Nevzat Özkunt: İki devletlilik kararı meclis kararı değil; Kıbrıs Türk halkına saygısızlık

TDP Genel Sekreteri Nevzat Özkunt, iki devletli çözüm önerisini eleştirdi; kararın halk iradesine ve anayasal sürece aykırı olduğunu savundu.

Toplumcu Demokrasi Partisi (TDP) Genel Sekreteri Nevzat Özkunt, iki devletli çözüm konusundaki karar önerisini eleştirerek, bunun meclis kararı değil, hükümet kararı olduğunu savundu; “Bu kararı Kıbrıs Türk halkına saygısızlık olarak değerlendiriyorum” dedi.
Özkunt, “Miadını doldurmuş bu hükümetin yangından mal kaçırır gibi bir karar çıkarması anayasal olarak da mümkün değildir” ifadelerini kullandı.
TDP’den yapılan açıklamaya göre, Genel Sekreter Nevzat Özkunt, BRT’nin “Seçim ’25” programına, seçime adayı ile katılan veya adaylardan birine destek veren UBP, CTP, YDP, DP ve KSP genel sekreterleri ile birlikte katıldı.
Özkunt, burada yaptığı konuşmada, Kıbrıs Türk halkının iradesine yaslanması gereken siyasal partilerin halkın iradesini bu şekilde baskılamasının kabul edilemez olduğunu kaydederek, 1983’te kurulan KKTC Anayasası ve 1985’te meclisten oy birliğiyle geçen kuruluş bildirgesinin halkın onayıyla yürürlükte olduğunu hatırlattı. Özkunt, bu bildirgenin çarpıtılarak geçirilmek istenmesinin “hiç şık olmadığını” söyledi.
İki devletlilik söyleminin Cumhuriyetçi Türk Partisi’nin politikasıyla örtüşmesinin beklenemeyeceğini ve bunun bir "dayatma" olduğunu dile getiren Özkunt, Türkiye Büyük Millet Meclisi kararına atıf yapanlara da eleştiriler yöneltti:
“15 aydır akılları neredeydi de şimdi seçime yönelik bu kararı veriyorlar? Halk bu saygısızlığın altında kalmayacaktır.”
Özkunt, kararların halktan gelen taleplere göre değil, farklı yönlendirmelerle alındığını savunarak, “Bir gemide birlikte gidiyoruz; dolayısıyla bu gemiyi güvenilir bir limana taşıyacak iradeyi birlikte göstermemiz gerekiyor.” dedi.
TDP Genel Sekreteri Özkunt, seçimin sadece Kıbrıs meselesine indirgenemeyeceğini, Kıbrıs Türk halkının oyunu yalnızca bu konudaki yaklaşımlara göre vermeyeceğini ifade etti.
Özkunt, CTP Genel Başkanı ve cumhurbaşkanı adayı Tufan Erhürman etrafında bir toplumsal konsensüs oluştuğunu belirterek, “Demokrasiye, yineleyen biçimde çiğnenen anayasaya, hukuka saygı ve eşitliği temel alan ve laikliğe dört elle sarılan bir toplumsal konsensüs söz konusudur.” ifadelerini kullandı.
"KORKU İKLİMİYLE TOPLUM BÖLÜNMEK İSTENİYOR"
İç düzenin sağlanması ve usulsüzlüklerin yargıya havale edilmesi gerektiğini söyleyen Özkunt, hükümetin korku iklimi yaratarak toplumu bölmeye çalıştığını savundu.
“Federasyon gelirse bayrak kalmayacakmış, Güney Kıbrıs’ın boyunduruğu altına girecekmişiz gibi gerçek dışı yaklaşımlarla korku salıyorlar. Oysa Erhürman’ın etrafında sevgi, güven ve dayanışma yumağı oluşmuştur.” dedi.
Özkunt, bugüne kadar hangi somut kazanımların elde edildiğinin açıklanması gerektiğini vurgulayarak, “Somut kazanımı Türk Devletleri’nin Güney Kıbrıs’ta elçilik açmasıyla Güney Kıbrıs elde etmiştir. Kuzey Kıbrıs’ın elde ettiği bir kazanım yoktur.” şeklinde konuştu.
Azerbaycan Gebele’de düzenlenen TDT sonuç bildirgesinde, ne iki devletlilikten ne de KKTC’den bahsedildiğini ifade eden Özkunt, büyük beklenti içine girilen bu yapıdan karşılıklı kabul edilebilir, müzakere edilmiş ve adanın gerçekleri ile bağdaşır bir çözümden bahsedilmektedir. Özkunt, adanın gerçekliğinin ise iki kesimlilik olduğunu, bu yapının ise siyasi eşitliğe dayalı iki federe devletten oluşması gerektiğini söyledi, “Sözün özü 'iki devletli siyaset' bir slogan olmaktan öteye gitmeyen bir illüzyondur. Halkımız bu içi boş sloganlara kanmayacaktır.” dedi.
"ÇÖZÜM PERSPEKTİFİ BİZE KAZANIMLAR GETİRDİ"
Özkunt, çözüm perspektifinin getirdiği kazanımları sıralayarak, Taşınmaz Mal Komisyonu, Annan Planı düzenlemeleri, Yeşil Hat Tüzüğü, Mali Yardım Tüzüğü ve AB vatandaşlığı gibi uygulamaların çözüm sürecinin ürünleri olduğunu söyledi.
İki devletli siyasetin mülkiyet konusunda ortamı geren, karşılıklı rövanş uygulamalarına neden olan bir politika olduğunu belirten Özkunt, bunun sürdürülemez olduğunu ifade etti.
Özkunt, inşaat sektöründeki çöküş ve bazı tutuklamaları da iki devletlilik siyasetinin sonucu olarak değerlendirdi. “Türkiye’ye girişi yasaklanan yurttaşlarımız, Tatar ve ekibinin yönlendirilmesiyle yapılan bir uygulamayla karşı karşıya kalmışlardır. Müteahhitlerimiz ise Güney’e geçemiyor, Avrupa ülkelerine seyahat edemiyor. Kıbrıs’ın kuzeyi adeta bir açıkhava hapishanesine dönüşmüş durumdadır. Pazartesi gününden itibaren ise çözüm vizyonu masada olacaktır. Bu yola Tufan Erhürman ile devam edeceğiz” dedi.
Özkunt “Tüm sorunlarımızın çözümü için, müzakere masasının tekrar sonuç alıcı bir şekilde kurulması için tüm imkanları ve yolları zorlayacağız” ifadelerini kullandı.
"5 YILDA TEK BİR ANLAMLI MÜZAKERE YAPILMADI"
Kıbrıs sorununun ister iki devletli, isterse federasyon temelinde olsun, müzakere edilerek çözüleceğini belirten Özkunt, "son beş yılda hiçbir müzakere yapılmadığı gibi, anlamlı bir görüşme de yapılmadığını" söyledi.
Güven artırıcı önlemler konusunda hiçbir adım atılmadığını, sınır kapılarının rahatlatılmadığını ve yeni kapıların bile gündeme gelmediğini ifade eden Özkunt, “Hiçbir şeyi müzakere etmeyen bir cumhurbaşkanı neyin kazanımını elde etmiş?” diye sordu.
Özkunt, seçim sonrası barış söylemleriyle ön plana çıkarılan Rum Yönetimi Başkanı Nikos Hristodulidis’in gerçek yüzünün ortaya çıkacağını söyleyerek, “Seçimden sonra barış havariliği gömleği giydirilen Hristodulidis o gömleğini çıkartmak zorunda kalacak” dedi.
Halktan kopuk siyaset anlayışının sonlandırılacağını vurgulayan Özkunt, “Kıbrıs Türk halkı ada yarısına sıkışmış durumdan çıkarılmalı ve dünyaya açılacak kapıdan toplumumuz nasibini almalıdır. Tatar’ın bu anlamda toplumuza verdiği zararlar büyük boyuttadır. Sonuç olarak bu görevin de Tatar’a ağır geldiği anlaşılmıştır. Onu, bu yükten Pazar gün kurtaracağız” ifadelerini kullandı.
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.