Afrika’daki ve Pasifik’teki güç mücadelesinde ‘’Elektrikli araba’’ faktörü!
Afrika kıtasında son 1-2 ay içerisinde ortaya çıkan köklü değişiklikler kamuoyu nezdinde gözlerin bu ‘’talihsiz kıtaya’’ çevrilmesine neden oldu… Oysa ki, son aylarda yaşananlar yüz yıllardır devam eden kolonyalizm ve iktidar mücadelesinin tekrarı niteliğinde…
Afrika’da bulunan altın, elmas, uranyum, doğalgaz ve petrol kaynakları yüz yıllardır sanayileşen ülkelerin ve çok uluslu şirketlerin ilgisini çekmiştir… Son yıllarda Çin’in küresel düzeyde ortaya koyduğu kuşak-yol projesi ve artan doğrudan yatırımları Afrika kıtasında da kendisini hissettirmiştir.
Çin son dönemde Afrika’da özellikle Güney Afrika, Angola, Gabon ve Mozambik’te doğrudan yatırımlarına önem verirken, bu ülkelerden kendisi için değerli ham maddelerin ithalatını da artırmaktadır.
Hindistan’ın da Afrika kıtasında son dönemdeki etkinliği gözden kaçmıyor…
Rusya ise Ukrayna’da ABD ve Fransa ile girdiği güç mücadelesinden dolayı, misilleme yaparcasına son 2-3 aydır Orta Afrika ülkelerinde ekonomik, askeri ve siyasi etkinliğini artırıyor… Bu etkinlik artırılırken tahıl ürünleri de bir araç olarak kullanılıyor… Nitekim geçtiğimiz Temmuz ayında St. Petersburg’daki ekonomi zirvesi Afrika ülkeleriyle Sovyet dönemindeki bağların yeniden kurulması ve güçlendirilmesi anlamına gelmiştir… (Ukrayna savaşı öncesi bu ilişkiler yoktur anlamına gelmiyor ancak son dönemde bu bölgeye daha da fazla önem veriliyor).
Afrika kıtasındaki etkinliğe ilişkin geçmişte de yazdığım için fazla detaya boğulmadan esas mevzuya odaklanmakta yarar vardır.
Pasifik coğrafyasında da Çin’in özellikle bölgedeki ekonomik ve askeri faaliyetleri ABD ile çekişmesine ve gerilime neden olmaktadır. Öyle ki, bir çok akademisyen çok kutuplu sistem içerisinde Doğu Avrupa ve Afrika’yı takiben Pasifik’te de bizleri gerilimli ve çatışmalı günlerin beklediğini iddia etmektedir.
Teknolojik gelişmeler de diyalektik bir yaklaşımla değerlendirilmeli… Son dönemde gerek sanayide gerekse bilişim dünyasındaki gelişmeler ham madde ihtiyaçlarının çeşitlenmesine neden olmuştur…
Araba üretiminde önce ‘’hybrid-(melez)’’ daha sonra da elektrik ve hidrojen kaynaklı enerjiye bağlı gelişmeler ham madde ihtiyacında devletleri ve çok uluslu araba şirketlerini Afrika, Latin Amerika ve Güney Asya’ya yöneltmiştir…
Yeni nesil araçlarda üretilen şarjlı piller (enerji depoları) üzerine konuya ilişkin dostlarımızın yardımıyla da küçük bir araştırma yaptım. Araçlarda kullanılan şarjlı pillerin esas muhtevası: Lityum, Kobalt, Nikel, Manganez ve Grafit madenleri. (Bu konuda hatalı ve eksik bilgim varsa, ki çok muhtemeldir lütfen beni uyarın).
Lityum kaynakları bakımından en zengin ülkeleri, Bolivya, Arjantin, Şili ve Çin şeklinde sıralayabiliriz. Burada Çin’in BRICS ülkesi olması ve Arjantin’in de muhtemel-müstakbel BRICS üyesi olduğu dikkat çekiyor.
Dünyadaki kobalt kaynaklarının yarıdan fazlası Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nde yer alırken, yıllardır bu ülke üzerinde süren çekişmeyi daha iyi anlayabiliyoruz… Patric Lumumba’yı da anmadan geçmiyoruz elbette… Endonezya, Rusya, Avusturalya, Kanada, Filipinler, Küba, Papua Yeni Gine, Madagaskar, Fas gibi ülkelerde de önemli derecede Kobalt üretiminin yapıldığı göze çarpıyor…
Nikel madeninin kaynak bakımından en zengin ülke olarak Kanada gözükmesine karşın, daha fazla üretimin Endonezya, Filipinler, Rusya, Avusturalya yanı başındaki Fransa’ya bağlı Yeni Kaledonya bölgesinde yapılmakta...
Manganez kaynakları bakımından en zengin ülkelerin başında Güney Afrika Cumhuriyeti, Avusturalya, Brezilya, Çin, Gabon, Kazakistan ve Ukrayna geliyorlar…
Son olarak ilgimizi çeken Grafit madeni bakımından en zengin ülkeler arasında Çin ve Brezilya başı çekerken onları Madagaskar ve Mozambik izliyorlar… Öte yandan, hidrojen üretimi bağlamında Rusya’nın liderliği dikkat çekiyor…
Sonuç olarak günümüzde çevre dostu olarak tanımlanan elektrikli arabaların (bu teknoloji kullanımı ilerde hava araçlarında da yaygınlaşacak) şarjlı akülerinin (enerji depoları) ham madde kaynaklarının büyük bir kısmı Afrika, Pasifik Okyanusu ülkelerinde ve BRICS üyesi ülkeler (ve müstakbel üyelerinde) yer aldığını görüyoruz.
Çok kutuplu sistem içerisinde ve kapitalizmin-neo-liberalizmin maksimize kar hırsının mevcudiyetinde çatışma kaçınılmaz oluyor… Yeni bir sistemin ‘’yerleşmesinin’’ veya ‘’yerleşememesinin’’ arifesindeyiz…
Dünyadaki gelişmeler ışığında yerel ve ulusal düzeyde de ekonomik, askeri ve siyasal konuların da şekilleneceğini söylemek gerçekçi olur sanırım.
Elektrikli araba deyip geçmeyelim.
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.