Uzmanlar, "TMK Fonu Yasası" önerisinde bulundu: Savcılığa geç giden belgelere işaret etti
 
                                    Eski Ombudsman Emine Dizdarlı, Yüksek Mahkeme Eski Başkanı Narin Ferdi Şefik ve Eski Maliye Bakanı Zeren Mungan, Aralık ayında açıklanacak AİHM kararı öncesi hükümetin hızlı ve tutarlı adım atması gerektiğini, TMK'nın etkin çalışması ve ödemelerin aksatılmadan yapılabilmesi için Taşınmaz Mal Komisyonu Fonu Yasası'nın hayata geçirilmesi gerektiğini vurguladı.
 
                                    Eski Ombudsman Emine Dizdarlı, Yüksek Mahkeme Eski Başkanı Narin Ferdi Şefik ve Eski Maliye Bakanı Zeren Mungan, Mustafa Alkan'ın Genç TV’de hazırlayıp sunduğu “Gündem Özel” programına konuk oldu.
UZMANLAR "TAŞINMAZ MAL KOMİSYONU FONU YASASI"'NIN OLUŞTURULMASI GEREKTİĞİNE DİKKAT ÇEKTİ
Programa katılan isimler, Aralık ayında açıklanacak AİHM kararına hazırlık için hükümetin hızlı ve tutarlı adım atması gerektiğini vurguladı. Ayrıca yapılması gereken ödevleri ve bu çerçevede geçirilmesi gereken "Taşınmaz Mal Komisyonu Fonu Yasası"nın önemine dikkat çekti.

EMİNE DİZDARLI: MÜLKİYET KONUSUNDA KIBRIS TÜRK HALKININ LEHİNE OLAN KARARLAR, ANNAN PLANI'NA "EVET" OYU VERMENİN OLUMLU BİR SONUCUDUR
Programda ilk olarak Eski Ombudsman Dizdarlı, uluslararası mahkemelerin mülkiyet konusunda 2004 Annan Planı'na kadar Kıbrıslı Türklerin aleyhine kararlar verdiğini, ancak Plan'dan itibaren ilk kez Kıbrıslı Türk halkı lehine karar çıktığını belirtti. Dizdarlı, bu bağlamda Kıbrıs'ın her iki tarafında da iç hukuk prosedürlerinin oluşturulmasının öngörüldüğünü ve Taşınmaz Mal Komisyonu'nun (TMK) bu amaç doğrultusunda Kıbrıslı Türk halkı için önemli bir karar olduğunu ifade etti.
"TMK'NIN İŞLEVİNİ GİDEREK KAYBETMESİ, KIBRIS RUM LİDERLİĞİNE TUTUKLAMALAR YAPABİLMESİ İÇİN FIRSAT VERİYOR"
Annan Planı’na "evet" oyu vermenin kazanımlarına dikkat çeken Dizdarlı, TMK'nın kuruluşundan bu yana Güney Kıbrıs’ta mülkiyet sorunundan mağdur olan kişilerin AİHM’e ulaşması için tüketmesi gereken iç hukuk yollarından biri olduğunu belirtti. Dizdarlı, Annan Planı ışığında açılan birçok davada Kıbrıslı Türklerin de mülkiyet konusunda Kıbrıslı Rumlar kadar hak sahibi olduğuna dair kararlar alındığını vurguladı. Normal şartlarda ödemelerin gecikmeden sağlanarak malların Türkleştirilmesine katkı sunulmasının, hem mağdur Kıbrıslı Rumların hem de Kıbrıslı Türklerin mülkiyet sorununa çözüm sunmayı hedeflediğini ifade etti.
Güney Kıbrıs'ta 2006 yılında alınan karar çerçevesinde, Kıbrıslı Rumların rızası olmadan mülküne inşaat yapan, bundan para kazanan ve ticareti tanıtan herkesin risk altında olduğunu belirten Dizdarlı, TMK'nın işlevini kaybetmesini Kıbrıs Rum liderliğinin fırsat bilerek gerçekleştiğini söyledi. Aralık ayında TMK'nın AİHM davasına kadar davanın olabildiğince görülüp tamamlanması gerektiğini ifade eden Dizdarlı, Meclis’in üzerine düşen görevi acilen yerine getirerek ödemelerin aksatılmadan yapılması gerektiğini, AİHM’in ilk kez tazminat konusunda inisiyatif alabileceğini ve bunun yüksek meblağlarla sorun yaratabileceğini belirtti.

NARİN FERDİ ŞEFİK: BAŞSAVCININ 30 İŞ GÜNÜ İÇERİSİNDE TOPLAMASI GEREKEN BELGELER, BAKANLIKLAR TARAFINDAN GECİKEREK ULAŞTIRILIYOR
TMK'nın sorunlarını değerlendiren Eski Başkan Narin Ferdi Şefik ise, TMK'ya başvuran kişilerin bilgilerini savcılığın 30 iş günü içinde toplaması gerektiğini ancak siyasi kurumlar nedeniyle ciddi gecikmeler yaşandığını belirtti. Ayrıca olası taraflar arası anlaşmazlıklarda bu aşamanın uzayabileceğine dikkat çekti.
AİHM'nin TMK'yı etkili bir iç hukuk yolu olarak gördüğünü vurgulayan Şefik, sürecin artık sekteye uğradığını ifade etti. TMK'ya verilen görevlerden birinin, 30 gün içinde başsavcılığa iletilmesi için İçişleri Bakanlığı'nın hızlanması gerektiğini, gecikmelerin denetimi için bir birim oluşturulmasının zorunlu olduğunu belirtti.
"GÜNEY KIBRIS'TA NE BİR TÜRK MALININ SATIŞI NE DE TUTUKLAMALAR İÇİN AİHM'E GİDECEK KADAR İÇ HUKUK YOLU TÜKETİLEMEDİ"
Güney'de bir Türk malının satışına müsaade edilmediğine de dikkat çeken Şefik, henüz kimsenin AİHM’e gidecek kadar iç hukuk yolunu tüketmediğini, tutuklamalarla ilgili davalarda da iç hukuk yolunun tüketilmediğini vurguladı.
Şefik, TMK'nın çok önemli bir kurum olduğunu ve yapılması gerekenlerin aynı zamanda hukuka verdiğimiz değerin bir göstergesi olduğunu söyledi.

ZEREN MUNGAN: AİHM, TMK'NIN ETKİLİ BİR İÇ HUKUK YOLU OLARAK ÇALIŞABİLMEYE DEVAM ETMESİ İÇİN BÜTÇEYLE İLGİLİ ÖDEVLER VERDİ
TMK'nın mağdur kişilere yapacağı ödemelerle ilgili detayları aktaran Eski Maliye Bakanı Mungan ise, tazminat ücretleri için her yıl devlet bütçesinden belli bir pay ayrıldığını ve uzlaşma ile mal sahibine ödenecek miktarın bunun toplamına göre belirlendiğini ifade etti.
Başvuruların zamanla artmasıyla bütçenin yetersiz kaldığını belirten Mungan, AİHM’in TMK'nın etkili bir iç hukuk yolu olarak çalışabilmesi için bütçenin artırılmasını ödev olarak verdiğini aktardı. Devlet kaynaklarının artırılması ve kamu kurumlarının daha işlevsel kullanılması gerektiğini vurgulayan Mungan, ek kaynak olarak özellikle turistik alanların Türkleştirilmesi açısından yatırımcı katkısının önemli olduğunu söyledi.
Yabancı alımlarında yüzde 6 ilave harç alındığını, bunun yüzde 4'ünün TMK için ayrıldığını belirten Mungan, emsalden iki toplum ve iki bölgenin tanınması çerçevesinde TMK'nın çalıştırılması için ilave kaynak sağlanmasının zaruri olduğunu ifade etti.
"'TAŞINMAZ MAL KOMİSYONU FONU YASASI' OLUŞTURULMALI, DEVLET KAYNAKLARINA İLAVE BÜTÇE SAĞLANMALI"
TMK için özel bir fon oluşturulması gerektiğini vurgulayan Mungan, devlet kaynakları ve tapu harçlarının bir bölümünün aktarılmasının yanı sıra ticari amaçlı iş yapan ve gelir sağlayacak binalardan alınacak harçlarla da TMK’ya kaynak ayrılması gerektiğini söyledi. İnşaat sektörünün TMK'ya ciddi kaynak sağlayabileceğini ve paranın Merkez Bankası aracılığıyla toplanabileceğini belirtti.
Mungan, Taşınmaz Mal Komisyonu Fonu Yasası'nın oluşturulması gerektiğini, bu konuyu Meclis’e sunmak için siyasi partilere de ilettiklerini ancak ilerleme sağlanamadığını ifade etti.

UZMANLAR TARAFINDAN ÖNE ÇIKARILAN ÖDEVLER ŞU ŞEKİLDE:
Uzmanlar, TMK'nın etkin bir şekilde çalışabilmesi için bütçenin artırılması, ödemelerin gecikmeden yapılması ve Taşınmaz Mal Komisyonu Fonu Yasası'nın oluşturulmasının zorunlu olduğunu vurguladı.
Yetkililere düşen görevlerin zamanında yerine getirilmemesi halinde, AİHM’in yüksek tazminatlar ve yaptırımlarla müdahale edebileceği uyarısı yapıldı.
- 
Başsavcının 30 iş günü içinde talep ettiği belgelerin İçişleri Bakanlığı tarafından zamanında sağlanması, 
- 
30 iş günü içerisinde sağlanamayan gecikmelerin denetimini sağlayacak bir kurumun oluşturulması, 
- 
Tazminatın saptanmasından itibaren 3 ay içinde davaya yönelik anlaşmanın sağlanması; aksi takdirde AİHM’in karar vermesi 
- 
Artan başvurular karşısında tazminatların ödenmesi için bütçenin sağlanması 
 
                     
                                             
                                     
                                                 
                                     
                                                 
                                                 
                                                 
                                                 
                                                 
                                                 
                                                 
                                                 
												 
                                                 
                                                 
                                                 
                                                 
                                                 
                                                 
                                                 
                                                 
					 
                     
                     
                     
                    
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.