Hezimetin suçlusu aranıyor...

Seçim sürecinin ortalarında UBP’nin ağır toplarından bir kurmay ofisten içeri girip ellerini açtı...

Bu iş burada bitti, kaybettik diye seslendi!

Hayırdır deyince de 10 farkla gerideyiz dedi...

Şaşırmadık desek yalan olur!

Ama bu kadar da fark beklemiyorduk...

Onun için dünkü seçim sonuçları tam manasıyla hezimettir!

Hem de bu kadar güç ve maddi kaynağa rağmen...

...

Devam etti...

Seçimler bizden yana dönebilir ama bazı ciddi önlemler alınırsa, diye devam etti!

Soruca da ama yazmayacaksın dedi, tabi ki söz verdik...

Peki formul neydi?

Ünal Üstel görevden alınacaktı...

Ayrıca Girne Kadın Kolları başkanı Fatma hanım da!

Yok artık dedik...

Sonra öğrendik ki böyle bir proje Ankara’nın de önüne gitmiş!

Ama kabul görmemiş...

...

Şunu kesinlikle söyleyebiliriz...

Seçimlerde bir hezimet yaşanmışsa bunda sorumlu olan son kişi Ersin Tatar’dır!

Çok inanmış, ya da inandırılmıştı ki en çok onun adına üzüldük...

Ama hezimetin sorumlusu ya da sorumluları elbette ki tarihin bir yerlerinde yazılacaktır!

Ama asla Tatar suçlanmayacaktır...

Onun için sadece Külliye devri bitmiştir!

Fazla duygusal bir kişi olduğu için elbette uzun bir süre kendine gelemeyecektir ama...

O da kaderin bir parçasıdır artık!

...

Ankara’dan gelen seçim ekibi Tatar’ın eline verdiği kağıtlarda hep ‘ATAK’ sloganını kullanacağını söyledi...

Tatar da buna uydu, görevini yerine getirdi!

Bizim bilmediğimiz bir Ersin Tatar çıktı karşımıza...

Peki seçim hezimetinde Ankara ne kadar sorumludur?

Seçim ekibi Tatar’dan çok daha fazla Atak propaganda dönemi başlattı...

Kamyonla paralar akıttı!

Tüm seçim çalışmalarına maddi kaynak sağladı...

Türkiye’de çok da sevilmeyen siyasileri destek için getirdi!

Hükümete yakın basın kuruluşlarına Tatar’ı yayınlara çıkardı...

...

Ama kamuoyunun nabzı çok başkaydı...

Tatar’a verilen abartılmış destekleri iradeye müdahale ve saygısızlık olarak gördü!

İnanın ki bu kadar baskı olmasaydı Tatar şu anki aldığı oyun çok üstünde bir sonuç alırdı...

Bir kere herkes artık şunu kabul etmek zorundadır!

Kıbrıs Türkü Anasına bağlı olsa da baskı ve müdahaleye geçit vermemektedir...

...

Bundan sonra peki ne olacak?

Kesinlikle erken genel seçim...

Başbakan Ünal Üstel hiç erken seçimden bahsetmedi ama perde gerisinde aday arayışına girdi, tanınmış isimlere adaylık teklifinde bulundu!

Ona keza hükümet ortaklarının genel başkanları, en çok da Erhan Arıklı artık erken seçimin yapılması gerektiğini vurguladı...

Biz erken seçimin Haziran ayında yapılacağını tahmin ederdik ama sanırız bu tarih geri çekilip, Mart ya da Nisan ayında yapılacak gibi görülüyor!

Hükümet ülkeyi seçimlere götürmeli mi işte o biraz tartışılır...

Hele de böyle bir hezimetten sonra!