Enflasyonun görünmeyen nedeni: Plansızlık, maliyet ve fiyat artışlarını doğrudan etkiliyor!

Kuzey Kıbrıs ekonomisinin dışa bağımlılığının ve yapısal kırılganlığının yanı sıra, sahadaki üretici örgütlerinin açıklamaları plansızlığın ücret artışlarında önemli bir faktör olduğunu gündeme getirdi. Hayvan Üreticileri, Kasaplar ve Narenciye üreticileri, maliyet artışlarının yanı sıra plansızlığın da fiyatlara yansıdığını belirtti. Uzmanlar, öngörülebilir politikalar ve kurumsal etkinlik ile fiyat dengesinin sağlanabileceğini vurguluyor.

Geçtiğimiz haftalarda Kıbrıs Postası’na hükümetin maliye politikalarını değerlendiren eski Enerji ve Ekonomi Bakanlığı Müsteşarı Erkan Okandan, Türkiye ile olan mali ilişkilere dikkat çekmiş, “En nihayetinde içeride istediğiniz kadar doğru adımlar atın, TL’nin ne olacağı belirsizliğinde sürdürülebilir ve kalıcı bir bütçe denkliği sağlamak mümkün değil. Çünkü resmen enflasyon ithal ediyoruz” değerlendirmesinde bulunmuştu.
Okandan’ın uyarısı, Kuzey Kıbrıs ekonomisinin dışa bağımlılığını ve yapısal kırılganlığını ortaya koyarken, sahadaki üretici örgütlerinin açıklamaları bir başka sorunu daha gündeme taşıdı: Plansızlık. Tarım ve hayvancılık örgütlerinin neredeyse tamamı, maliyet artışlarının yanı sıra plansızlığın da fiyat artışlarını doğrudan tetiklediğine dikkat çekmişti. Böylece tüketici, yalnızca “ithal enflasyonun” değil, aynı zamanda içerideki plansızlığın da bedelini ödemek zorunda kalıyor.
HÜYB: TARIM BAKANLIĞI'NIN İŞ BİLMEZLİĞİ YÜZÜNDEN ÜRETİCİ BATIYOR; 1 YILDIR SABİT KALAN FİYATLARI BAKANLIK YÜZÜNDEN GÜNCELLİYORUZ
Hayvan Üreticileri ve Yetiştiricileri Birliği (HÜYB), yayımladığı basın açıklamasında, yem, enerji ve ilaç maliyetlerinin hızla arttığı bir dönemde çiğ süt taban fiyatına yapılan yalnızca 1 TL’lik artışın kabul edilemez olduğunu belirtmişti.
Açıklamada, “Üreticiler hayvanlarını zararına kesime göndermek zorunda kalıyor, kırsal boşalıyor. Hayvansal üretim bitme noktasındadır” ifadelerine yer veren HÜYB, Tarım Bakanlığı’nın sektörü sürdürülemez hâle getiren yanlış karardan acilen dönmesi gerektiğini vurgulamıştı. Öte yandan, bir yıldır sabit kalan canlı hayvan fiyatlarını kendilerinin değil, Tarım Bakanı’nın iş bilmez politikaları yüzünden güncellemek zorunda kaldıklarını da dile getirmişti.
KASAPLAR BİRLİĞİ: DENETİM SAĞLANMAZ VE SORUNLARIMIZA ÇÖZÜM SEÇİM SONRASINA BIRAKILIRSA, DANA KIYMA BİN 500 TL'YE ÇIKABİLİR
Öte yandan Kasaplar Birliği Başkanı Raşit Şenkaya, Kıbrıs Postası’na yaptığı açıklamada, canlı hayvan fiyatlarındaki kontrolsüz artışa dikkat çekmişti. Ocak ayından bu yana canlı danada yüzde 60 artış yaşandığını ve bunun yüzde 50’sinin yalnızca son bir ayda gerçekleştiğini belirten Şenkaya, fiyatların seçimlere kadar denetim altına alınmaması hâlinde dana kıymanın bin 500 TL’ye çıkabileceğini ifade etmişti.
Şenkaya, çözüm için tavan fiyat belirlenmesi, tek fiyat sistemi ve mutlaka bir denetleme kurulunun oluşturulması gerektiğini dile getirmiş, “Canlı et fiyatları arttığı sürece kasabın da restoranın da fiyatı artacaktır” uyarısını yapmıştı.
NARENCİYE ÜRETİCİLERİ BİRLİĞİ: NARENCİYEDE GECİKEN ÖDEMELER YÜZÜNDEN ARTIŞ GÖSTEREN MALİYETLER, ÜRÜN FİYATLARINA YANSIYACAK
Bir diğer tarım örgütü olan Narenciye Üreticileri Birliği Başkanı Ali Alioğlu, Kıbrıs Postası’na yaptığı açıklamada, 10 bin ton Valensiya portakalının ödemelerinin yapılmadığını ve bunun üreticiye yaklaşık 100 milyon TL zarara yol açtığını belirtmişti.
Alioğlu, ödemelerdeki belirsizliğin üreticiyi borçlandırdığını ve dönemin zararla kapatılmasına neden olduğunu vurgulamıştı. Öte yandan, Cypfruvex’in siyasi baskılardan uzak, liyakat esaslı bir yapıya kavuşturulması gerektiğini ifade eden Alioğlu, ödeme sorunlarının çözülmemesi nedeniyle 2025 yılında üreticinin yaklaşık 2 milyar TL’lik maliyetin altında kaldığını kaydetmişti. “Narenciye sadece üretici için değil, bölge ekonomisi ve ailelerin geçimi açısından da kritik bir öneme sahip” diyen Alioğlu, hükümetin acil adım atması gerektiğini de belirtmişti.
ENGİN DENİZ GÖRGÜNER: KIYMA DEĞİL, SİSTEM PAHALI!
Konuyu daha önceden de gündemine almış olan Liberal Demokrasi Hareketi (LDH) Genel Başkanı Engin Deniz Görgüner ise, sosyal medyada gündem olan “Güney’de kıyma 8,99 Euro, Kuzey’de 21,21 Euro. Neden?” sorusuna yanıt vererek, asıl sorunun ürün değil sistem farkı olduğunu savunmuştu.
Görgüner, Güney Kıbrıs’ın AB üyesi olmasının ithalatı kolaylaştırdığını ve rekabetin fiyatları düşürdüğünü ifade ederken, Kuzey Kıbrıs’ta ithalatın zor, girdilerin pahalı ve üretimin verimsiz olduğunu dile getirmişti. “Kıymanın ucuz olması şans değil, sistem meselesi. Kuzey’de fiyatların yüksek olmasının nedeni de kıyma değil, sistemin pahalı olmasıdır” diyerek mevcut kapalı yapının hem tüketiciyi hem üreticiyi sıkıştırdığını vurgulamıştı.
ENFLASYONUN TEK SEBEBİ DIŞA BAĞIMLILIK DEĞİL: PLANSIZLIK MALİYET ARTIŞINA NEDEN OLARAK FİYATLARI DOĞRUDAN ETKİLİYOR
Üretici örgütlerinin peş peşe gelen uyarıları ortak bir tabloyu net biçimde ortaya koyuyor: Plansızlık, siyasi müdahaleler ve kısa vadeli adımlar hem üreticiyi hem tüketiciyi zor durumda bırakıyor. Çiğ süt fiyatından dana kıymaya, narenciyeden temel gıda ürünlerine kadar uzanan zincirde maliyetler artarken, sürdürülebilir ve öngörülebilir politikaların yokluğu fiyatların kalıcı biçimde yükselmesine yol açıyor.
Uzmanlar ve üretici temsilcileri, bu kısır döngünün kırılması için üç temel yaklaşımı öne çıkarıyor:
-
Öngörülebilirlik ve planlama: Üretimde taban fiyatların ve alım-satım politikalarının piyasa dengesini bozmayacak, şeffaf ve öngörülebilir biçimde uygulanması; üreticiye yatırım ve üretim planlamasında güven sağlaması.
-
Kurumsal etkinlik: Cypfruvex ve denetleme kurulu gibi kurumların liyakat esaslı, siyasi baskılardan uzak ve işlevsel çalışması; üretici ile tüketici arasında güveni tesis edecek şeffaf mekanizmalar kurulması.
-
Piyasa destek ve düzenleme mekanizmaları: Devletin müdahalesi üretine dahil olmayacak şekilde etkili bir yapıda tasarlanmalı; üreticiye verimliliği artıracak teşvikler sunulurken, tüketiciye de fiyat istikrarı sağlanacak önlemler alınmalı. Ayrıca arz-talep dengesini bozmayacak fiyat dengeleme sistemleri oluşturulmalı.
Uzmanlar ve üretici temsilcilerinin bu önerileri, “ithal enflasyon” ile içerideki plansızlık birleşerek fiyatları kontrolsüz artırmaya devam etmek yerine, piyasa ve devletin şeffaf işbirliği ile sürdürülebilir bir denge sağlanabilir.
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.