Meğerse hiçbir hazırlıkları yokmuş...

Başbakan Ünal Üstel’in dün basın toplantısı vardı. Tüm hükümet bu basın toplantısında hazır bulundu. Erhan Arıklı yurt dışında olduğu için katılamadı. Hemen gözlerimiz Erhan Arıklı’yı aradı. Başbakan Üstel, bir yıl içerisinde yaptıklarını uzun uzun anlattı. 65 yasa yaptıklarını da sözlerine eklemeyi ihmal etmedi. Genel olarak başarılı mı hükümet bu soruya cevap bulmalı. Genel olarak kötü gitmiyorlar bunu söylemek lazım. Ünal Üstel’in yaş olarak tecrübeli bir politikacı olması hükümet içinde bir disiplin yaratmış durumda. Kötü gitmesine kötü gitmiyorlar ama örneğin hayat pahalılığını engelleyememeleri son derece kötü bir imaj. Hiçbir şekilde serbest piyasaya müdahale etmedikleri gibi hükümet kendinden de özveride bulunmadı. Evet hayat pahalılığı karşısında ciddi bir asgari ücret artışı yaptılar, eksik de olsa iyi bir hayat pahalılığı verdiler ve özellikle hem memur maaşları hem de emekli maaşları arttı. İnsanlar bir soluk aldılar, aldılar almasına ama bu yeterli olmadı. Çünkü hayat pahalılığına müdahale etmedikleri için yapılan asgari ücret artışı da verilen hayat pahalılığı da eridi gitti.

Şimdi yeniden hayat pahalılığının verilmesi hatta bunun altı ayda bir değil de 3-4 ayda bir verilmesi gündeme geldi. Asgari ücretin yeniden belirlenmesi gündeme geldi. Bunların ivedi olarak yapılması gerekiyor.

HÜKÜMET 14 MAYIS SONRASINA HAZIR DEĞİL

Dünkü yazımda da yazdım hükümet Türkiye’deki 14 Mayıs seçimlerinden sonra yaşanacak ekonomik krize ne kadar hazır. Bu soruyu tam soracaktım ki soruldu. Maliye Bakanı Alişan Şan ilginç bir cevap verdi ve ekonominin kötüleşmesini beklemediklerini dile getirdi. Cevap halbuki son derece yanlış. Düşünsenize hükümetin Maliye Bakanı, Türkiye seçimlerinden sonra kötü bir kriz beklenmiyor. Demek ki hiçbir hazırlıkları yok. Bu cevaptan bu mantık çıkar. Halbuki hepimiz biliyoruz ki döviz fırlayacak ve Türk Lirası bir daha değer kaybedecek, hem de ciddi bir değer kaybıma uğrayacak. Dövizin artması beraberinde hayat pahalılığını tetikleyecek ve hayat bir daha pahalı olacak. En basitinden anlatacak olursak marketlerdeki gıda fiyatları artacak, Türk Lirası değer kaybedeceğinden insanların alım gücü bir kez daha düşecek ama gelin görün ki bu ülkenin Maliye Bakanı, kötü bir ekonomik kriz beklemiyor.

Halbuki hepimiz biliyoruz, ekonomide ciddi bir kriz yaşanacak. Türk ekonomisi şu an için gerçekten zor bir sınav veriyor ve vermeye de devam edecek. Haliyle KKTC ekonomisi de bundan kısmetine düşeni alacak. Buradan anlıyorsunuz ki hükümetin olası bir döviz krizi ve buna bağlı olarak olası bir ekonomi krizine karşın hiçbir hazırlığı yok.

Yine buradan anlıyorsunuz ki hükümet para bulup maaş ödeyebildiği sürece herhangi bir ekonomik kriz gözlemlemiyor. Ekonomik olarak piyasaların iyice daraldığını, dövizi sabit tutabilmek için sürekli para basıp piyasadan döviz toplandığını ve seçimlerden sonra ipin ucunun kaçma ihtimalinin yüksek olduğunu bu hükümet önemsemiyor. Önemsemiyor ki ekonomide kötü bir kriz beklemiyorlar. Maliye Bakanı’nın bu açıklaması üzerine Başbakan Üstel araya girdi ve yapıcı birkaç cümle kurdu. Türkiye ile olan güçlü ilişkilerden bahsetti ve ciddi bir para akışının Türkiye’den geleceğinin altını çizdi.

Mesele Türkiye’den para gelmesi ya da yerel gelirlerin başarıyla toplanıp maaş ödenmesi meselesi değil ki. Zaten bir hükümet bunu yapamadığı anda yani maaş ödeyemediği anda istifa etmesi gerekir. Ama dediğim gibi buradaki mesele maaş ödeyebilme meselesi değil. Mesele vatandaşın hayat pahalılığı yaşamayıp alım gücünü koruyabilme meselesidir.

Eğer piyasalar aşırı bir pahalanma yaşarsa siz istediğiniz kadar para toplayıp maaş ödeyin. O maaşlar aşırı pahalılık karşısında erir ve alım gücü otomatik olarak düşer.

Halbuki şöyle bir hazırlığımız var, böyle bir hazırlığımız var; B planımız şudur gibi bir açıklama beklerdim. Doğrusu şaşırdım. Umarım beklediğimiz kadar bir ekonomik kriz olmaz, umarım döviz fırlamaz ve umarım aşırı bir hayat pahalılığı yaşamayız dostlar…

******************

Günün Sözü

Aynı kağıdın arka ve ön yüzleri gibiyiz. Sonsuza dek beraber; ama hiçbir zaman birbirlerini görmeyen…

Aziz Nesin