Herkes neden bu kadar tanıdık… Hiç düşündünüz mü?

Yayın Tarihi: 02/05/25 07:30
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+

Zaman zaman kaç kişiyiz konuşmaları yapılır. Cumhurbaşkanı Tatar 407 bin dedi. Ben o rakamı 410 bin olarak biliyordum. Aslına bakarsanız kimsenin kaç kişi olduğumuzu bildiği falan yok. Neden mi? Çünkü bu 407-410 bin rakamları İstatistik Kurumu’nun verdiği rakamlar. Yani tahmini, projeksiyon sonucu ortaya çıkan tahmini bir rakam. Bu nedenle bir nüfus sayımı da yapılmadığı için yapılmasından da kaçınıldığı için kimsenin kaç kişi olduğumuzu bildiği yok. İstatistik Kurumu’nun verdiği rakamlar baz alınarak herkes bir şey söylüyor.

Tabii bir de başka mesele var. Aslında sorulması gereken soru başka. Biz Kıbrıslı Türkler kaç kişi kaldık. Biri de çıksın bunu açıklasın. Ayrımcılık yapmak için söylemiyorum ama bana dokunuyor bu konu. Kaç Kıbrıslı Türk kaldık. 70-80 bin mi yoksa 110 bin mi? Seçmen sayısı yanılmıyorsam 220 bin kusur olması gerekiyor. Tabii bu sayı artmıştır ama ne kadar çok artacak. 220 bin seçmenin içerisinde sadece Türk yok ki İngiliz’i de var, Rus’u da var, Yahudi’si de var. Bu nedenle onları da hesaba katar sonra çıkarırsak ortaya çok düşük rakamlar çıkar. Unutmayın 220 bin seçmenin içerisinde Türkiye kökenli kardeşlerimiz de var, işte bu nedenle nüfus 407 bin mi 410 bin mi bilemem ama biz Türkler hayli azınlığız.

Bu işin doğrusu yapacaksın bir nüfus sayımı çıkacak ortaya. Diyorlar ki herkesi eve mi kapatacaksınız. Ne olacak canım bir pazar da evde kapalı kalalım, kalalım yeter ki nüfusumuz kaç öğrenelim. Hayır alay konusu oluyor iki de bir de. İstatistik Kurumu’nun verilerine şahsen ben güvenmiyorum. İstatistik Kurumu hayat pahalılığı kaç on da bile hata yapabiliyor nerede kaldı nüfusu tam olarak ya da tahmini olarak bilecek.

İşte bu nedenle bir pazar günü millet kapatacaksınız eve ve bircik bircik sayacaksınız. Her sene ya da her iki senede yapılacak bir iş değil sonuçta; en azından nüfusumuz kaç, dejur kaç defacto kaç onu öğrenmiş oluruz.

Yazının başlığına bakarak kimse beni Türkiyeli-Kıbrıslı ayırımı yaptığımı düşünmesin; benim eşimde Türkiyeli. Buraya üç yaşında gelmiş, geldiği köyü bile unutmuş. Annesi babası Türkiyeli olup KKTC’de doğan binlerce kardeşimiz var. Ayrım yapmamız söz konusu olabilir mi hiç? Mümkün değil.

1 Mayıs’ta ailece Kırnıya Çınar Restoran’a gittik. Herkes mangalını yakmış kebabını yapıyor. Canlı konser vardı. Saatlerce Kıbrıs müzikleri çalındı söylendi. Bir baktım bu kadar Kıbrıslı Türkü ilk kez bir arada gördüm. Hem sevindim hem üzüldüm, garipsedim aynı zamanda. Gelip seslenenler oldu, hiçbirini tanımıyorum, sabah programlarımızı izliyorlarmış. Tanıdıklara da rastladık. Hepsi bu kadar işte. Gidin bakalım bir kafeye Kıbrıslı Türk görmezsiniz, yoktur, Kıbrıslı Türk görmek isterseniz Zahra Sokak’ına gitmeniz gerekir, ya da bir uçak yolculuğu yapın; dönüşte KKTC vatandaşları sırasında birkaç Kıbrıslı Türk ya da KKTC vatandaşı görürsünüz geriye kalanlar hep yabancıdır. Öyle İngiliz, Alman falan da göremezsiniz. Ya siyahileri görürsünüz ya Pakistanlıları ya Bangladeşlileri görürsünüz.

İşte bu nedenle çıksın birileri de kaç Kıbrıslı Türk kaldığımızı açıklasın da öğrenelim. Bu millete bu devlete yazık oluyor. Eksiliyor, azalıyor ve kayboluyoruz. Gençler bir bir kaçıyor, gidiyorlar. Geleceklerini başka ülkelerde kurmak istiyorlar. Bir genç devlet işine girmedikten sonra isterse doktora yapmış olsun alacağı maaş asgari ücrettir. Kasiyerle aynı maaş. Ev falan da alamaz artık bu saatten sonra, o işler de hayal oldu.

Anlayacağınız belki de bunlar iyi günlerimizdir ve biz bilmiyoruzdur. Neyse lafı toparlayacak olursak devlet bir nüfus sayımı yapsın da bitsin bu dalga geçme işi.

*************

Günün Sözü

“Kimselere anlatamadım. Kendime bile, ola ki ağzımdan kaçırır, bir daha tutamam seni.”

Nazım Hikmet


Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Kıbrıs Postası’nın editöryal politikasını yansıtmayabilir.
#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Gökhan ALTINER yazıları