Jōhatsu
Gözden silinmek, hayattan değil. Japonca’da “buharlaşmak” anlamına gelen jōhatsu kelimesi, iz bırakmadan ortadan kaybolmayı anlatır. Borçtan, utançtan, başarısızlıktan ya da sadece hayatın sıkışmışlığından kaçmak isteyenler, yeni bir kimlik arayışına girebilir. Kulağa film gibi geliyor; fakat mesele yalnızca gizem değil, modern yalnızlığın sert bir hikâyesi.
Kaybolma arzusu çoğu zaman “yok olmak” isteği değil, “yeniden başlamak” hayalidir. Bir eşikten sonra kişi, çevresindeki bütün bakışların üzerine yapıştığını hisseder. “Ne derler?” yükü öyle ağırlaşır ki, var olan hayatı onarmak yerine, sıfırdan bir hayat kurmak daha mümkün görünür. Oysa gözden silinmek, hayattan silinmek değildir; üstelik her kaçış yeni sorular doğurur: Eski hataların hayaleti yeni şehirde peşimizi bırakacak mı?
Jōhatsu üzerine düşünürken iki kutba savrulmak kolaydır: Bir yanda “herkes kendi hayatının efendisidir” romantizmi, öte yanda “sorumluluktan kaçmanın bahanesi” yargısı. Gerçek çoğu zaman ikisinin arasındadır. Bazı insanlar için kaybolmak, şiddetten, borç tacizinden, damgalanmadan kurtulmanın tek yoludur. Bazıları içinse yüzleşmeyi erteleyen bir illüzyon.
Toplum olarak bize düşen ne? Önce, utancın iklimini değiştirmek. Birinin hata yapmış olmasını onu sonsuza kadar tanımlayan bir damga hâline getirirsek, insanlar görünmezliği güvenli bir liman sanır. İkincisi, yardım ağlarını çoğaltmak: Borç danışmanlığı, psikolojik destek, güvenli barınaklar… Kaybolmayı tek seçenek olmaktan çıkaran köprüler.
Birey olarak bize düşen ne? “Kaybolmak istiyorum” cümlesini yargılamadan dinlemek—kendi içimizden duyduğumuzda da, bir dostumuz söylediğinde de. Kaçmayı aklımıza getiren koşulları yazmak, her koşul için küçük bir karşı hamle üretmek: Bir telefon, bir randevu, bir adım. Bazı hayatlar büyük kararlarla değil, küçük ısrarlarla kurtulur.
Kimileri gerçekten gider. Kimileri kalır ama kendi hayatından çekilir, gözlerinin ışığı söner. Asıl jōhatsu bazen budur: Beden burada, ruh başka yerde. O yüzden belki de en cesur iş, yok olmayı değil, görünür kalmayı seçmektir. Adımıza sahip çıkmak, hatamızla konuşmak, yükümüzle pazarlık etmek… Ve en önemlisi, güvendiğimiz bir insana “ben burada sıkıştım” diyebilmektir. Çünkü bazı kayboluşları bir cümle geri getirir.

Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.