Pandemi gerçekten yaşandı mı?
2019 yılının sonlarına doğru başlayan, ancak tüm dünya üzerindeki etkisi 2020 yılının ilk aylarında yayılan Covid-19 Pandemisi üzerinden 5 yıl geçti.
Birçoklarımız yazımın başlığındaki soruyu soruyoruz kendimize… Çünkü dünyamızın bugünkü haline baktığımızda dünyayı kasıp kavuran, milyonlarca insanı yaşamından eden bu korkunç illetin gerçekten yaşanıp yaşanmadığı konusunda şüpheye düşüyoruz.
Evlerimize hapsolduğumuz, her gün televizyon haberlerinde yüzlerce kişinin Covid yüzünden öldüğünü gösteren istatistikleri korku ile izlediğimiz, çocuklarımızın eğitimden mahrum olduğu, sosyal izolasyon yüzünden ruh sağlığı problemleri ile boğuşan insanların arttığı o korkunç günleri gerçekten yaşadık mı?
“Ateş düştüğü yeri yakar” atasözü ne kadar doğru imiş. Pandemi bunu bize bir kez daha öğretti. Covid yüzünden yakınlarını kaybedenler Pandeminin bir kabuslu rüya değil, gerçekten yaşanmış olduğunun bilincindedirler.
Pandemi esnasında hepimizin bildiği birçok şeyler doğrulandı. Örneğin, sistemik eşitsizliğin sosyal yaşamımızın her alanında ne kadar yaygın olduğunu gördük. Yaşadığımız ülke İngiltere nüfusunun yüzde 14 ünü oluşturan etnik azınlık toplumların salgından ölenlerin yüzde 35ini teşkil ettiğine şahit olduk. Pandemimin ilk aylarında yaşamlarını kaybeden 58 sağlık personelinin yüzde 70’inin etnik azınlık toplumlardan geldiğine de.
Politikacıların ne kadar işe yaramaz, ne kadar etkisiz olduklarına bir kez daha şahit olduk o acılı günlerde. Biz evlerimize hapsedilmişken, ölmek üzere olan yakınlarımızı hastanelerde ziyaret edemezken, cenazelerine katılamazken onlar yeme içme alemlerinde eğlenmekteydiler.
Etnik azınlıkların Pandemiden orantısız etkilenme nedenlerini araştırmak üzere Ulusal Sağlık Hizmetleri ve İngiltere Kamu Sağlık Kurumu sözde acil bir araştırma başlatmıştı! Sayfalar dolusu raporlar yayınlandı. Sonuç? Herzamanki gibi kocaman bir hiç.
Birleşik Krallık’ta yaşayan toplumumuz da Pandemiden nüfusumuza oranla çok kötü şekilde etkilendi. 100’ü aşkın toplum ferdimiz yaşamını yitirdi. Aynı aileden çok kısa sürelerle yakınlarını kaybedenler oldu.
Pandemi esnasında çok özlediğimiz toplumsal dayanışma örneklerine de şahit olduk. Bizim toplum kuruluşları da diğer toplumlar gibi kolları sıvayarak ihtiyaçlı toplum fertlerine yardıma koştu. Sadece bizim topluma değil diğer toplumlarla birlikte çalışarak binlerce kişiye destek verdiler. 29 Kasım 2020 tarihli “Pandeminin Kahramanları” yazımda bazı toplum fertlerimizin fedakar çalışmalarına değinmiştim. Pandeminin kahramanları
Ancak ne acıdır ki Pandeminin gerçekten yaşandığını sorgulamamın bir nedeni de bu toplumsal dayanışmanın Pandeminin sona ermesi ile buharlaşıp uçtuğunu görmek olmuştur. Halbuki umudumuz Pandemiden çok şeyler öğrenip dayanışmamızı pekiştirmek ve kalıcılaştırmaktı. Yapamadık. Eski kısır döngü hallerimize döndük. Tıpkı Arap ülkelerinin birindeki Bedevi gibi.
Hikâyeyi bilirsiniz. Bedevinin canı hurma çeker. Hurmanın en üst kısmına çıkar. Hurmaları atıştırdıktan sonra aşağıya inmek üzere davrandığında müthiş bir paniğe kapılır. Başlar duaya. “Allahım bana bu ağaçtan inmem için yardım et, bir dana kurban edeceğim. Yavaş yavaş inmeye başlar. Biraz inince “Allahım bu ağaçtan inmeme yardım et, bir koyun kurban edeceğim” der. Ağaçtan indik sonra bedevinin vadettiği kurban küçüldük sonra küçülerek tavuk olur. Ayağı yere basınca “Bedevi fakir, mafiş kurban” deyip yürür. Kurban yok anlamında.
Essex ve Manchester Üniversiteleri Kasım 2020 tarihinde “toplumsal dayanışma” olarak nitelediğimiz olayın esasında suni bir fenomen olduğunu gösteren bir araştırması yayınlanmıştı.
Dr. Magda Borkowska ve Dr James Laurence kaos dolu 2011/12 ve 2014/2015 yıllarına kıyasla Covid Pandemisi esnasında toplumlar arasında büyük kopukluk ve güvensizlik ortamı varolduğunu ortaya çıkarmışlardı.
7 Nisan Pazartesi akşamı geriye bakıp Covid döneminde yaşadıklarımızı konuşup kaybettiğimiz canlarımızı anacağız. Olası benzer durumlarda toplum olarak nasıl daha hazırlıklı olabiliriz konusunu tartışacağız. Bedevinin durumuna düşmemenin yollarını araştırmaya çalışacağız. İşimiz çok zor. Bize kolay gelsin.

Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.