Ersin Tatar: İki devletlilik siyaseti toplumda yer buldu

• “KKTC tanınmasa da bir devlettir”

• “Kıbrıs Türk halkının devletleşme sürecini kimse engelleyemez”

• “Bu devleti er ya da geç tanıtabiliriz”

• “İki devletlilik siyaseti toplumda yer buldu”

• “Ambargo ve izolasyonların kalkması için temaslarımız devam ediyor”

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Kıbrıs Türk halkının 60 yılı geçmiş devletleşme sürecini kimsenin engelleyemeyeceğini söyledi. Egemenliğin kabulü durumunda KKTC’nin pozisyonunun daha güçlü olacağına dikkat çeken Tatar, iki devletlilik siyasetinin toplumda yer bulduğunu, bu siyasete Türkiye Cumhuriyeti’nin de tam destek verdiğini belirtti.

Kıbrıslı Türklerin maruz kaldığı ambargo ve izolasyonların da en erken zamanda kalkması gerektiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Tatar, uluslararası camianın zaman içinde yaptıkları yanlışları göreceğini kaydetti. Tatar, 22-23 yaşlarındaki gençlerin 1974’te yaşanan olaylardan sorumlu tutulamayacağını, Kıbrıslı Türk gençlere büyük haksızlık yapıldığını vurguladı.

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Kıbrıs sorunu ve bu kapsamda yaşanan gelişmelere ilişkin Kıbrıs Postası’na özel açıklamalarda bulundu.

Cumhurbaşkanı Tatar, ilk etapta, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri’nin Kıbrıs sorununa ilişkin kişisel temsilcisi Maria Angela Holguin Cuellar’ın temaslarını ve mevcut durumu değerlendirdi.

Holguin’in gerçekleştireceği temaslarda ortak zemin arayışı içinde olması gerektiğini söyleyen Tatar, “Bu sürenin de 6 ayı geçmemesi gerekiyor. Bizim için ortak zemin egemen eşitliğimizin ve eşit uluslararası statümüzün kabulüdür.” dedi.

“KKTC TANINMASA DA BİR DEVLETTİR”

KKTC tanınmasa da bir devlet olduğuna dikkat çeken Tatar, “Rum tarafı 1963 yılında bizleri silah zoru ile kurucu ortağı olduğumuz Kıbrıs Cumhuriyeti’nden dışladıklarında kendi devletimizi kurmuş olduk. Bu devlet KKTC olarak yoluna devam ediyor, elimizden alınması mümkün değil.” ifadelerini kullandı.

Tatar, KKTC’nin, olası bir anlaşmanın parçası olması gerektiğine dikkat çekerek, “Bizleri Kıbrıs Cumhuriyeti’ne yama yapmaya kalkışırlarsa ‘hayır’ diyeceğiz. Dolayısıyla ortak zemin oluşabilmesi için bizim egemenliğimizin ve devlet olma hakkımızın kabul edilmesi gerekiyor.” diye konuştu.

Kıbrıs Türk halkının haklı talebinin bütün dünya devletlerinin gördüğünü kaydeden Tatar, “Fakat Kıbrıs Cumhuriyeti 4 Mart 1964’te alınan kararla üstünlüğü yakaladı. O dönem Kıbrıs Türk halkına büyük bir haksızlık yapıldı. Makarios Kıbrıs’ın tek tanınmış hükümeti olarak toplantıdan çıktı ve Kıbrıs Türk halkını bir anlaşmaya mahkum ettiler.” açıklamasında bulundu.

“KIBRIS TÜRK HALKININ DEVLETLEŞME SÜRECİNİ KİMSE ENGELLEYEMEZ”

Tatar, Kıbrıs Türk halkının 60 yılı geçmiş devletleşme sürecini kimsenin engelleyemeyeceğine vurgu yaparak, “Kıbrıs Türk halkının kendi kendini yönetebilme hakkı kabul görülürse anlaşma yapılabilir. Esas kritik nokta budur. Biz bu pozisyonumuzdan asla taviz vermeyeceğiz.” dedi.

Türkiye Cumhuriyeti ile sürekli istişare içerisinde olduğunu söyleyen Tatar, “Onların da pozisyonu açık ve nettir. Üç sene önce ortaya koyduğumuz yeni siyaset aynen devam ediyor. Kıbrıs Türkü’nü kimse yalnız zannetmesin. Biz Türkiye’nin de desteğiyle yeni siyasetimizi sürdürüyoruz.” ifadelerini kullandı.

Tatar, egemenliğin kabulü durumunda KKTC’nin pozisyonunun daha güçlü olacağına dikkat çekerek, “Çözüm için masaya oturulduğunda eğer bir anlaşmaya varılamazsa egemen bir halk olarak yolumuza devam ederiz.” diye konuştu.

“BU DEVLETİ ER YA DA GEÇ TANITABİLİRİZ”

KKTC’nin er ya da geç tanıtılabileceğini söyleyen Tatar, “Bizim devletleşme hakkımız var, bu doğrultuda 60 yıldır da devletleşiyoruz. Kıbrıs’ta bir anlaşma olacaksa da iki devletin iş birliğiyle olması gerekiyor. Bunun aksini düşünmek mümkün değil.” açıklamasında bulundu.

Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs sorunun çözülebilmesi için kendi döneminde diğer dönemlere nazaran daha az gelişme olduğu yönündeki eleştirileri de değerlendirdi. Federal temelde bir anlaşma için 50 yıl müzakere masalarında zaman kaybedildiğini belirten Tatar, “Bu süre zarfında hiçbir şey elde edilemedi. Dolayısıyla bana 3 senede netice alamadın şeklinde bir eleştiri yapılması haksızlıktır.” dedi.

“Ben 3 yılda bir sonuç alacağım diye bir söz de vermedim.” diyen Tatar, yeni siyasetin bu kadar süratli bir şekilde oturtulması ve bütün dünyaya duyurulmasının bir başarı olduğunu, Kıbrıs’ta neyin ne olduğunu herkesin öğrendiğini söyledi.

“İKİ DEVLETLİLİK SİYASETİ TOPLUMDA YER BULDU”

İki devletlilik siyasetinin toplumda yer bulduğunu, bu siyasete Türkiye Cumhuriyeti’nin de tam destek verdiğini kaydeden Tatar, “Sonuna kadar bu siyasetimizi sürdürmek zorundayız” ifadelerini kullandı. Tatar, KKTC’nin kurum ve kuruluşlarıyla daha da kökleştiğine vurgu yaparak, “KKTC, bütün küresel sıkıntılara rağmen dimdik ayaktadır.” ifadelerini kullandı.

Son olarak Kıbrıslı Türklerin maruz kaldığı izolasyon ve ambargolara da değinen Cumhurbaşkanı Tatar, ambargoların kaldırılması için birçok girişimde bulunduklarını kaydetti. İzolasyon ve ambargoların en erken zamanda kalkması gerektiğine dikkat çeken Tatar, “Spor yapan gençlerimize ambargo uygulamak insan haklarına aykırıdır.” diye konuştu.

Sporun siyasete bulaştırılmaması gerektiğini ifade eden Tatar, “Gençlerimizin uluslararası organizasyonlarda yer alması en doğal haklarıdır. 22-23 yaşlarındaki gençlerimizin 1974’te yaşanan olaylarla ne alakası var? Gençlerimize büyük bir haksızlık yapılmıştır.” açıklamasında bulundu.

“AMBARGO VE İZOLASYONLARIN KALKMASI İÇİN TEMASLARIMIZ DEVAM EDİYOR”

Tatar, ambargo ve izolasyonların ortadan kalkması için temaslara devam ettiklerini, bu konularda her boyutuyla mücadelenin sürdürüldüğünü söyledi.

“Uluslararası camia inşallah zamanla yaptıkları yanlışları görecektir. Kıbrıs Türk halkı ve gençlerimiz üzerinde uygulanan ambargolar kalkacak, bütün umudumuz budur.” diyen Tatar, KKTC gerçeğinin daha da yerleştiğini, asıl amaçlarının da bu yapıyı güçlendirmek olduğunu sözlerine ekledi.