Seçimde çalışmayanlar kurultay istiyor…

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde UBP Hükümeti doğrudur bir hezimet yaşadı. Hükümet ittifakının çalıştığını ama bunun pek işe yaramadığını ya da bu çalışma neticesinde daha kötü bir sonuç alınmasının önüne geçildiğini yazmıştım halen aynı noktadayım. Üst düzey bir UBP Lefkoşa Milletvekili Cumartesi yani seçimden bir gün önce kendisiyle konuştuğumda “ilk kez randıman alamıyorum, girdiğim her evde hayır cevabını alıyorum” demişti bana. Tabii seçime çalışan UBP’li vekiller olduğu gibi Tatar’a oy verdiği bile şüpheli olan UBP’li vekiller de olduğuna inanacağım artık.

Bu seçimin tüm başarısızlığı başta Başbakan Ünal Üstel olmakla birlikte çalışan her UBP’liye yapılmış bir haksızlıktır. Seçimi kaybetti UBP bu nedenle Başbakan hemen olağanüstü kurultaya gitsin. Peki neden? Daha aylar önce oldukça yüksek bir oyla seçilmedi mi Ünal Üstel? Neden tekrar olağanüstü kurultaya gitsin? Çünkü bakan olamayan, kadro dışı kalmış ya da kurultay kazanamamış ya da bir şekilde artık dönemi geçmiş milletvekilleri böyle istiyor.

Başbakan Üstel’in elinde 20 bakanlık kontenjanını olsa ve bu çatlak ses çıkarak UBP’li vekillere birer bakanlık verse sesleri eminim kesilecekti. Bütün mesele bireysel menfaat başka bir şey değil. Hayır üzülerek yazıyorum bunları ama gerçek budur, bireysel menfaat. Her partide genel başkana elbette ki muhalefet olacak, bu işin doğasında var ama buradaki mesele yani Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yaşanan hezimet tüm UBP’nin iç meselesidir. Siz kalkar da bunu bir tek Genel Başkana yüklerseniz ortaya samimi olmadığınız çıkar. Şu an UBP içindeki çatlak seslerin durumu da aynen budur.

Başbakanın bu saatten sonra yapması gereken bütçeyi geçirdikten sonra erken seçime gitmesidir. Bakalım kimler seçilecek kimler parlamento dışı kalacak hep birlikte görelim. Tabii bunun daha aday sıralama süreci var belki de çatlak ses çıkaranlar aday sıralamasında liste dışı kalacaklar. Onları böyle bir son da bekliyor olabilir, bu yazdığımı sakın yabana atmayın.

Başbakan son derece partisine hâkim, ciddi ve güçlü bir siyasi kişiliktir. Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da tam desteğini alan bir Başbakandır. Türkiye tarafından ülkeye yapılan yatırımlara baktığınızda bunu net bir şekilde görürsünüz. Hangi parti iktidar olursa olsun Ankara ile sıkı ilişkilere sahip değilse bir Osmanlı kuruşu yardım gelmez, bunu dörtlü hükümet döneminde hep birlikte yaşadık ve gördük. Başbakanın Tayyip beyle olan sıkı dostluğu neticesinde Türkiye yatırım üstüne yatırım yapıyor KKTC’ye. Bu her siyasinin ehli değildir. Yaşadık gördük yakın geçmişimizde bunlara tanıklık ettik.

Olması gereken nettir. Hükümet bütçeyi geçirecek sonra makul bir tarih de erken seçime gidecek. Zaten hükümet erken seçime gitmese de bir yıllık ömrü vardır siyaseten doğal takvim işliyor. Varsın dört sene de seçime gitsin. Artık kaç vekil çıkarırsa çıkaracak seçilecek olan seçilecek seçilmeyecek olan seçilmeyecek herkes boyunun ölçüsü neyse onu alacak ve oturacak. Mesele bu kadar basittir yapılması gereken bu kadar nettir.

Birilerinin keyfi istedi diye olağanüstü kurultaya gidilmez. Parti yönetmek siyaset yapmak çocuk oyuncağımı?

Hem Başbakanın hem de bakanların vekillerin çoğunun hınca hınç çalıştıklarına ben şahidim. Tatar’ın alabileceği oy belki kırgınlıklar olmasa daha fazla olurdu ya da az bir farkla kazanırdı. Kaldı ki merhum Denktaş beyden sonra seçilen hiçbir cumhurbaşkanı bir kez daha seçilmemiştir. Görevde olan yıpranır bu siyasetin doğasında vardır. Koskoca Talat Eroğlu Akıncı ikinci kez seçilemediler ki bu isimler ülkeye mal olmuş siyasilerdir. Her birinin geçmişi başarıyla doludur.

Geçin kardeşim bu işleri geçin. Seçim, seçim; ülkeye lazım olan artık bir erken seçimdir. Altında kalanın boynu kopsun...

*******************

Günün Sözü

"Yaşadıkça bu gezegenin başka gezegenler tarafından akıl hastanesi olarak kullanıldığına daha çok ikna oluyorum."

Bernard Shaw