İyi Yaşamak Hakkımızdır... Teslim Olmayın...
Tuhaf bir yılbaşı haftası. Yollar, sokaklar hayli kalabalık. Emekliler ve memurlar hem 13. maaşlarını hem de normal maaşlarını aldılar. Yılbaşı haftası olmasından dolayı para harcama haftası bu içinde olduğumuz hafta. En azından esnaf sevinecek.
Marketler aşırı pahalı, giyim kuşam yerleri aşırı pahalı ama artık bu pahalılık bile herkese normal geliyor. Öyle sanıyorum ki bir yerden sonra herkes kabulleniyor ve söylense de parasını harcıyor. Tabii özel sektörü de unutmamak lazım. Onlar memur gibi 13. maaş almadılar, normal maaşlarını aldılar ve kısıtlı harcamalarla bu haftayı geçirecekler.
Bir maaşla artık ne alabilirlerse alacaklar. Et, tavuk, gıda alışverişi yapmak bir özel sektör çalışanı için hiç de kolay değil. Sonra çocuklar yılbaşılık elbise istemez mi?
Elbette isterler, kıt kanaat onlara da alınacak. Umarım yeni asgari ücret bir an önce belirlenir ve özel sektör çalışanları daha iyi bir maaş alarak rahat ederler.
Evet dostlarım, durum bu. Ama şunu söylemem gerekiyor: Her şey eskiden güzeldi.
Çocukluğumuz, 80’li, 90’lı, 2000’li yıllar… Her şey bambaşkaydı. Yine fakirlik vardı ama hayat ucuzdu, döviz düşüktü. Pahalılık markete, çarşıya inmemişti.
Birçok çocuk gibi biz de çocukken fakirdik, zengin olma hayallerimiz vardı.
Ah, o piyango bize çıksa ne iyi olur diye hayalini kurardık. Bana hiç çıkmadı, hayatım boyunca çıkacağını da sanmıyorum. Çıkanların da pek hayır ettiğini görmedim, bunu da peşinen söyleyeyim. Dedim ya, çocukken fakirdik.
Eğer çarşıda hindistancevizi ile kestane varsa anlayın ki yılbaşı gelmiştir. Yılbaşına özgü ürünlerdi ikisi de.
Bandabulya’ya gittik mi illaki ikisinden de alınırdı. Pahalıydı ama az miktarda olsa da alınırdı.
Şimdi büyüdük. İyi kötü paramız oldu ama yine fakiriz çünkü hem her şey çok pahalı hem de alım gücümüz yok. Değişen bir şey var tabii o zamanlardan bu zamana. İnsanlar daha samimiydi, içtendi.
Yardımlaşmalar daha çoktu ve daha çok hayal kurabiliyorduk. Bilmem, belki de çocukken bundan dolayı daha mutluyduk ya biz Kıbrıslı Türklerin henüz o zamanlar mayası bu kadar bozulmamıştı.
Yazımı akşam saatlerinde kaleme alırken aklımda tek bir şey var: Şu elektrikler kesilmeden bir an önce yazımı yazıp göndermek.
Akaryakıt ve tüpgaz ucuzlayacak derken yine pahalı olacak söylemlerini duyuyorum. Malum, döviz yükselişe geçti. Dün yine bir tüp alabilmek için birkaç markete gitmek zorunda kaldım.
Marketlerde fiyatlar son derece fahiş. Onlarda sıkıntı yok. Paranız varsa almakta serbestsiniz. Tutan yok kimseyi. Paranız var yok, alacaksınız, onlar da biliyor.
Durumlar böyle dostlarım. Bu nedenle size yeni yılda sağlık dilemekten başka bir şey gelmiyor içimden. Ne olmasa ne, sağlık temennim ne de iyi hayat temennilerim kabul olmayacak.
Bizim memlekette başarısız yönetici yoktur, aksi gelen yıl vardır, çözümü bizde olmayan dertler vardır.
Hani göz gibi herkes de iki tane var; değil mi?
Evet dostlar. Çocukken fakirdik. Şimdi de öyle. Tek farkı, eskiden hayallerimiz vardı. Şimdi dramlarımız.
İyi Yıllar...
Günün Sözü:
"İyi yaşamak hakkımızdır, teslim olmayın."
Filiz Naldöven
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.