Bir anket, bir sonuç ve erken bir analiz…

Yayın Tarihi: 18/07/24 07:00
okuma süresi: 8 dak.

Göç Kimlik ve Hak Çalışmaları Merkezi’nin (CMIRS) Haziran 2024 dönemi anket sonuçları açıklandı.

Toplam 500 kişiyle gerçekleştirilen anket, daha 1,5 yıl olmasına rağmen önümüzdeki Cumhurbaşkanlığı seçiminin şimdiden kızışmaya başladığına işaret ediyor.

CMIRS, uzun süredir ülkenin en büyük eksikliklerinden bir tanesi olan anket ve veri konusunda önemli işler yapıyor.

Malumunuzdur, tepeden tırnağa her türlü yozlaşan KKTC sistemi içinde anketler de bundan nasibini almıştır.

Her önüne gelenin anket şirketi kurup, kendine yakın siyasi oluşumlarla değişik yatak arkadaşlıklarına girişmesinin yanı sıra, bir takım eğitim kurumlarımızın yaptığı saçma sapan araştırmalar sonucunda güven yerle bir oldu.

Yine de dediğim gibi CMIRS, uzun süreden beri sevgili Mine Yücel’in koordinatörlüğünde bu çok hayati işi elinden geldiğince yapmaya çalışmaktadır.

Ahval-i şeraite ilişkin düşüncelerimden uzaklaşıp anketin sonuçlarına bakacak olursak, genel anlamda iki kutuplu (ya da partili) bir sistemin artık iyice yerleştiği sonuçlarla karşı karşıyayız diye düşünüyorum.

Mesela “yarın seçim olsa hangi partiye oy verirsiniz?” sorusunun cevabında ilk iki sıra büyük oy farklarıyla CTP ve UBP’den oluşuyor.

Yüzde 33,5 ile ilk sırada bulunan CTP’yi, sadece 4 puan geriden UBP takip ediyor. Ondan sonraki partilerse neredeyse 30 puan farkla TDP, YDP, DP ve HP şeklinde sıralanarak gidiyor.

Aralarında barajı geçen tek parti TDP gibi dursa da bu sonuçlar hemen tümünün barajı geçme ihtimali içinde olduğunu gösteriyor.

Öte yandan bu derece kötü bir UBP’nin sadece 4 puan önünde bulunan CTP’nin çok daha farkla önde olmasını bekleyebilirsiniz ama KKTC’de işler farklı dönmektedir.

Bu bağlamda sevgili dostum Rasıh Reşat’ın dün bu anketle ilgili yazısında yaptığı yoruma katılmamak elde değil: “Seçim zamanı gelince UBP bu kadar küçük bir farkı her türlü kapatır ve birinci parti çıkar.”

Bu arada baraj boylarında gezen partilerin ülkenin bir sonraki koalisyon partneri olmak gibi bir özelliği olacağı için, bu partilerin hem CTP hem de UBP için önemi olacaktır diye değerlendiriyorum.

Mesela UBP bunu çok iyi gören, her zaman önceden angajmana giden ve seçim sonrası hükümetini belirleyen bir kafadadır.

Ancak CTP için bunu söylemek mümkün değildir. Ama CTP, eğer tek başına iktidar olma sanrısından uzaklaşıp, seçim sonucunda bir koalisyon kurması gerektiğini düşünüp daha küçük sol partilerle ittifaklar kurma yoluna gitmezse, olası hükümetini sağ partilerle kurmak zorunda kalacaktır.

Halbuki, eski kin ve nefretleri bir kenara koyup, TDP ile varılacak bir uzlaşı hem Cumhurbaşkanlığı seçimi hem de normal seçimler için kazanca dönüşebilir. Bu yüzden CTP, TDP’nin barajı geçip, 3-4 vekil çıkarmasına ve ortakları olmasına dua etmelidir.

Bir diğer ittifak da Cumhurbaşkanlığı seçimi için yapılmalıdır diye düşünüyorum.

Ancak bu düşünceme bir şart koymam lazım çünkü Türkiye ve Türk tarafı Kıbrıs sorunu konusundaki şu anki uzlaşmaz tutumunu değiştirmeyecekse, Ersin Tatar’ın bir kez daha seçim kazandırılması mümkün olacaktır.

Ama yorumdan çıkıp rakamlara bakacak olursak, her ne kadar da Tufan Erhürman 2025 Ekim’i için favori görülse de aslında aradaki farkın hiç de yüksek olmadığı tahmin edilmektedir.

Nitekim son yazdığım makalelerden birinde yapılan anketlerden bahsetmiş ve CMIRS’in sonuçlarına yakın sonuçları irdelemiştim.

Bu ankette de Tufan Erhürman yüzde 35,5 ile önde görülmektedir.

“Evlat olsa sevilmez” tadında ne UBP’den ne de bildiğimiz sağ çevrelerden destek almayan Ersin Tatar ise sadece 5 puan geridedir. Bu nasıl olabilir derseniz, “bilmediğimiz sağ çevreler yüzünden” derim.

Ülkemizin demografik yapısını paramparça eden nüfus politikalarının sonucunda, Kıbrıs adasının kuzeyinde artık klasik anlamda Kıbrıslı Türk siyasetçinin mobilize ettiği bir seçmen grubu yoktur. Hatta bazı anketlere göre oranımız yüzde 33 civarlarına kadar gerilemiştir. Bu yüzden de bilinmedik çevrelerin gelip çatır çatır oy vermesi, birilerini seçtirmesi artık çok kolaydır.

Yine de ankete baktığımızda, Erhürman ve Mehmet Harmancı gibi federasyon savunucularının oy oranının yüzde 43 seviyelerinde olduğu görülmektedir.

Yukarıda bahsettiği CTP-TDP ittifakı bu noktada çok önemlidir. Çünkü 2020 seçimlerinde CTP’nin Mustafa Akıncı’nın kaybetmesinde oynadığı büyük rolün aynısını Harmancı’nın oynama kapasitesi vardır.

Hatta bana sorarsanız, ankete göre yüzde 7,6 oy oranında görünen Harmancı’nın 2015’deki seçimde Akıncı’nın ilk turda yaptığı gibi bir başarıya imza atması bile olasıdır.

Sonuçta Lefkoşa’dan yüzde 53 oy alan siyasi bir figürden, bir fenomenden bahsediyoruz.

O yüzden de iki hafta önce katıldığı programımda CTP’ye çağrı yapıp, ittifaktan bahseden Harmancı’nın bu çağrısının dikkate alınmasını dilerim.

Ankete katılanların yüzde 7.5 civarında değer verdiği bir başka isim de Kudret Özersay’dır. Son dönemde yolsuzlukların üzerinde gitme konusunda oldukça kararlı davranan Özersay’ın da yükseliş trendinde olduğunun altını çizmek gerekir.

Fakat anketin en ilginç sonuçlarından bir tanesine de Serdar Denktaş imza atmıştır.

Ankete göre yüzde 5 oyla 5.sırada bulunan Denktaş, yine aynı anketin “ikinci tercihiniz kim olurdu?” şeklindeki sorusunda zirveyi kimselere bırakmamıştır.

O soru bağlamında yüzde 15’lik en büyük kitlenin ikinci tercihi olan Serdar Denktaş’ın bence bu konuya yoğunlaşması gerekir.

Çünkü öyle görülüyor ki Serdar başkan tüm toplumun gözünde partiler üstü bir yer edinmeye, bir zemin kazanmaya başlamıştır. Bu olumlu durum henüz oy oranlarına yansımış değildir belki ama siyasetin Serdar abisinin ‘ikinci tercih’ olarak görülmesi önemli bir ayrıntıdır.  

Mesela anketin galibi Tufan hocanın, ikinci tercih olma konusunda 4.sırada olması, Tatar’ın son sırada olması, tarafsız seçmenin ideolojik olarak takılmadığını göstermektedir.

CTP’li eski bakan Özdil Nami’nin de ikinci tercihlerde ikinci sırayı (13.6) alması da dikkat çekicidir. Bu sonuç olur da Tufan hoca başbakan olarak yoluna devam etmek isterse, CTP’nin seçeneksiz olmadığının göstergesidir.

Yine bu kısımda Harmancı’nın yüzde 11’lik bir orana sahip olması, yukarıda anlattıklarıma paralel göstergelerdir. Yani Harmancı için başarı yolu açıktır.

Dediğim gibi, seçimlere daha 1,5 yıl vardır, köprülerin altından tonla su akacaktır.

Fakat aynı gerçeği tekrardan etmem gerekirse, bu seçimi kimin kazanacağına karar verecek olan şey Türkiye’nin Kıbrıs sorununda izleyeceği tutumdur.

Yarış bu tutuma göre şekillenecektir. O yüzden de bu yazdıklarım erken bir anket yorumudur, analizidir.

Umarım gelen yıl bu zamanlar adada varılan anlaşmanın detaylarını konuşuruz.

Yoksa 2020 faciası gibi bir seçim geçirmeye ne amanım ne de dermanım vardır…


Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Kıbrıs Postası’nın editöryal politikasını yansıtmayabilir.
#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.