Yeni slogan: Adalet!

Şu sıralar devlet erkanı ağız birliği yapmışçasına adalet diyor başka bir şey demiyor…

Ortadoğu’da yaşanan gelişmeler bunun mimarı oldu!

İsrail önce Gazze’yi vurdu birlerce kişi öldü…

Çocuklar orada sadece ekmek istediklerini haykırıyor!

Hele de içler acıtan bir görüntüde minik bir çocuğun ekmek yerine kum yiyoruz haykırışı yürekleri sızlatıyor…

İnsan haliyle adalet bunun neresinde demekten kendini alamıyor!

Orada çocuklar aç ama bizde yaz tatili nedeniyle sahiller doldu, partiler ardı ardına yapılıyor…

…

Devlet erkanı Ortadoğu’da yaşanan savaş nedeniyle adalet kavramını öne çıkarırken tabi ki Kıbrıs’ta yıllardan beridir yaşanan adaletsizlikten dolayı adada yaşanan gerçekleri de anlatmaya çalışıyor…

BM’ye isyan, AB’ye isyan haliyle Güney Kıbrıs’a isyan!

Bir taşla birkaç kuşu birden vurmak ya da istemek böyle bir şey olsa gerek…

Aslında bize göre birileri talimat veriyor bizimkiler talimatı uyguluyor!

Konu bu kez adalet kavramı…

Uluslararası kurumların KKTC’ye uyguladığı adaletsiz bir duruşu!

Verilmek istemeyen hak ve hukuk kayıpları…

…

Bir de başka açıdan bakmak gerek adalet anlayışına…

Dünyanın her bir yerinde adalet suçlarının işlendiği doğrudur!

Peki içeriye bakınca bizde durum nedir?

Değiştirilmek istenen polis yasası dün Meclis’te nisap sorununa neden oldu…

Muhalefet salonu terk ederek ağır bir şekilde tepkisini ortaya koydu!

Belli ki yine birileri talimat vererek polisin üst düzey yönetim akışı değiştirilmek isteniyor…

Sırası gelenler dışarı yerlerine yeni isimler!

Adalet kavramı yerlerde sürünüyor…

Dışarıda adalet istiyoruz ama içeride kendimizle çelişiyoruz!

…

Polis teşkilatı tüm eksikliklere rağmen başarılı bir kuruluştur ve en güvenilen kurumlar arasında yer almaktadır…

Böyle hamleler ve uygunsuz kararlar teşkilata olan güveni sarsacak nitelikte olup liyakat konusunda bir takım şaibeler doğurabilecektir!

Ortada yıllardan beridir işleyen bir sistem vardır bunun önüne takoz koymak kamuoyunda şüphe ile karşılanacaktır…

Bizi yönetenler ya da yönettiklerini zannedenler talimatla aldıkları kararları uygulamaya sokmadan önce daha sağlıklı düşünmeli ve skandala neden olacak olaylara karşı dik durmasını bilmelidirler!

…

Güney’den, Kuzey’e et kaçakçılığı artık moda haline geldi…

Önce kilolarca gelen kaçak et şimdi tonlarca gelmeye başladı!

Yakalananlar var yakalanmayanların daha çok olduğu iddia ediliyor…

Problem ise şurada;

Kaçakçılar yakalanırken etlerin asıl sahipleri bir türlü yakalanıp deşifre olmuyor…

kaçak et konusunda bazı otellerin ismi anılsa da bir türlü onlar için yargılama süreci başlamıyor, başlatılmıyor!

Sonra da adaletten bahsediyoruz manidar bir şekilde…

…

Yakalanan tonlarca kaçak et toprağa gömülerek imha ediliyor…

Hem de Rum kesiminde mühürlenen etler bunlar, yani sağlık kontrolü yapılmış olanlar!

Kamuoyunda bu konuda tepki dolu paylaşımlar yapılıyor…

Çoğu etlerin bir takım yardım kuruluşlarına verilmesini ifade ediyor!

Günah diye bir şey var diyerek…

Bazı kesimler ise hayvan barınaklarına verilmesini istiyor!

Rum’un etine ihtiyacımız yok diyenler de ayrı bir kesimi oluşturuyor…

Bize göre de etler uygun bir şekilde kesinlikle değerlendirilmelidir!

Tabi ki sağlıklı olup olmadığı yönündeki çalışmalardan sonra…