelik deklarasyonun imzacı devlet başkanlarıdır.
Deklarasyonun ikinci maddesi doğrudan Kıbrıs’la ilgilidir ve Türk Devletleri Teşkilatı’nın Kıbrıs’a bakışını açık biçimde ortaya koymaktadır.
2. madde: “Kıbrıs sorununa, adadaki mevcut gerçeklere dayalı, müzakereye dayalı, karşılıklı olarak kabul edilebilir ve uygulanabilir bir çözüm bulunması gerektiğini vurgulamışlardır. Türk dünyasının ayrılmaz bir parçası olan Kıbrıs Türk halkının eşit, özden gelen haklarını elde etme çabalarına destek verdiklerini ifade etmişlerdir.” (Orijinali aşağıdadır.)
Dikkat edileceği üzere Teşkilat, “karşılıklı kabul edilebilir”, “gerçeklere dayalı”, “müzakerelere dayalı” ve “uygulanabilir” bir çözüm sürecini net biçimde vurgulamaktadır.
Uluslararası hukuk çerçevesinde, bu ifadelerin her birinin somut karşılığı vardır. Bu vurgular, adadaki mevcut durumun değişmesi gerektiğini, mevcut yapının sürdürülebilir olmadığını ve çözümsüzlüğün bir çözüm olmadığını açıkça ortaya koymaktadır. Ayrıca, eşitlik ilkesi yanında, bizim buralarda da kullanılan “özden gelen haklar” ifadesi bu denli önemli bir uluslararası platformda, uluslararası hukuk dışı bir referansa dayandırılamaz.
Türk Devletleri Teşkilatı’nın maceracı bir söyleme kapılmadan Kıbrıs konusunda ayrılıkçı bir tutum sergilememesi son derece önemlidir. Aynı şekilde, Kıbrıs Türk halkına destek verirken BM Güvenlik Konseyi kararlarını, yani uluslararası hukuku gözetmesi dikkatle değerlendirilmesi gereken bir noktadır.
Dolayısıyla metin çok net; ortaya koyduğu yaklaşım açık ve tutarlıdır. Bu nedenle sonuç bildirgesini bir propaganda aracına dönüştürmeden, sağduyulu biçimde ele almak her şeyden önemlidir.
(Orijinal: 2. Emphasize the need to reach a negotiated, mutually acceptable and viable settlement of the Cyprus issue based on existing realities on the Island; express their solidarity with the Turkish Cypriot people as integral part of the Turkic World in their aspirations to secure their equal inherent rights. )"
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.