2 parti çok bile...

Yayın Tarihi: 22/11/24 05:00
okuma süresi: 5 dak.

TDP Genel Başkanı Zeki Çeler büyük ihtimalle biraz de kendinden bahsettirip ön plana çıkmak için bir takım açıklamalar yapmaya başladı...

Gençtir, heyecanlıdır, enerji doludur ama özellikle siyasette daha yeni olduğu için söylediklerinin gün gele kendisi için ters tepebileceğini de unutmaması gerekir!

Meclis başkanlığı seçimlerinde CTP’ye fazlasıyla ağır ifadelerde bulunmuştur...

Çok da yakışık almamıştır!

Öncelikle şunu bilmelidir ki Başbakan Üstel seçim sabahı yaptığı grup toplantısında erken genel seçim kozunu ortaya koyarak tüm vekilleri ciddi bir şekilde uyarmıştır...

Çoğu vekil de bir kez daha seçilmelerinin imkansız olduğunu bildikleri için oyuna son vermiş ve doğru olanı yapmıştır...

...

CTP’nin tavrına gelince;

Tufan hoca defalarca açıkladı, ortak bir adaya destek olacakları sözünü verdi...

Ortak aday olmayınca da Öztürkler’e ret oyu verdi!

Diyelim ki bir kaçı Ziya Öztürkler’e kriz çözülsün diye oy verdi...

Ne var ki bunda!

Bir kere şunu hiç unutmamak gerek ki CTP’nin meclis seçimlerinde hukuk ve demokrasi mücadelesi verdiği tüm taraflar kesimler tarafından kabul edilmektedir...

Eğer bu mücadele olmasaydı yaşananlar Cumhuriyet Meclisi’nde kara bir leke olarak anılacak, Öztürkler’in başkanlığı hep şaibeli olarak anılacaktı!

Onun içindir geride kalan bir seçimi pişirip pişirip ortaya koymanın bir manası da yoktur...

...

Bize göre Çeler aslında çok daha önemli şeyler de söyledi ya da temennisini dile getirdi...

Bu ülkenin 2 partiden daha fazlasına ihtiyaç varmış!

Katılmak kesinlikle mümkün değildir...

Şu anda mecliste temsil edilen 4 parti vardır!

İkisi büyük, ikisi de küçük...

İki küçük parti aynı zamanda hükümet ortağıdırlar!

Aslında bunlara içlerinde bir hayli sorun yaşayan partiler de diyebiliriz...

Yaşanan tartışmaların da toplumsal değil tamamen bireysel olduğu bir gerçektir!

Daha da özeti devletin kaynaklarını sömürme meselesi...

Bunun tersini söyleyen varsa buyursun ispatlasın!

Çeler’e kesinlikle katılmıyoruz, ha keşke sadece iki parti kalsa da ülke yönetimi gibi yaşamsal bir görev çok daha layıkıyla yapılsa...

Seçmen kitlesinin yanlış isimleri meclise göndermesi de çok ayrı bir tartışma konusudur!

...

Bu ülkenin şu anda yaşanan sıkıntılarının başında nüfusunu tam olarak bilmemesidir...

Projeksiyon nüfus açıklamalarının da kamuoyu tarafından içine sindirilmediği gerçeğini de unutmamak gerek!

Resmi nüfus sayımı 4 Aralık 2011 yılında yapılmıştır...

Aradan geçen koskocaman 13 sene!

Tabi ki akla bir takım sorular da geliyor...

Resmi bir nüfus sayımından niye korkuyoruz?

Bunun ardında bilmediğimiz bir takım nedenler mi var?

Bunun mutlaka mantıklı bir açıklaması olmalıdır...

13 sene önce yaşanmayan sorunların şimdi yaşanmaya başlaması, bazı sektörlerin bu konudaki haykırışları bile kafalardaki soru işaretlerini her geçen gün daha büyük hale getirmektedir!

Başta sağlık ve eğitim olmak üzere bir çok kurum artık işlevlerini yerine getiremez hale gelmiştir...

Bunları gündeme getirmesi gerekenler de bu memleketin vekili olduklarını savunan meclisteki 50 kişiden başkası değildir!

...

Lefkoşa’da bir bankanın müdürü kazanırım diye bir miktar parayı zimmetine geçirdikten sonra kaybetmiş ama yılmayarak kaybettiği parayı kazanmak için yine para çalarak açığını kapatmak istemiş!

Tabi ki kazanamamış ve battıkça batmış…

Açıkça da ifade etti, parayı kumarda kaybettiğini söyledi!

Şimdi elbette eşiyle birlikte bunun cezasını çekecek…

Ama bir detay dikkatimizi çekti!

Kadın 10 Milyon TL’ye yakın parayı kumara yatırdığını itiraf ettiği halde tek bir medya kuruluşu haberi verdi ama kumar itirafını habere koymadı…

Bilin bakalım hangi medya kuruluşu bu!

Eskiden açık pazar marketlerden çok daha ucuz olduğu için halkın akınına uğrardı…

İlgi hayli azaldı çünkü artık insanlar toplu alım yapmıyor!

Meyve ve sebzeyi tane ile alanlar çoğalıyor…

Belli ki sebze ve meyvedeki pahalılık bundan böyle değişmeyecek ve ürünler artık kilolarca değil tane ile alınacak!

Bu ülkenin yetkili yetkisizleri bu durumu kesinlikle biliyor…

Ama önlem alan tek bir makam yok!

Vatandaşın alım gücü her geçen gün düşerken bazı üreticiler ve tabi ki aracılar ceplerini doldurmaya devam ediyor…

Sebze ve meyveye en azından bir süre ithal izni vermenin zamanı gelmiş de geçmiştir bile!

Denetim filan da olmadığı için ithal etmek artık zaruri hale gelmiştir…

Hele de hayat pahalılığının tüm çalışan ve emeklilere aynı oranda uygulandığı böyle bir ortamda!


Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Kıbrıs Postası’nın editöryal politikasını yansıtmayabilir.
#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Levent ÖZADAM yazıları