Cezalar cep yakarken insanlar ölmeye devam ediyor…
Arapköy yakınlarında dün bir kaza oldu ve iki kişi hayatını kaybederken 9 kişi de yaralandı. En azından kaza nedeni henüz belli değildi ben köşe yazımı yazarken ama fotoğraftan da anlaşılacağı üzere iki araç yüz yüze çarpıştı. İşin başında yine sürat ve dikkatsiz sürüş var. Düşünün bu kadar ölümlü kaza varken veya süratten ya da alkolden kazalar olurken ve insanlar bu haberleri de okurken yine de süratli ve alkollü araç kullanmaya devam ediyorlar.
Öte yandan cezalar da ciddi ciddi cep yakmaya devam ediyor. Örneğin sosyal medyada bir kişinin isyanı vardı. Elinde cep telefonu olmasına karşın 50 puan ve 43 bin lira ceza yazılabiliyor. Evet cezalar ciddi ciddi cep yakıyor ama ölümlü kazalar da olmaya devam ediyor. Nasıl bir çelişki ise artık cezalar çok ağır ama ölümler ve kazalar da dört nala olmaya devam ediyor.
Kazaların merkezinde alkol ve sürat var. Ne kadar ilginç değil mi; alkolden kaza haberlerini bizim okuduğumuz gibi on binlerce insan da okuyor ama buna rağmen alkol alarak yola çıkabiliyorlar. Neden peki? Ben zaman zaman alkol sohbetlerine tanıklık ederim. Yarım şişe rakı içmek ya da 10 tane bira içmek bir övünç kaynağı olabiliyor. Evet bu insanlar ne kadar aşırı alkol aldıklarını övüne övüne anlatabiliyorlar. Şansları varsa polis kontrolüne yakalanmadan evlerine gidebiliyorlar ya da kaza yapmadan alkollü alkollü evlerine varmayı başarabiliyorlar. Kaza yapanların da alkollü olduğu haberlerini okuyoruz hep birlikte.
Trafik şüphesiz bir eğitim işidir ve çocukluktan başlayan bir eğitimdir. Siz istediğiniz kadar cezaları artırın ya da yollara polis çıkarın, tüm bunlar alkollü araba sürmenin önüne geçemiyor. Vatandaş alkol almayı seviyor. Polise yakalanacakmış ya da kaza yapıp yıllarca hapis gidecekmiş pek umurunda olmuyor. Neden peki? Tekrar soralım bu soruyu; çünkü eğitimini almamış. Daha ilkokul çağından alkolün ne kadar kötü bir şey olduğunu ve alkollü araç kullanmanın sonuçları okullarda öğretilmiyor.
Bana bir şey olmaz şiarı yer etmiş insanların içine. Gündüz polis yollarda. Ben polisi sadece akşam saatlerinde Lefkoşa mezarlığının önünde gördüm. Başka yerde de polis görmedim. Ellerinde hız tespit radarları araçlara tutuyorlar. Eğer hız limitinin üstündeyseniz durdurup ceza kesiyorlar. O kadar. Gece denetimleri olduğunu haberlerden okuyoruz. Şahsen ben denk gelmedim. Eminim yapıyorlar ki haberlere şu kadar araç denetlendi şu kadar alkollü sürücü yakalandı diye haberleri çıkabiliyor.
Bir zamanlar Trafik Kazaları Derneği Başkanı Prof. Dr. Mehmet Avcı’yı konuk aldım ve sordum; alkol alanlar neden kaza yapıyor diye. Adam çok basit bir cümleyle açıkladı; “Çünkü ar duygularını kaybediyorlar” dedi. Yani demek istedi ki utanma duygularını kaybediyorlar. İçlerindeki canavar, cesaret ortaya çıkıyor ve hem süratli araç kullanıyorlar hem de direksiyon hakimiyetini kaybediyorlar. Öyle değil midir; alkol insanı rahatlatır ama az içerseniz, çok içerseniz kontrolünüzü kaybedersiniz ve kaza yaparsınız. Doktorlar bile bir bardak kırmızı şarabı kalp sağlığı için önerirler ama size kimse bir şişe için demez. İşte bizim vatandaşımız bir şişe kırmızı şarap içiyor, ya da yarım şişe whisky içiyor.
Bildiğiniz gibi cezalar artırıldı. Uygulamaya da geçildi. Vatandaş yine içmeye devam ediyor ama. Neden peki? Çünkü polis korkusu yok, devlet korkusu yok. Yeteri kadar polis olmadığı için siz ülke genelinde sıkı bir denetim yapamıyorsunuz. Oturt bakalım on tane polisi meyhane çıkışlarına kaç yüz vatandaşı rapor edersin. Meyhane içkiden para kazanıyor. Fakiriz para yok diye ağlıyoruz memleket olarak ama meyhaneler dolu beyler. Demek ki bir yerlerde iyi para var ki meyhaneler dolu olabiliyor. Halbuki git eşek olana kadar iç ama eve seni alkol almayan bir arkadaşın bıraksın ya da bir taksi çağır seni eve taksici bıraksın.
Şüphe yok ki polis teşkilatının güçlendirilmesi gerekiyor. Eğer bir halk eğitilmemişse tek bir çareniz var cezayla yola getireceksiniz. Cezalar artırıldı ama bu cezaları uygulayacak polis sayısı artırıldı mı? Tabii ki hayır. Trafik polisi sayısının da artırılması lazım. Her gece ama her gece denetimlerin yapılması lazım. Varsın meyhaneler az para kazansın ya da içkiden para kazanmasın ama birileri de ölmesin be kardeşim.
Yoksa bu iş böyle sürüp gider. Vatandaşın içinde ben içiyorum ama polisler de beni bekliyor korkusu yoksa, eşek oluncaya kadar içer ve sarhoş olur. Sonra da kaza yapar, ölür ya da öldürür. Mesele bu kadar basittir.
Eğitim bakanlığı artık okullarda zorunlu ders haline getirsin trafiği. Cezalar artsın ve polis denetimleri de çoğalsın; bakalım eşek gibi içenler trafiğe çıkabiliyor mu?
**************
Günün Sözü
"Aşk, gerçekliğin ilk ışığında yok olacak bir sistir."
Charles Bukowski

Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.