Öztürkler güven veriyor...

Meclis Başkanı Dr. Ziya Öztürkler, halk indinde Ziya Hoca. Ben onu böyle tanıdım. Çok yaş farkımız yok aslında. Daha siyasete atılmadan önce tanıştık biz Ziya Hocayla. Beyefendi kimliğinin yanında insanlara sürekli yardımcı olan da bir yanı var. Derken siyasete atıldı ve Milletvekili oldu. Ne havalara girdi ne değişti. Başbakan Ünal Üstel günlerden bir gün onu İçişleri Bakanı yaptı. Değişti mi yine değişmedi. İçişleri Bakanı oldu diye havalara girmedi hiç. Ne zaman konuk gelmesi için aradımsa “dur kapatma gününü şimdi ayarlayalım” derdi ve ayarlardık da.

Öyle genç yaşta İçişleri Bakanlığı yapmak kolay mı? Hele KKTC gibi bir ülkede. İçişleri Bakanlığı belki de Maliye Bakanlığından daha büyük ve zor işlerin olduğu bir bakanlık. Başarıyla da yürüttü. Görevden çalışmaktan kaçmadı. Kırsal kesim arsalarının sosyal konut evlerinin fikirleri O bakanken atıldı. Tabii ki Dursun Oğuz da başarıyla şekillendirdi, Dursun Oğuz’un da hakkını yememek lazım.

Derken ansızdan görevden alındı. Küstü mü peki? Hayır küsmedi. Başbakan Ünal Üstel’e olan desteğinden zerre taviz vermedi. Bir sohbetimizde “Başbakanla nasılsınız küslük var mı ?” diye sorduğumu hatırlıyorum. “Kesinlikle küslük yok biz konuşuyoruz” demişti bana. UBP’de adettir bakanlıktan alınırsanız Başbakana düşman olursunuz ve muhalif grup nerdeyse onun tarafına geçersiniz. Aynen bugün olduğu gibi. Ama O küsmedi ve muhaliflerin yanına giderek Başbakan Üstel’in kuyusunu kazanlar kervanına katılmadı.

Gün geldi Meclis Başkanlığı için oylama karşısına çıktı ve uğraşlar sonucunda Meclis Başkanı seçildi. Iyi bir basın ekibi kurdu. Medyaya en çok haber Ziya hocadan yani Meclisten geliyor şu an. Çeşitli görüşmeler yapıyor, misafirler ağırlıyor en önemlisi de boş boş kendine dış ziyaretler ayarlayıp memleket memleket gezmiyor. Onu yapanları da gördük o meclis çatısı altında.

Güzel bir program yaptık. Programdan sonra kahvelerimizi içerken nasıl gidiyor diye sorduğumda “Başbakanın sonuna kadar arkasındayız, Cumhurbaşkanı için de çalışıyoruz” dedi kendine has gülümsemesiyle. Güzel bir seçim kritiği de yaptık program sonrasında ama uzun uzun onu sizlere anlatmayacağım.

Programda Rum tarafının özellikle mevkidaşının yanlış icraatlarını ve söylemlerini eleştirdi. KKTC bir Hukuk Devletidir herkes saygı duyacak kim isterse olsun dedi. Garantörlüğün ve Türk askerinin varlığının önemini anlattı. Ulusal Birlik Partisi’nin Devlet kuran bir parti olduğunu ve kurulduğu günden beri bu çizgiden zerre taviz vermediklerini anlattı.

Meclis Başkanı seçildikten sonra yanılmıyorsam ilk program bana konuk olmuştu. Aynı Ziya hoca ne kibir var ne görgüsüzlük var. Daha bir eğitimciyken tanıdığım sizden bizden biri vardı karşımda. Değişmezde. Bazı insanların mayası hamuru neyse o dur değişmez.

Programda Cumhurbaşkanlığı seçimlerini konuşurken bir adayın değil bir davanın seçimidir dedi. UBP-DP-YDP Hükümeti bir bütün olarak Cumhurbaşkanlığı seçimlerini böyle nitelendiriyorlar. Mesele Ersin Tatar’ın seçilmesinden ziyade Ankara Hükümeti ve Tatar’ın antant kaldıkları iki devletli eşit egemen bir çözüm idealinin seçimi kazanması. Ne kadar acıdır ki Rum Yönetiminin egemenliği paylaşmak istememesinden dolayı ister federasyonu ister iki devleti isterseniz konfederasyonu görüşün bir yere varamazsınız. Liderler kaçtır görüşüyor bir sınır kapısı bile açmaya razı olmadı Rum Yönetimi.

Evet önümüzde bir Cumhurbaşkanlığı seçimleri var ve bu seçim zor bir seçim olacak. Geçtiğimiz hafta bir seçim kritiği yapmıştım sizlere; yer gelmişken yine söyleyeyim. Seçmenini sandığa götürmeyi başaran bu seçimi alacak.

Hayırlısı ile Eylül ayına girdik. İddia edilen odur ki Ankara’nın çarkları dönemeye başlayacak. Bakalım görelim neler olacak.

***********************

Günün Sözü

"Sen bana bakma ben baktığın tarafta olurum."

Cemal Süreya