85 milyonluk Türkiye yaptı, KKTC yapamıyor

Yayın Tarihi: 20/03/24 07:00
okuma süresi: 4 dak.

14 Mart Tıp Bayramı, bu yıl da geldi, geçti.

Güzel sözler, temenniler, hedefler, yapılanlar, anlatıldı, konuşuldu.

Sağlık alanı, kurumları, çalışanları, benim için daha bir önemlidir.

Rahmetli babam, otuz üç yıl, beyaz önlüğü giydi.

Gemikonağı, Cengiz Topel Hastanesi’nde başlayan görev, Dr. Burhan Nalbantoğlu’nda devam etti ve rahmetli olana kadar da burada hizmet verdi.

Her bölüm ve serviste çalıştı, emekli olamadan da vefat etti.

Tabi ki o yıllardan, bu günlere çok şey değişti.

Nüfus arttı, değişti, hastalıklar, tedaviler, araç, gereç, teknoloji ve ihtiyaçlar farklılaştı.

Ama o dönemlere ait sıkıntılarla, bugüne ait sıkıntılar arasında hala benzerlikler var.

Her yıl, belli günlerde, belli kurumlar, isimler, kesimler, benzer sorunları dile getiriyor.

Başka alanlarda olduğu gibi sağlık alanında da en fazla laf üretiliyor.

Belirli imkânlarla, belirli önlemlerle, geçici çözümler bulunarak, gemi yüzdürülmeye çalışılıyor.

Sağlık bir bütündür, bir bütün olmak zorundadır.

Kamusal veya özel sağlık hizmetleri, eczacılar, sağlık malzemesi tedarikçileri, aynı pastanın, paydaşları ve bu sebeple aynı çatı altında olmaları gerek.

Her zaman için güncel bir örnek var, 85 milyonluk Türkiye’de, herhangi bir ilde bir ilaç satın alıp, sonrasında bir başka ilden aynı zamanda aynı ilacı alamazsınız.

Sistem sizin ilgili ilacı aldığınızı, henüz bitirmediğinizi, hatta hangi tablette olduğunuzu bile gösteriyor.

Ve sistem suiistimali, envanteri, stok bilgilerini, hasta ve ilaca dair tüm bilgileri, kullanıcılara, sunuyor, otokontrol sağlıyor.

Sahte reçete olayı olarak bilinen konunun en önemli tarafı, bu sistemin kurulmamasıdır.

85 milyonluk Türkiye kurmuş, yarım avuçluk KKTC kuramamış.

Kamu veya özel hastaneler arasında, hasta veya ilaçlara dair ortak bir havuz, bilgi paylaşımı, istatistiki bir veri ağı var mı?

KKTC’de Genel Sağlık Sigortası konusu neden yılan hikâyesine döndü?

Elbette ilk basamak, toplumun, bireylerin, eşit ve hızlı bir şekilde sağlık hizmetine ulaşabilmesidir.

Yaşlıların, sosyal yardımla geçinenlerin, engellilerin, sağlık sisteminde öncelikli olarak kabulünün, eve sağlık hizmetinin bu çağda tartışılır olmaması gerekirdi.

Konunun bir de sağlık çalışanları tarafı vardır.

Huzurlu, mutlu, dinlenmiş, ailesine, kendine zaman ayırabilen, sağlık çalışanı, hastalara, şifa arayanlara çok daha verimli hizmet verebilir.

Her şey para, yeni bina, araç gereç değildir.

Pandemi zamanı sağlığın ne kadar önemli olduğunu gördük, dünyayı, bilimi takip eden, insan potansiyelini farkında olan ve kullanan bir sağlık ağımız var.

Çok daha iyi olabilir, bu potansiyel bizim insanlarımızda vardır.

Mesele öncelikleri belirleyerek, iyi yönetim ve organizasyona kalıyor.

Genel sağlık sigortası, kamusu ve özeli ile sağlık sektörünün bir ağla bağlanması, hasta ve ilaç konusunda ortak havuzdan faydalanması, istatistiki bir veri tabanını oluşturması, aynı zamanda ilaç konusunun otokontrol sistemi ile kayıt altına alınması bir milat, gerçek bir reform olur.

Parası olanın değil, hasta olan herkesin, bu devlet çatısına ihtiyacı vardır.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Erçin ŞAHMARAN yazıları