Giden... Gelmiyor…
Cumhurbaşkanlığı seçimlerine çok değil 12 gün kaldı. Kimin kazanacağını göreceğiz. Herkes hummalı bir şekilde çalışıyor. Kimilerine göre açık ara fark var kimilerine göre at başı bir yarış var. Bir de sessiz çoğunluk var ki onların ne yapacaklarını kimse bilmiyor. Açık konuşmak gerekirse dün yazdığım yazımda da belirttim at başı bir yarış olduğuna inananlardanım. Seçmenini sandığa götürmeye başaran seçimi kazanacak.
İnanın bana memleketin gündemi bu değil, yani Cumhurbaşkanlığı seçimleri değil. Her gün artan hayat pahalılığı ve bir bir kaçıp giden ve geri dönmeyi düşünmeyen gençlerimiz var.
Aşırı pahalıyız. Market alışverişlerini göğüsleyebilmek artık mümkün değil. Gelin görün ki söz konusu hayat pahalılığını durdurmak ve aşağı çekmek için henüz bir politika ortaya konulmuş değil. Maliye Bakanı Berova 2025 yılında hayat pahalılığına ciddi önem vereceklerini anlatmıştı. 2025 bitiyor. Bakana güvenim tam; uğraşıyor biliyorum ama O’nunda işi kolay değil. Göreceğiz.
Gençler ailelerinin yardımı olmaksızın geçinemiyorlar. Öyle bir döneme geldik ki bir genç babasının annesinin öldüğüne değil maaşının kesildiğine üzülecek. Emekli olan aileler devletten ay sonu aldıkları maaşlarla çocuklarının geçinmelerine yardımcı oluyorlar. Aksi takdirde asgari ücrete çalışan binlerce gencin geçinmesi ne yazık ki mümkün değil. Bunu borçsuz gençler için söylüyoruz bir de borcu olan binlerce genci hesaba katarsak gençlerin geçinmesi kesinlikle mümkün değil.
Artık nitelikli iş gücü de bulamıyoruz. Kıbrıslı Türk gençlerin hatırı sayılır bir kesimi Rum tarafında çalışıyor. Rum tarafından aldıkları asgari ücretle KKTC’de daha rahat bir hayat kurmaya çalışıyor. Öte yandan Türk çalışanlar ise kendi ülkelerine dönmeye çoktan başladılar. Memleket iş gücü açısından üçüncü dünya işçilerinin eline kaldı. İnşaatlarda çalıştırmak için bahçe temizliğinde kullanmak için hep üçüncü dünya ülkesi insanları kullanıyoruz. Kafeler barlar restoranlar hep üçüncü dünya ülkesi insanlarla dolmuş durumda.
Bir de okumak için yüksek tahsil için yabancı ülkelere giden gençlerimiz var. Hiçbiri kesinlikle dönmeyi düşünmüyor. Bir bir kaçan gençlerimiz kendi ülkelerinde bir gelecek görmedikleri için geri dönmeyi kesinlikle düşünmüyorlar.
Yabancı ülkelere adımını attıktan sonra kendilerine oralarda yaşam kurmaya çalışıyorlar. Aşırı pahalı olan bir ülke, bu pahalılığın düşürülmesi için hiçbir şey yapmayan bir hükümet ve dışarı bağımlı ve dışarının sözünü dinleyen bir ülke politikası ile kimse KKTC’de yaşamak dahi istemiyor.
Bu ülke de kimse yaşantısından memnun değil. Ülkenin gündemine bir bakar mısınız maaşlardan yapılacak kesintilerle yaratılmaya çalışılan bütçeler, mevduat faizlerinden yapılacak kesintiler, kendi kendine yetmeyen ülke ekonomisi, elektrik sorunuyla peşkeş çekilme çalışılan ülke kaynakları, rüşvet dedikoduları KKTC’yi iyiden iyiye yaşanmaz bir hale getirdi.
Kim böyle bir ülke de gelecek kurmak ister ki.
İşte bu ve buna benzer birçok nedenden dolayı gençler kendi ülkelerini anavatanlarını terk ediyorlar ve yabancı ülkelere yerleşiyorlar.
Devletin bu devleti yönetenlerin kendi gençlerini bu ülkede tutabilmek için yeni politikalar üretmesi gerekiyor. Gelin görün bu konularla ilgili hiçbir politikalar yeterli değil. Hiç mi bir şey yapılmıyor; evet yapılıyor ama giden gençlerimiz dönmeyi düşünmüyorlar.
Kaybolup giden bir ülke geleceğinden bahsediyoruz. Kıbrıslı Türkler artık misafir oldu, kendi ülkelerinde yabancılaştılar ve aitlik duygusunu kaybettiler. Bu çocuklara devletin sahip çıkması gerekiyor. Tabii önce şu Cumhurbaşkanlığı seçiminin bitmesi gerekiyor.
********************
Günün Sözü
"Gitmek istiyorsa bırakacaksın gitsin… Aklı seninle olmayanın bedeni yanında olsun ister misin?"
Can Yücel

Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.