Özden Ediz ve toplumsal arşiv

Yayın Tarihi: 01/09/24 07:30
okuma süresi: 5 dak.

“Bir fotoğraf bin kelimeden daha çok şey ifade eder derler. Ne kadar doğru. Hazım Gönenç Facebook arkadaşlarım arasındadır. Birkaç yıldan beri kim olduğunu bilmeden “Çocukluğumuzun Lefkoşalıları” grubunun sayfasında paylaştığı fotoğraflarını büyük bir beğeni ve nostalji ile izlemekteyim.

Birkaç hafta önce grupta gördüğüm fotoğrafı beni gafil avladı. Bahsettiğim grubun sayfasında 50’li yıllarda Lefkoşa’da, Mevlevi Tekke Sokakta kaldığım evin fotoğrafına rastladım. Aniden gözlerim doldu. Uzun zaman kendime gelemedim.”

Bu haftaki yazıma 4 yıl önce yazdığım bir yazıdan küçük bir bölümle başladım. O yazıda bahsettiğim Lefkoşa’daki sokağımızda sonradan fotoğraf sanatını benimsemiş bir mahalle çocuğu vardı. İsmi Özden Ediz. Annesi Sabiha Hocanım’ın Yeşilada Ana okulu öğrencilerindendim. Özden benden 8 yaş kadar büyüktü. Onu hırçın bir çocuk olarak hatırlarım. Annesine biz yaramaz öğrenciler üzerinde  disiplin sağlamada yardımcı olurdu.

Mahallemiz üzerine yazdığım esprili bir şiircikte şöyle yazmıştım:

Yeşilada Ana okulunun şevkatli anası / Daima tokatlardı bizi oğlu Özden keratası.

Özden’le yıllardan sonra Londra’da tekrar yollarımız kesişti. Birlikte toplum derneklerinde gönüllü olarak çalıştık. Her buluştuğumuzda mahallemizi konuşur, eski günleri anar, nostalji yapardık.

Ölüm haberini 11 Ağustos tarihinde sosyal medya paylaşımlarından öğrendim. Kendi halinde, oldukça içine kapanık bir mizaca sahipti. Özel hayatı hakkında çok az insanın bilgisi vardı. Ben bunlardan birisi değildim maalesef. Yakın arkadaşlarından prostat kanserinden muztarip olduğunu öğrendim.

23 Ağustos Cuma günü Özden’i 12 kişinin katıldığı hazin bir cenaze töreni ile toprağa verdik. Her etkinlikte boynunda asılı kamarası ile rastladığımız, toplumun demirbaşlarından birisi olan, sevilip sayılan, takdir edilen Özden arkadaşımızı son yolculuğuna 12 kişi uğurladı. O zor Pandemi döneminde bile cenaze katılımı 20 kişi ile sınırlandırılmıştı. Medyaya fotoğrafları ile çok destek sağlayan bu kardeşimizin cenazesinde tek bir basın, medya mensubunun olmaması ayrı bir utanç. Onların utancı.

Türkiye’de olduğundan cenazeye katılamayan yılların gazetecisi Faruk Eskioğlu ostum geçenlerde Evrensel Gazetesi için yazdığı yazıda şöyle diyor:

“Kıbrıs kökenli Ediz yalnız, sakin ve mütevazı bir yaşam sürdü. Boynundan hiç çıkarmadığı fotoğraf makinesi ve simsiyah saçlarıyla iyi bir görsel belgeselci olarak arşivini öksüz bırakarak göçtü. "Öksüz" diyorum çünkü alt yazısı olmayan tarihi fotoğrafların bir değeri yoktur artık. Nâzım'dan esinlenerek, "Özden Ediz Londra'da bir ceviz ağacıydı. Ne Kuzey Kıbrıs farkındaydı ne de Londra'daki Kıbrıslı toplum" diyebiliriz. Umarım Özden Ediz'in (varsa) mirasçıları o fotoğrafların kıymetini bilir.”

Dostum Faruk Eskioğlu toplumsal arşivin önemini çok iyi bilen bir gazetecidir. Kendisinin büyük çabalarla, toplumdan pek de fazla bir destek görmeden yaptığı çok değerli çalışma, “Londra’da BizimKiler” dizi kitapları İngiltere’de yaşayan toplumumuz üzerine çok uzun yıllar ışık tutacak nitelikte önemli bir arşiv çalışmasıdır. Türkiye ve Kıbrıs'tan İngiltere'ye 150 yıllık göç serüvenini anlatır Faruk’un bu kitapları.

Şimdi bize İngiltere Kıbrıs Türk toplumu olarak Özden’in geride bıraktığı yığınlarca fotoğraf, kitap ve malzemeyi iyice değerlendirip toplumsal bir arşiv oluşturma görevi düşer. Faruk yazısında şimdiye kadar değerlendirilmeyen iki önemli arşivden daha bahseder. Toplumun en eski fotoğrafçılarından Salih Adalıer arşivi ve Kıbrıs Türk Cemiyeti arşivi. Kıbrıs Türk Cemiyeti arşivi bir işadamının deposunda tutulmakta. Kimbilir nasıl durumdadır.

Özden Ediz, Salih Adalıer ve Kıbrıs Türk Cemiyeti arşivleri acilen değerlendirilip toplumumuza mal edilmelidir. Bunun için acilen bir uzmanlar grubu oluşturup derhal bu önemli iş için adım atılmalıdır. Başka toplumlar göç hikayelerini gösteren toplumsal arşivleri için çeşitli yerlerden fonlar sağlamakta ve toplumları için önemli, değerli bir görevi yerine getirmektedirler. Bizim ne eksiğimiz var? Çok eksiğimiz var ama bunlara girmeyeyim şimdi!  


Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Kıbrıs Postası’nın editöryal politikasını yansıtmayabilir.
#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Ertanç HİDAYETTİN yazıları