Yabancılaşıyoruz...
Kaç gündür aklımda yazıp yazmamak arasında çok gittim geldim ve yazmaya karar verdim. Malum konu nüfus. Kaç kişi olduğumuzu bilmiyoruz. Ülkenin nüfusunu bilmeden o ülke de hiçbir planlama yapamazsınız. Hani hükümet çıkıp açıklıyor ya şu kadar proje yapacağız, şunları bunları yapacağız, yapacağız da neye göre yapacağız. Kıbrıslı Türkler olarak sayımız her geçen gün azalıyor. Yabancı sayısı arttık sonra artıyor, kendi ülkemizde deyim yerindeyse azınlık durumuna düşmüş durumdayız. Durmaksızın yapılan inşaatlar ve satılan arazilerden dolayı zaman zaman Filistin’e benzeyeceğiz değerlendirmeleri yapılmıyor değil. İskele bölgesi bir kere artık Kıbrıslı Türklerin yaşam alanı değil, tam anlamıyla yabancılaşmış bir bölgeden bahsediyoruz. Korkunç rakamlar ödendiği için herkes malını sattı, satmayanlarda yakın zamanda satacak çünkü ciddi rakamlar teklif ediliyor inşaatçılar tarafından. İskele bölgesine yerleşenlerin çocukları Türk okullarına gidiyor, Türkçe bilmedikleri için düzgün eğitimde alamıyorlar, zamanla bu neyi getirecek; yabancılar için okulların yapılmasını ve hangi diller baskınsa ona göre yabancı öğretmenlerin istihdamı gündeme gelecek. Gaziveren bölgesinde de durum farklı değil. Köyün nüfusu 200 hane ancak İsrailliler 240 konutluk yeni binalar yaptılar ve bölgeye yabancılar yani yabancılar darken İsrailli olmayanlar alınmıyor. Korunaklı bir site halinde yaşıyorlar.
Peki Kıbrıslı Türkler ne yapıyor? Seyrediyor. Birçoğu ya göç etti ya da göç etmenin yollarını arıyor, birçoğu üniversite mezunu ama işsiz, devlete kapağı atmaya çalışıyor ama torpili olmayan bunu da başaramıyor. Yani Kıbrıslı Türkler artık bu ülke de yavaş yavaş özne olmaktan çıkıyor ve sadece izleyici pozisyonuna düşüyorlar.
Hükümetin her fırsatta açıkladığı sosyal konut projesinin detaylarını hiç kimse bilmiyor. 37 bin lira asgari ücret maaşı alan bir gencin sosyal konut projesi sahibi olması tek kelimeyle mümkün değil. Nasıl yapılacak ne olacak nasıl ödenecek bu rakamlar, evler kaç paradan satışa çıkacak, hangi statü de olan gençler bu evlerden alabilecekler bunu hiçbirimiz bilmiyoruz. Bu durum bize hükümetin sosyal konut projelerinin yapımında hala hazır olmadığını gösteriyor. Ne bir ilan var ne de bilgilendirici yayınlar yapılıyor. Hal böyle olunca da söylenenler havada kalıyor.
Dediğim gibi azalıyoruz. Kaç Kıbrıslı Türk kalmıştır kimse bilmiyor. 80-90 bin diyenler bile var. Seçmen sayısına baktığınızda seçmen sayısı 205 bin civarlarında bunun nereden bakarsanız bakın yarısı ancak Kıbrıslı Türk’tür. Yani bir başka deyişle kendi ülkemizde azınlık durumuna düştük düşüyoruz.
Hükümetin kendi vatandaşını korumak, bu ülkede kalmasını sağlamak için ciddi projeler gerçekleştirmesi gerekiyor. İşsiz sayımızı dahi net olarak bilmiyoruz. Gençleri yalnızca ev sahibi değil iş sahibi de yapmalıyız. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı bu konuda mutlaka bir proje geliştirmeli ve işsiz Kıbrıslı Türklerin memur olmayı beklerken dahi olsa bir iş sahibi olmasını sağlaması lazım.
Özel işletmeler biraz da Kıbrıslı Türklerin üniversite mezunu olmalarından dolayı çalışmadıkları işlere yabancıları istihdam ediyor. Yabancılardan kastım üçüncü dünya ülkesi insanlar. Artık otellerde restoranlarda Bangladeşli ya da Pakistanlı çalışanları görüyorsunuz. Benzincilerde Türkçe bilenlerin sayısı her geçen gün azalıyor. Artık benzini dahi alırken İngilizce konuşuyorsunuz, otelde kalırken ya da bir restorana giderken siparişlerinizi İngilizce veriyorsunuz çünkü çalışan Türk yok.
Herkes üniversite mezunu olunca özel işletmelerde üçüncü dünya ülkesinden insanları çalıştırıyor. Halbuki herkesin üniversite mezunu olmasına gerek yok. Meslek erbabı olması ve kendi işini kurması sağlanabilir. Turizmde gençler doğru yönlendirilebilir.
Hükümete çok ama çok ciddi işler düşüyor. Nasıl ki Tarım Bakanlığı icraata yönelik ürün yetiştirmeyi teşvik etmesi gerekiyor ve bunu planlaması gerekiyor, Turizm Bakanlığı'nın, Çalışma Bakanlığı'nın da gençleri doğru meslek gruplarına yönlendirmesi lazım.
Bunları yazarken bu konuda hiçbir adım atılmayacağını da bilerek yazıyorum ama yazmak lazım, konuşmak lazım, rahatsız etmek lazım. Belki bir farkındalık yaratırız.
******************
Günün Sözü
Aynı yolu beraber yürüdüğümüzü sandığımız insanlar, aslında bize sadece gidecekleri yere kadar eşlik ediyor.
Mark Twain
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.