Hata üstüne hata… Yazık

Yayın Tarihi: 22/06/20 07:00
okuma süresi: 9 dak.

Oldukça uzun ve yorucu bir hafta sonu geride kaldı. Sağ olsun Başbakan Ersin Tatar’ın tüm ülkeye yaşattığı yanlış kabine değişme stratejisi sayesinde ülkenin başka bir gündemi yokmuş gibi hepimiz buna kilitlendik ve sonuç olarak ortaya tam bir strateji hezeyanı çıktı.

Konunun detaylarını konuşalım.

Öncelikle Başbakan Yardımcısı Kudret Özersay’ın önünde ceket iliklediğimi belirtmek isterim. Dokuz milletvekili olan bir partinin başı olarak 21 vekile sahip bir iktidar partisi olan UBP’ye üçüncü kez istediğini yaptırmayı başarmış ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin en iddialı seçeneklerinden biri olan UBP’yi siyaseten dağıtmıştır.

Bunu kesinlikle eleştirmek adına söylemiyorum. Günün sonunda Halkın Partisi sağ ideolojide bir partidir, hükümette olsa dahi UBP rakibidir ve UBP’ye ciddi hasar vermeyi başarmıştır. Tek kelimeyle siyasi bir deha olduğunu söyleyebilirim Kudret Hoca’nın.

Öte yandan “aman Hükümet bozulmasın da ne isterse olsun” diyen bir Başbakana herşeyi yaptırmanız mümkündür. İşte biz buna tanık olduk bu geçtiğimiz hafta.

BAŞBAKANI UYARMIŞTIM

Bir dost olarak gördüğüm Başbakanı çoğu zaman uyarmışımdır. Günün sonunda dostunuz olan birinin hata yapmasını istemezsiniz. İnsanlar hatalarının onlara söylenmesinden asla hoşlanmazlar ama ben her zaman kendimce Başbakanın hata yapmaması için kendisini uyardım. Başbakan Tatar geçtiğimiz Pazartesi Genç TV’de konuğumdu. Oldukça gergin başlayan bir programı sağduyum ile iyi yönetmiş ve Başbakanla kapıdan çıkarken gülen yüzlerle kameraya poz vermiştik. Başbakana, Ünal Üstel’in görevden alınmasının büyük bir hata olacağını, bunun kendisine kurulan büyük bir tuzak olduğunu ve önümüzdeki süreçte Cumhurbaşkanlığı seçimleri olduğunu, sonrasında Genel Başkanlık yarışı olduğunu ve yakın dostu olan güçlü bir isim olarak Ünal Üstel’e çok ama çok ihtiyacı olacağını anlatmıştım.

Ben anlatmıştım ama belli ki o kararını almıştı çoktan.

Yazık oldu.

ÜSTEL’İN SUÇU NE?

Şimdi bakınız; ortaya Üstel’in rüşvet yediğini gösteren bir kamera görüntüsü ya da ses kaydı koyarsınız ve görevden alırsınız, bunu anlarım ve görevden alınmasını sonuna kadar desteklerim o zaman. Başbakana da gereken desteği sonuna kadar veririm ama orta yerde öyle bir durum yok. Özel jetiyle ülkemize gelen bir işadamı eğer kurallara uygun hareket etmemişse bunu sorumluğu Başbakan, Başbakan yardımcısı ve ilgili tüm bakanlara aittir. O zaman ya topluca istifa edersiniz ya da bir hata yaptık hepimiz deyip toplumdan özür dilersiniz. Tek kelimeyle Üstel günah keçisi ilan edilmiştir.

Olmadı Sayın Başbakan! Siyaseten en yakın dostunuz olan ve bu olayda suçu bulunmayan bir bakana bunu yapmanız ne UBP nezdinde ne de toplum nezdinde yer bulmadı. Çok ciddi bir hata yaptınız.

SUCUOĞLU’NA ÇOK AYIP EDİLDİ!

Öte yandan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faiz Sucuoğlu; olayla ne alakası var ne ilgisi var ? Kaldı ki bu Korona sürecinde Hükümet memur maaşı ödemekle uğraşırken fakir fukaranın yanında olan bir isim oldu Faiz bey ve çareler üretti. Aman olurda Kurultayda karşıma çıkar düşüncesiyle olsa gerek Faiz beyi de görevden almaya kalkmak sonra da bunu başaramadığında vazgeçmek; ne bir Başbakana yakıştı ne de UBP’ye.

Başbakan çıkıp açıklama yapıyor ve diyor ki “Kabine arkadaşım Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faiz Sucuoğlu ile ilgili olarak basında çıkan haberler gerçekleri yansıtmamaktadır.Söz konusu süreçte Sayın Cumhurbaşkanı’na benim tarafımdan imzalanmış tek bir bakanın değişimi ile ilgili yazılı beyanat ulaştırılmıştır; o da Turizm Bakanlığı’ndaki görev değişimi ile ilgilidir.Bunun dışında yaşananlar bir Cumhurbaşkanı ile Başbakan arasındaki özel istişarelerdir ve kanaatimce bunların basınla paylaşılması siyasi etikle bağdaşmamıştır.”

https://www.kibrispostasi.com/c35-KIBRIS_HABERLERI/n333157-tatar-turizm-bakanligi-disinda-herhangi-bir-gorev-degisimi-soz-konusu-degil

Yani Başbakan bu açıklamasıyla Faiz beyi görevden almayı düşünmüş ve bununla ilgili bir girişimde bulunmuş günün sonunda. Kendisi de bunu teslim ediyor. Umarım yarın Cumhurbaşkanı Akıncı, Başbakanın kendisine sunduğu ve Çaluda’nın da adının yazdığı bir kağıdı basınla paylaşmaz.

Yani özetle Başbakan Tatar, Bakan Sucuoğlu’nu da görevden almak istemiştir. İşini gerçekten başarıyla yürütmeyen başka bakanlar varken, Bakan Sucuoğlu’nu görevden almaya kalkmak ve bunu başaramamak da Başbakanı çok ama çok zor duruma düşürmüştür.

Bir diğer deyişle Cumhurbaşkanı Aytaç Çaluda’nın bakanlığını onaylamış olsaydı Faiz bey de görevden alınacaktı.  Faiz beyi tanırsam bu saatten sonra asla Başbakana güvenmeyecektir. İstifa edip etmeyeceğini de bugün göreceğiz herhalde.

ÇALUDA’NIN DUYGULARI İLE OYNANDI

Hali hazırda UBP-HP Hükümeti kurulurken zaten Halkın Partisi, Hüseyin Özgürgün ve Aytaç Çaluda’ya veto koymuş ve UBP bu şartları kabul ederek hükümeti kurmuştu.

Başbakan bunu unuttu mu ki Aytaç Çaluda’yı Çalışma Bakanı yapmaya kalktı.

Dahası Çaluda’nın hakkında mahkemede 37 dava var. Yargı süreci tamamlanıncaya kadar herkes masumdur. Çaluda ile defalarca kez bu bakanlık konusunu konuştum. Başbakanın kendisine bakanlık sözü verdiğini bana söyledi. Dahası Başbakanın kabine değişiminden bir gün önce de Çaluda’ya bakan olacağını tebliğ etmiştir. Bunu bizzat ben Çaluda’nın ağzından duydum.

Aslına bakarsanız Başbakanın kendisi de Çaluda’nın bakan olamayacağını biliyordu ama “bak ben denedim olmadı” demek için bunu yaptı anladığım kadarıyla.

Çaluda iyi bir insandır, birçok insana da çok iyiliği geçmiştir. Dahası Çaluda da Ersin beyin yakın dostlarındandır. Bir insanın duyguları ile oynamak Başbakana yakışmadı.

Pekala Başbakan, Başsavcıyı arayıp bunu öğrenebilir ve ne Çaluda’yı ne de Sucuoğlu’nu rencide etmemiş olurdu.

Sonuç:

Başbakan bu işi beceremedi ve UBP içerisinde ciddi bir gerginlik ve güvensizlik yarattı. Diğer bakanlar, vekiller ve UBP tabanı bu saatten sonra Başbakana nasıl saygı duyacak, güvenecek ve destekleyecek ?

Bunun cevabını bilen varsa yazsın buraya lütfen.

Ve son bir şey.. Başbakan kendisine bu hataları yaptıran her kim ya da kimlerse bilsin ki gerçek düşmanları o insanlardır.

Başbakan kendisini eleştirenlere değil, O’na bu hataları yaptıranlara öfkelenmeli artık…

****************

GÜNÜN SÖZÜ

“Kendi kendisini yönetebilen için devlet yönetiminde bir güçlük yoktur. Kendi kendisini yönetemeyenin, başkalarının başına geçmek nesinedir?”

Konfüçyüs


Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Kıbrıs Postası’nın editöryal politikasını yansıtmayabilir.
#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Gökhan ALTINER yazıları