Bir toplumu bilimle yeniden buluşturmak

Yayın Tarihi: 05/07/25 07:30
okuma süresi: 3 dak.
A- A A+

Günümüz dünyasında bilim, laboratuvarların steril duvarları arasında sessizce ilerleyen bir süreç olarak görülüyor. Oysa bilim, yalnızca test tüpleri ve istatistik tablolarından ibaret değildir; asıl köklerini insan hikâyelerinde, küçük kasabalarda, sıradan insanların hayatında bulur.

Amerika Birleşik Devletleri’nde son yıllarda milyarlarca doları bulan bilimsel araştırma kesintileri, sadece projeleri durdurmakla kalmadı; aynı zamanda toplumu bilimden daha da uzaklaştırdı. O laboratuvarlarda çalışan bilim insanlarının çabaları, çoğu zaman geniş kitlelerin gündemine bile giremedi. İşte tam da bu noktada, iki psikoloğun öncülüğünde doğan “Science Homecoming” (Bilimsel Eve Dönüş) projesi, sessiz bir köprü kurmaya başladı.

Carnegie Mellon Üniversitesi’nden Jessica Cantlon ve California Üniversitesi, Berkeley’den Steven Piantadosi, bilim insanlarını memleketlerindeki yerel gazetelere köşe yazıları yazmaya davet etti. Amaç, insanların kendi kasabalarından çıkan bir bilim insanının hikâyesi aracılığıyla, bilimin değerini yeniden hatırlamasını sağlamak.

Cantlon’un Indiana’daki memleketinde kaleme aldığı yazı, bir kitapçıda filizlenen merak duygusunu, bir lise rehberlik öğretmeninin yönlendirmesini ve küçük bir kasabanın genç bir kızın bilim tutkusu üzerindeki büyük etkisini anlattı. Bu kişisel dokunuş, yazının yerel sohbetlerde yayılmasına, yani insanların bilim hakkında yeniden konuşmasına vesile oldu.

Bu kampanya, bilim insanlarına karmaşık terimlerle dolu uzun makaleler yazmayı değil; kendi hikâyelerini, köklerini ve neden bu işi yaptıklarını anlatmayı öneriyor. Çünkü bilim, topluma ancak insan yüzüyle dokunabilir. Örneğin, iklim değişikliğine bitkilerin verdiği tepkiyi araştıran Georgia’lı bir bilim insanı, bunun yerel çiftçiler ve tarım ekonomisi için ne ifade ettiğini anlattığında, bilim bir anda uzak bir konu olmaktan çıkar; hayatın tam ortasına yerleşir.

Bu çaba, bize çok önemli bir gerçeği hatırlatıyor: Bilim, sessiz ve soğuk bir kulede yaşamaz. Bilim, eve döndüğünde; insanların hayatına değdiğinde, gerçek gücünü gösterir.
Ve belki de bilim insanlarının en önemli görevi; yalnızca yeni bilgiler üretmek değil, aynı zamanda bu bilgilerin insanların yaşamındaki yerini yeniden hatırlatmaktır.

Belki de en çok ihtiyacımız olan şey; karmaşık açıklamalar değil, bir köşe yazısına sığacak kadar samimi bir hikâyedir. Çünkü bazen bilim, eve döndüğünde daha çok konuşulur; daha çok sevilir.


Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Kıbrıs Postası’nın editöryal politikasını yansıtmayabilir.
#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Dr. Ferhat ATİK yazıları