Levent Özadam: Erhürman'ın seçimi kazanması sonrası hazımsızlıklar devam ediyor

Kıbrıs Postası köşe yazarı Levent Özadam, Cumhurbaşkanlığı seçim sonuçlarına ilişkin değerlendirmesinde, seçim sonrası yaşanan hazımsızlığın hem içeride hem de dışarıda devam ettiğini yazdı.

Özadam, Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Erhan Arıklı’nın Cevdet Yılmaz devir teslim törenine katılmasını örnek göstererek, “Arıklı, Erhürman’a büyük bir kredi vermiş, kıymetini bilin demeye getiriyor” ifadelerini kullandı. Yazar, bu tür hazımsızlıkların seçim sonucunda ortaya çıkan “büyük hezimetin” gerekçesi olduğunu belirtti.

Özadam, Tufan Erhürman’ın seçim öncesi ve sonrası açıklamalarında Türkiye vurgusuna yer verdiğini ve Ankara ile istişare içinde olacaklarını ifade ettiğini hatırlatarak, “Bu açıklamalar, özellikle Güney Kıbrıs’ta beklentileri yerle bir etti” dedi.

Yazısında, Erhürman’ın Türkiye ile ilişkilerde istikrar sağlayan bir yaklaşım benimsediğini vurgulayan Özadam, “Sevsek de sevmesek de, Ankara’sız Kıbrıs Türkü olamaz” ifadelerini kullandı.

Özadam'ın köşesinin ilgili bölümü şu şekilde: 

"Cumhurbaşkanlığı seçim sonuçlarına hazımsızlık içeride devam ediyor…

Arıklı yine ortaya çok tartışılacak bir konu attı!

Cevdet Yılmaz devir teslim törenine katıldığı için Erhürman’a büyük bir kredi vermiş…

Kıymetini bilin demeye getiriyor!

Ne alakaysa artık bilemedik…

Tabi ki böyle hazımsızlıklar devam edecektir!

Çünkü ortada büyük bir hezimet vardır…

Bunun gerekçesi ise hükmet ortaklarından başka kimse değildir!

…

Tufan Erhürman’ın seçim kazanmasından sonra sadece içeride değil dışarıda da hazımsızlıklar devam ediyor…

En çok da komşuda!

Öncelikle Tufan hoca seçimden önce ve sonra yaptığı açıklamalarda Türkiye vurgusunda bulundu...

Ankara gerçeğini dile getirdi, görüşmelerde sürekli istişare içinde olacaklarını ifade etti!

Yani hemen herkesin gönlünde olanı…

Hadi bizimkiler bir yana Güney Kıbrıs haliyle içerledi!

Beklentileri yerle bir olmuş…

Bu da Tufan hocanın başka bir başarısıdır!

…

Sahi yoldaşlar Tufan Erhürman’dan seçildikten sonra ne bekliyordu ki?

Tavla tabak teslim olmayı mı?

Türkiye’nin garantörlüğünü istemeyeceğini mi?

Yok öyle bir şey…

O makama kim oturduysa Allahları var bir makam sahibi bile Ankara’yı tartışma konusu yapmamıştır, bundan böyle de yapmayacaktır…

Sevsek de sevmesek de, istesek de istemesek de, Ankara'sız Kıbrıs Türkünün olamayacağı gerçeği vardır ortada!

En azından şartlar bu durumdayken…"