Elveda Ozzy! Asla unutulmayacaksın!

Yayın Tarihi: 31/07/25 13:54
okuma süresi: 8 dak.
A- A A+

Ozzy ile ilgili duyduğum ilk şey, onun sahnede yarasa kafalarını ısırıp ısırıp, seyircilere attığı yönündeki hikayeydi.

Kulağa çok iğrenç duyulan bu hikayenin nasıl evrimsel bir süreçten geçtiğini ise yıllar sonra “Ben, Ozzy” adlı kendi otobiyografisinde okuyacaktık.

Öyle ki, Ozzy, alkol ve uyuşturucu meseleleri yüzünden Black Sabbath’tan atılınca, iyice dibe çöker.

Bu arada Sabbath’a yerine alınan kişi ise Ronnie James Dio’dur, onu da not edelim. Yani bir başka dev!

Neyse, Prince of Darkness yani Karanlıklar Prensi Ozzy, kariyerinin en dip noktalarında yuvarlanırken, en sonunda karısı Sharon duruma el koyar.

Ama sıkıntı iyi bir gitarist bulunamamasıdır.

Bir gece gittikleri bir barda son derece yetenekli ve genç bir gitarist izlerler. Ve büyülenirler!

Gencin ismi Rhandy Rhoads’tur.

Çok geçmeden onu gruba davet ederler ve Ozzy uyuşturucudan fırsat bulduğu zamanlarda stüdyoya kapanır.

En nihayetinde Geffen onu ilk solo albümü (Blizzard of Oz) için sözleşme imzalamaya davet eder.

Ozzy o günü “sansasyon yaratacak bir şey yapmalıydım” diye anlatır.

Ceketinin iç cebine bir güvercin koyar ve imza törenine gider.

Niyeti tam imza anında kuşun boğazını ısırmak ve güya etraftakileri korkutmaktır.

Ancak işler ters gider ve Ozzy kuşun boğazını sertçe ısırıp koparır, kanlar etrafa saçılır, basın şok geçirir, imza töreni iptal edilir.

Pek tabii ki hayvanseverler ayağa kalkar, Ozzy basında nefret objesi haline dönüştürülür.

Ama amaç hasıl olmuş, Ozzy’nin reklam planı tutmuştur!

Fakat bu kanlı eylemin ileride bir gelenek haline dönüşeceği kestirilebilecek bir şey değildir!

Nitekim ikinci solo albümü (Diary of a Madman) turnesi sırasında sahneye sürekli kanlı et parçaları ve ölü kuşlar atılır.

Yine Ozzy’nin anlattığına göre bir gece sahneye atılan yarasayı oyuncak zannederek onu yerden alıp kafasını ağzına sokar ve ısırır!

Ozzy bu olayı yine aynı kitapta “Ağzımın içine sıvı akınca canlı olduğunu anladım. Kuşun kafası ağzımda titredi” diye  anlatır!

Elbette makaleyi bu iğrenç anılarla devam ettirmek yerine işin müzikal kısmına geçmekte fayda görüyorum!

Bu bağlamda, onun müziğiyle ilk tanışmam da bizim Yenişehir’deki efsanevi Kasetçi Hacet sayesindedir.

İlk aldığım albümü ise “Tribute to Rhandy Rhoads”’tur.

Canlı kayıt olan albüm, çok kısa süren kariyerine rağmen bugün gelmiş geçmiş en büyük gitaristlerden sayılan Rhoads’a bir saygı duruşudur.

Çünkü Rhoads, Ozzy’nin kariyerinin yeniden havalandığı o günlerde bir uçak kazasında hayatını kaybetmiştir (1981). Hem de bizzat Ozzy’nin gözünün önünde!

Henüz 21 yaşındadır!

İşte o albümün en efsanevi parçalarından olan Mr.Crowley aslında Rock tarihin en gizemli olaylarından bazılarına da konu olmuş bir kara büyücünün hikayesidir.

Hatta Rhoads’un erken ölümü de Crowley lanetine bağlanır.

Gerçekten de Rhoads’ın şarkı için yazdığı solo tüm zamanların en efsanevilerinden sayılır!

Kısaca lanetten de bahsetmem gerekirse, Led Zepplin’in efsanevi gitaristi Jimmy Page gizemli olaylara, kara büyülere kafayı takmış durumdadır.

Şarkıya konu olan Aleister Crowley ise kara büyücü olarak anılan mistik birisidir.

Page, 1960’ların sonunda Crowley’nin kara büyü ayinleri yaptığı şatosunu satın alır.

Zeppelin bir gece bu şatoda ayin yapar, grubun üç elemanı Jimmy Page, Robert Plant ve John Bonham ritüele uyar. Uymayan tek kişi bas gitarist John Paul Jones olur.

Bir çeşit ruhunu şeytana satma ayini olarak Rock tarihine geçen bu olay gerçekten de inanılmaz kötülükler ortaya çıkarır.

Ayindeki ritüele uymayan Jones, grubun en sönük elemanı olarak kalır, asla diğerleri kadar ünlü olamaz.

Plant, çok ciddi trafik kazası geçirir, ölümden döner, 1-2 içinde de çocuğu mistik bir hastalıktan ölür.

Ve Bonham, bir rivayete göre 45 duble cin tonik içtiği bir gecenin sonunda yine aynı şatoda kusmuğunda boğularak ölür!

Ozzy’nin laneti de bulduğu genç gitaristi erken kaybetmektir.

Aynı şarkı bizim 1990’ların sonunda üçleme şeklinde yaptığımız Revolver konserlerin de açılış parçasıdır.

Kıbrıs müzik tarihin en kalabalık Heavy Metal konserlerinden bazıları olan o konserlerin yanı sıra, Ozzy ve Black Sabbath parçaları her zaman repertuvarımızın önemli muhteviyatlarındadır.

Elbette şu an anlatmaya kalksam, bin tane olay yazabilirim.

Ama bunların hiçbiri Ozzy ya da İngiliz nüfus kütüklerinde yazdığı şekliyle John Michael Osbourne’nun Rock dünyasına ve müziğe yaptığı etkiyi anlatmaya hiçbir şekilde yetmeyecektir.

“Seksi Ozzy grup arıyor” diye Birmingham’ın Aston’unda bir kafeye asılan ilan neticesinde yaşananların, bugün burada bu satırları yazan kişinin hayatını şekillendirdiğini söylemek hiç de yanlış olmaz.

Ölümünü öğrendiğimde saatlerce ağladım.

Onunla birlikte geçip giden binlerce anıma da ağladım.

Paranoid’le insanları coşturduğumuz Nostalji geceleri…

“Abi NIB çalmazsanız gelmem, size de küserim” diyen Black Sabbath hastalarının olduğu Tunnel geceleri…

“Çal be dostum o Crazy’ciği (Train)” diyenlerin doldurduğu Mağusa geceleri…

Dün cenazesini de canlı izledim…

Binlerce insanın onu nasıl ve ne kadar samimi bir şekilde sonsuzluğa uğurladığını hem gözyaşları içinde, hem de gururlu bir şekilde izledim.

İngilizcede bu durumu anlatan çok güzel bir deyim vardır: Larger then Life!

Milyonlarca kişiye ilham veren olağanüstü bir insan, olağanüstü bir kişilikti…

Bu makaleye de en çok sevdiğim anılarından birisiyle veda edeyim.

İlk albümü çıkaran Sabbath, Paranoid şarkısıyla (ki parça son anda albüme, B-yüzüne konulmuştur) ABD genelinde patlar.

Bu yüzden de ikinci albümün adı Paranoid olarak değiştirilip, aynı yıl tekrar yayınlanır.

Haliyle grup soluğu ABD’de alır.

Ve tabii ki çılgın bir parti ortamı başlar.

Ozzy o ortamı şöyle anlatır: “Turne için kaldığımız ilk otelde odamda otururken kapı çaldı, açtım. Karşımda o güne kadar gördüğüm en güzel kıza duruyordu. Beni direk yatağa sürükledi ve onunla yattık. Şok içindeydim. Sonra kapı yine çaldı, yine açtım ve bu kez diğerinden de güzel bir kız vardı, onunla da yattım. Aston’lu bir çocuk için hiç de fena olmayan bu maceraları diğer grup elemanlarına (Tommy Iommi, Bill Ward, Geezer Butler) anlatmak için hemen aşağıya koştum. Oradaki resepsiyon görevlisine ‘diğerleri nerede?’ diye sordum. Adam cevap verdi: Ha, onlar mı, havuzda seks partisi var, oradalar! Hava atacakken yıkılmıştım!” 

Elveda Ozzy!

Asla unutulmayacaksın!


Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Kıbrıs Postası’nın editöryal politikasını yansıtmayabilir.
#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.