Hristodulidis’in sözünün dayanağı kim?

Rum Yönetimi Lideri Nikos Hristodulidis yıl sonundan önce Kıbrıs meselesinde olumlu bir şekillenme olacağına dair söz verdiğini açıkladı. Peki ama nasıl? Bakınız ben her gün hem sağ partilerden hem sol partilerden konuklar alıyor ve durum değerlendirmesi yapıyorum. Şöyle bir durum var. Sağ görüşteki siyasiler Rum yönetiminden dolayı Kıbrıs müzakerelerinde herhangi bir gelişme olmayacağını net bir dille ifade ediyorlar. Hatta geçtiğimiz hafta Cumhurbaşkanı Tatar, Azerbaycan’dayken beni aradı ve konuştuk. Cumhurbaşkanı Tatar, müzakerelerin başlayabilmesi için Rum tarafının özellikle siyasi eşit egemenlik noktasında bazı adımlar atması gerektiğini açık bir dille vurguladı. Daha da önemlisi Cumhurbaşkanı Tatar’ın Kıbrıs politikası Ankara Hükümeti tarafından tam destek buluyor. Ankara, Tatar’la net aynı görüşte.

Siz bakmayın Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Yunanistan Başbakanı Miçotakis’in balayı yaşadıklarına. Ankara, Kıbrıs konusunu net olarak ayrı bir dosya olarak tutuyor masanın üstünde.

Öte yandan sol partilerden konuk aldığımız siyasiler de Eylül’de New York zirvesinden sonra Kıbrıs meselesinde pozitif gelişmeler yaşanacağını ve Crans Montana zirvesi gibi bir zirvenin yaşanacağını anlatıyorlar. İstediğinize inanabilirsiniz. Şu anki durum bu. İnanın ki Kıbrıs meselesinde olumlu anlamda bir gelişme olacağını ve Washington’un devreye gireceğini çok sık duyuyorum. Bekleyip göreceğiz. Ancak Amerika devreye girer ve Ankara’yı bir müzakere sürecinin başlaması için ikna ederse işte o zaman Rum Yönetimi Başkanı Nikos’un verdiği söz karşılık bulabilir. Aksi takdirde ben Kıbrıs meselesinde bir gelişme beklemiyorum. En azından şu an Tatar’ın ve Ankara’nın cephesinden görülen durum budur.

Geçtiğimiz haftalarda Prof. Dr. Mehmet Çağlar ile güzel bir program yaptık ve Çağlar bana New York zirvesinin son derece önemli olduğunu ve New York zirvesinden sonra Kıbrıs sorununda önemli adımlar atılacağını söyledi. Bekleyip göreceğiz. Bununla beraber Türkiye’nin birçok alanda gerek Avrupa Birliği ile gerek yakın komşularıyla birlikte gerekse Amerika ile iyi ilişkiler kurmaya çalıştığını ve sanki sorunları rafa kaldırmaya çalıştığını görüyoruz hep birlikte. İşte asıl mesele tüm bunlar yaklaşırken Kıbrıs sorununda bir atak yaşanır mı?

Şahsen ben umutlu değilim ama başlayacağı yönünde yüksek sesle ciddi konuşmalar olduğunu da söyleyebilirim. Hristodulidis’in yıl sonuna kadar Kıbrıs meselesinde olumlu adımlar atılacağına dair söz vermesinin dayanağının arkasındaki ses Washington yönetimi olabilir mi o da ayrı bir konu. Tüm bunları bekleyip göreceğiz.

ERDOĞAN-MİÇOTAKİS BULUŞMASI YAŞANIR MI?

Bildiğiniz gibi Cumhurbaşkanı Erdoğan 20 değil de 19 Temmuz da KKTC’ye gelecek. Tabii konumuzla alakalı olmasa da UBP Kurultayının kaderinin de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın gelişiyle şekilleneceğini çok sık duyuyoruz. Yunanistan Başbakanı Miçotakis de Güney Kıbrıs’a gelecek 20 Temmuz’da. Ara bölgede her iki liderin buluşabileceği yüksek sesle konuşuluyor. Henüz böyle bir program yok. Şahsen ben bir buluşma olacağını sanmıyorum ve ihtimal vermiyorum. Yazının başında da ifade ettiğim gibi; evet Ankara ve Atina arasında balayı rüzgarları esiyor ama Kıbrıs konusunda taraflar uzlaşma ve yakınlaşma noktasında birbirlerinden çok uzaktalar. Böyle bir buluşmanın gerçekleşmesi demek çok kısa sürede Kıbrıs meselesinde de yeni adımlar atılacağını gösterecektir bize.

Özet olarak bekleyip göreceğiz. Öyle anlıyorum ki 20 Temmuz birçok açıdan önemli bir tarih. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın gelişi pek çok şeye gebedir. Bunları yaşayarak göreceğiz. Eylüle de bir şey kalmadı. New York zirvesi ve sonrasında da neler yaşanabilir onu da bekleyip göreceğiz. Bir bakarsınız BM Genel Sekreteri Guterres her iki lideri de bir araya getirmeyi başarır ve bir üçlü görüşme yaşanır.

Hayırlısı diyelim. Şüphe yok ki statüko böyle devam edip gidemez. Bir şeyler yaşanacak ama ne? Hristodulidis’in sözünün arkasındaki dayanak ne?

*******************

Günün Sözü

"Sevmek; güzel birinde aşkı aramak değil, bir başkasında kendini bulmaktır."

Dostoyevski