Topal'ın adamlığı, meclis'i, hatta hükümeti sarsacak gibi

Halkın Partisi Vekili Hasan Topal'ın, Meclis İç Tüzüğü'nü değiştirip TDP Milletvekili Hüseyin Angolemli'nin Meclis Başkanlığı'na giden yolu açmaya çalışması, sanırım ortalığı ciddi ciddi karıştıracak cinsten bir hareket oldu.

Hasan Topal son derece basit bir anlatımla, adamlık yaptı. 27 milletvekilinin vardığı mutabakatın arkasında duran ve sözünü tutmak için çaba gösteren tek kişi oldu denilebilir.

Beş ay öncesini anımsamayanlar için hatırlayalım. 4'lü koalisyon kurulurken TDP; Eğitim Bakanlığı ile Çalışma Bakanlığı'nın yanı sıra Meclis Başkanlığı'nı almayı kabul ederek, diğer ortakların isteklerini kabul etti. Demokrat Parti'nin Maliye ile Turizm Bakanlıklarını almasını özellikle.

Sonra ortaya çıktı ki; Angolemli'nin Meclis Başkanı olmasının önünde tüzüksel bir takım engeller vardı. Hemen yeni bir mutabakat yapıldı ve geçici bir süreliğine CTP Milletvekili Teberrüken Uluçay, Meclis Başkanlığı'nı yürütecek, İç Tüzük engel olmaktan çıkarılınca da istifa edip koltuğu Hüseyin Angolemli'ye devredecekti.

Aradan beş ay geçti 27 vekilin 26'sı bu işin üstüne yattı ve öyle bir mutabakat yokmuş gibi davranmaya başladı.

Hasan Topal ortaya çıkıp Hüseyin Angolemli'ye verdiği sözü tutmaya karar verince ortalık karıştı tabii.

Ortalık nasıl karıştı ya da karışacak peki? Gelin tespit ve öngörülerimi sizinle paylaşayım.

İlk iş olarak HP Milletvekili Hasan Topal,genel başkanı Kudret Özersay ile istişare etmeden böyle bir önerge verdi. Hem de Özersay yurtdışında iken. Bunu da çekinmeden söyledi. Bu; "Adamlık yaptı bravo" şeklinde değerlendirilebileceği gibi, genel başkan tarafından partiye ihanet ya da disiplinsizlik" olarak da isimlendirilip ona göre muamele görebilir.

Diğer taraftan koalisyon hükümet mutabakatından, pazarlıkta paylarına düşenden fazla olarak bir de Meclis Başkanlığı elde eden Cumhuriyetçi Türk Partisi'nde, bu "Caba" gelen koltuğu iade etmek istemeyenlerin sayısının çok olduğunu söylemek yanlış olmaz. Zaten tüzük değişirse, Teberrüken Uluçay'ın istifa etmesi gerekecek. O da bunu yapar mı bilinmez. Bence yapmayacak, çünkü Meclis'te grubu bulunmayan bir partiden bir vekilin Meclis Başkanlığı koltuğuna oturmasının Anayasa'ya aykırı olduğu argümanının CTP saflarında sıklıkla dillendirilmeye başlandığını kendi kulaklarımla duydum. Dolayısıyla istifa noktasına gelmeden, iç tüzüğün Meclis Genel Kurulu'nda oylanmasında CTP tarafından arıza çıkması muhtemel ötesi bir olasılık olarak orada duruyor.

TDP çevreleri, "Bunun bir mutabakat olduğu ve bu sürecin ilerlemesi" gerektiği görüşünde. Ancak ortaklardan birilerinin yan çizmesi halinde tepkilerinin ne olacağı ile ilgili sorularım yanıtsız kaldı. Gerçi Hüseyin Angolemli'nin tepkisinin ne olacağı aşağı yukarı belli. Ancak diğer TDP'li vekiller bu ihanete karşı ne yaparlar onu kestiremedim. Gerçi TDP'li vekiller bu konuda ısrarcı olsalardı, Angolemli Hoca, kendi partisinin vekillerinden umudu kesip Hasan Topal'a verilen sözü hatırlatmazdı ya neyse.

UBP'nin,Angolemli'nin başkan olması için desteğini vereceğini biliyoruz. Yani 21 vekille başlayacak olan oylama, Hasan Topal ve Kıbrıs Postası TV'de destek açıklayan Gülşah Manavoğlu ile 23'e çıkıyor. Zeki Çeler ile Cemal Özyiğit, Angolemli'nin gözünün içine baka baka hayır demeyeceklerine göre şimdiden 25 vekil parmak kaldırmış durumda.

Komitelerde iktidar bu iç tüzüğü, Anayasa'ya aykırıdır diyerek, savcılık görüşleri ile süsleyerek öldürmezse, kanımca Eylül ayında Meclis açılır açılmaz şimdiye kadar görmediğimiz bir Meclis keşmekeşi göreceğiz. Neticede Hasan Topal'ın adamlığı, Meclis'i, hatta hükümeti bile sarsacak gibi görünüyor.