Siyasette ihtiyaç duyulan değişim: Yol haritası ve öneriler
MERT MAPOLAR’IN KÖŞE YAZISINI SESLİ DİNLEMEK İÇİN TIKLAYINIZ
Uzun zamandır yakın çevremden, arkadaşlarımdan ve dostlarımdan karşılaştığım sorulardan biri de; KKTC'de hangi politik ideolojiye daha yakın olduğuma yöneliktir...
Verdiğim en kısa cevap; "partisiz ve tarafsız" olduğumdur... Profesyonel mesleki danışmanlıklarımdan dolayı da, herkese eşit mesafedeyim...
Vurguladığım, partisizliğin, tarafsızlığın en temel taşı olduğudur... Sadece doğruluk ve adaletin tarafında bulunduğumdur...
Atatürkçü yolda ilerleyerek, laiklik, bilim ve özgürlük ilkelerini yürekten benimsemek olarak da ifade ediyorum...
KKTC siyasetinin değişiminin, toplumun umudu ve geleceğin inşasının, anahtarı olduğunu da vurguluyorum...
KKTC'de, nesiller boyu sürekli olarak aynı sorunlarla uğraşılıyorsa, artık farklı çözüm yollarının daha bilinçli, aranması gerektiğine inanıyorum...
Siyasetteki değişimin, toplumun gelişimi ve geleceği için artık, hayati bir gereklilik olduğudur...
Değişmeyen şeyleri değiştirmek için artık, farklı yaklaşımları da denemek gerekiyor...
Bilinmesi ve kabullenilmesi gerekiyor ki siyaset, toplumların yönetimini düzenleyen ve etkileyen, önemli bir alan olarak, her zaman değişim ve evrim süreçlerinin merkezinde bulunmuştur... Ancak, siyasette gerçekleşen değişimlerin niteliği ve yönü, büyük ölçüde toplumların ihtiyaçlarına, değerlerine ve mevcut koşullarına bağlıdır...
Siyasette değişim, siyasi süreçlerin, politika yapımının, yönetim biçiminin veya toplumun siyasi sistemini etkileyen, herhangi bir dönüşüm veya değişiklik olarak da tanımlanıyor... Değişim, genellikle mevcut durumun iyileştirilmesi, toplumun ihtiyaçlarına daha iyi cevap verilmesi veya sorunların çözümü için uygulanan stratejiler de olabiliyor... Siyasette değişim, farklı nedenlerle ve farklı ölçeklerde gerçekleşebilir... Çoğunlukla da tetikleyiciler, şunlar olabilir...
Toplumsal İhtiyaçlar: Değişen toplumsal ihtiyaçlar, siyasetin dönüşmesini gerektirebilir. Toplumun önceliklerinin, değerlerinin veya demografik yapısının değişmesi, siyasi değişim için itici bir güç olur.
Sorunların Çözümü: Belirli sorunların çözümü veya mevcut politikaların yetersiz olduğunun anlaşılması, siyasette değişimin zeminini hazırlar.
Ekonomik ve Sosyal Değişim: Ekonomik koşullar, işsizlik oranları, gelir eşitsizliği gibi faktörler, siyasi değişimi etkiler.
Teknolojik İlerleme: Teknolojik ilerlemeler, siyasi süreçlere ve iletişime büyük etki yapar ve siyasi değişimi hızlandırır.
Peki değişim ana hatlarıyla nasıl olmalıdır?
Siyasetteki değişimin ana ilkeleri, şunlar olabilir...
Demokratik katılım; değişim süreci, toplumun katılımını teşvik etmelidir. Halkın görüşleri ve beklentileri önemsenmelidir. Demokratik süreçler ve kurumlar, değişim sürecinin temelini oluşturmalıdır.
Şeffaflık ve hesap verebilirlik; değişim süreci şeffaf ve hesap verebilir olmalıdır. Karar verme süreçleri açık ve kamuya açık olmalı, karar verenler sorumluluk taşımalıdır.
Adalet ve eşitlik; değişim, adalet ve eşitlik ilkelerine dayanmalıdır. Toplumun her kesimi için eşit fırsatlar sağlanmalı, ayrımcılığa izin verilmemelidir.
Sürdürülebilirlik; değişim süreci, gelecek nesillere zarar vermeden sürdürülebilir bir şekilde gerçekleşmelidir. Çevre ve doğal kaynakların korunması önemlidir.
Bilimsel temele dayalı; değişim kararları, bilimsel ve veriye dayalı olmalıdır. Kararlar, uzman görüşlerine ve kanıtlara dayanmalıdır.
Diplomasi; uluslararası ilişkilerde değişim, barışçıl yollarla teşvik edilmelidir. Diplomasi, çatışmaların çözümü için bir araç olarak kullanılmalıdır.
Peki sizce bunlar ülkemizde gerçek anlamda uygulanabiliyor mu?
Siyasette değişim, toplumun ihtiyaçlarına, değerlerine ve koşullarına uygun olarak şekillenmelidir artık... Değişim süreci, siyasi liderlerin, sivil toplumun ve toplumun genel katılımını gerektirir. Bu nedenle siyasi değişim sürecinin, demokratik süreçler ve toplumsal katılım ile desteklenmesi, şimdi daha fazla kritik öneme sahiptir...
KKTC siyaseti, adanın siyasi tarihinde, birçok dönüşüm yaşamıştır... KKTC siyasetindeki değişimlerin niteliği ve yönü, bu güzel ada toplumunun daha iyi bir gelecek inşa etme hedeflerinden, belirsizliklere taşınmıştır...
Günübirlik düşüncelerle ve sürekli içine çekilen sorunlar batağıyla KKTC siyasetinde, gerçekleştirilmesi gereken değişimlere ve gelişimlere yeterince odaklanılmamıştır...
Peki, sizce gelinen noktada KKTC siyasetinde nasıl bir değişim olmalıdır? Bu sorunun cevabı, birçok farklı bakış açısına ve görüşe dayalı olarak ele alınmalıdır... Siyasetteki değişimin doğası, gerekliliği ve istenen yönde nasıl gerçekleşebileceği konusuna şimdi, biraz daha detaylı bakalım...
Toplumsal Katılım ve Demokrasi: KKTC siyasetindeki değişim, toplumsal katılımın artırılması ve demokrasinin güçlendirilmesi ile başlamalıdır... Toplumun farklı kesimleri, siyasi süreçlere daha fazla katılmak için teşvik edilmeli ve daha fazla fırsat sunulmalıdır. Şeffaflık, hesap verebilirlik ve kamuoyunun daha etkin bir şekilde bilgilendirilmesi, demokratik katılımın temel taşları olduğu, hep hatırlanmalıdır ve hatırlatılmalıdır.
Adalet ve Eşitlik: KKTC siyasetindeki değişim, adalet ve eşitlik ilkesini ön plana çıkarmalıdır. Toplumsal eşitsizliklerin azaltılması ve toplumun her kesimine adil davranılması için, politika yapıcılar daha fazla çaba göstermelidir. Eşit fırsatlar ve adalet, KKTC'nin geleceği için kritik öneme sahip olduğu önemsenmelidir.
Çevre ve Sürdürülebilirlik: Siyasetteki değişim, çevre ve sürdürülebilirlik konularına da odaklanmalıdır. İklim değişikliği, doğal kaynakların yok olması ve çevresel sorunlar, ülkesel ve küresel bir tehdit oluşturduğu farkındalığına varılmalıdır... Siyasi liderler, çevresel sürdürülebilirlik ve yeşil enerji politikalarını daha fazla desteklemeli, çevre koruma önlemlerini güçlendirmeli ve gelecek nesillere, yaşanabilir bir ülke bırakma sorumluluğunu taşımalıdır.
Diplomasi ve İşbirliği: Siyasetteki değişim, uluslararası ilişkilerde daha fazla diplomasi ve işbirliği arayışıyla şekillenmelidir... Barışın korunması, krizlerin çözülmesi ve ülkeler arası sorunların ele alınması için, diyalog ve diplomasiye öncelik verilmelidir. İşbirliği ve çok taraflı anlaşmaların, uluslararası arenada daha etkili ve sürdürülebilir çözümler sunduğu bilinmelidir. KKTC ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi arasında daha fazla diyalog ve işbirliğine gidilmelidir.
Bilimsel Temelli Kararlar: Siyasetteki değişim, bilimsel verilere dayalı karar almayı teşvik etmelidir. Özellikle sağlık, eğitim, çevre, enerji ve teknoloji gibi alanlarda, politika yapıcılar, bilim insanlarının önerilerine ve uzman görüşlerine kulak vermeli ve kararlarını, bu temelde şekillendirmelidir.
KKTC'de ekonomik değişim de, kapsamlı ve sürdürülebilir politikalarla mümkün olabilmektedir... Bu yöndeki değişim, ekonomik büyümeyi teşvik ederek, işsizliği azaltarak ve toplumsal refahı artırarak adanın geleceğini daha parlak bir hale getirir...
Anlayacağınız KKTC siyasetindeki değişim artık, toplumun gelişimi ve ileriye taşınması için hayati bir gerekliliktir...
Siyasi değişim, toplumun ihtiyaçlarına ve değerlerine uygun olarak şekillenmelidir... Katılımcılık, adalet, çevre koruma, diplomasi ve bilimsel temele dayalı ilkeler, ekonomik reformlar siyasetin gelecekte daha iyi bir yönde evrimleşmesine yardımcı olacaktır. Ancak, değişimin nasıl bir değişim olduğu, toplumun genel görüşleri ve ihtiyaçlarına bağlı olarak farklılık gösterecektir. Bu nedenle, KKTC'nin siyasi değişim sürecinde toplumun aktif katılımı ve demokratik süreçlerin güçlendirilmesi de, hayati derecede önemlidir...
Farkına varılmalıdır ki, bugün; 10 Kasım!
Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu ve ilk Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk'ün ölüm yıldönümü...
Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün değişim ve yenilik konusundaki yaklaşımlarını da hatırlayabilmek ve hatırlatmak önemlidir...
Dünyanın durduğu yerde durmadığını, bizim de durmamamız gerektiğini ilk o vurgulamıştı...
Yeniliğin, önce içimizde başlamasını ve yavaş yavaş dışarıya doğru yayılmasını yine ilk o söylemişti...
Onun liderliği, Türkiye'nin dönüşümünde büyük bir rol oynamış ve modern bir ulus inşa etmek için gerekli değişimleri, cesaretle gerçekleştirmiştir...
10 Kasım'da onu bir kez daha özlemle, saygıyla, sevgiyle, rahmetle ve şükranla anıyoruz...
Bu günler, sadece anma günleri değildir, vizyonunu da hatırlama ve hatırlatma günleridir...
Atatürkçü düşünce sistemi geçmişte yaşanıp kalmış bir olgu değil, çağın ötesinde olan, devam eden, dünyaya kendini ispatlayan, güçlü bir sembol olduğu da hatırlanmalı ve hatırlatılmalıdır...
KKTC'de siyasetteki değişim, adaletin ve eşitliğin sağlanmasının en temel anahtarı olduğu farkındalığına, şimdi bu vizyonla daha fazla varılmalıdır...
Ülkemizde siyasi arenada farklı seslere ihtiyaç olduğu, artık neredeyse herkes tarafından kabul edilen ve dile getirilen önemli bir gerçektir... Yıllardır devam eden siyasi kutuplaşmalar, ekonomik çıkmazlar ve eski usul siyaset anlayışı, birçok vatandaşı ve nesilleri hayal kırıklığına uğratmıştır... Yeni oluşumlara, yeni perspektiflere ülkenin, şimdi çok daha fazla ihtiyacı vardır...
Toplumda farklı kesimlerin sesini duymayı ve onların endişelerini anlamayı amaçlayan yeni oluşumlara, bu ülkenin şimdi daha fazla ihtiyacı vardır...
Toplumun güvenini kazanacak, katılımcılık, şeffaflık ve hesap verebilirlik prensipleri çerçevesinde hareket eden, böyle bir toplumsal oluşuma özlem, şimdi daha fazla artıyor...
Adalet, eşitlik, sürdürülebilirlik ve çevre koruma gibi konulara da vurgu yapabilen oluşumlar, şimdi daha fazla önem görmeye başlıyor...
Umudu tazeleyen, toplumun ilerlemesine, toplumun birleşmesine, uzlaşısına, yeni fikirlerin tartışılmasına ve siyasi arenada çeşitliliğin artmasına sebep olan yeni oluşuma, bu ülkenin şimdi daha fazla beklentisi vardır...
Herkesin bu oluşuma açık bir şekilde katılım sağlamasına ve bu yeni yolculuğa destek vermesine özlemler, şimdi daha fazla artıyor...
Toplumun ihtiyaçlarına daha iyi cevap vermek ve toplumsal refahı artırmak için, böylesi bir oluşuma, KKTC siyasetinin, değişimi ve gelişimi adına, şimdi çok daha fazla ihtiyacı vardır...
Bu yeni oluşumu, umutlu bir başlangıç olarak görmek ve bu umudun, toplumun bir arada daha iyi bir gelecek inşa etmesine katkı sağlayabilecek şekilde, tek yürek olarak hep birlikte hareket etmek, şimdi çok daha fazla önemlidir...
Kıbrıs Türk halkı olarak kenetlenip, birlik olma zamanındayız...
Birlik, insanların gücünü artırır ve güç, değişimi getirir...
Birlik, umudu ve gücü büyütür...
Birlik, kuvvetin anahtarıdır...
Birlikte hareket etmek, güçlü ve dayanıklı bir toplumun temelidir...
Toplumun ilerlemesi artık, siyasetteki değişimle mümkün olacaktır...
Mevcutlarla değil, denenmişlerle değil, tamamen yeni oluşumlarla, yeni akıllarla, yeni vizyonlarla yola çıkılmalıdır...
Değişim ve gelişim olmadan, toplumun geleceği daha parlak olamaz...
Sürdürülebilir bir ülke için, siyasetteki değişim artık kaçınılmazdır...
Diplomasi ve işbirliği, KKTC siyasetinde gelişimin en temel taşlarıdır...
Siyasette değişim, insanların umutlarını yeniden canlandırır ve toplumu ileriye taşır...
Siyasette değişim, toplumun refahı ve barışı için vazgeçilmezdir...
Adalet ve eşitlik, KKTC'deki siyasi değişim ve gelişimin en temel unsurlarıdır...
KKTC siyasetinde değişim, toplumun iyiliği için bir adımdır ve her adım, bir dönüşümü getirir...
Peki KKTC siyasetinde, nasıl bir değişim?
KKTC siyasetinde değişim, toplumun ihtiyaçlarına ve umutlarına daha iyi bir yön verme arzusudur...
KKTC siyasetindeki değişim, umudu canlandırır ve birlikte daha parlak bir geleceğe yürümeyi sağlar...
KKTC siyasetinde değişim, toplumun umutlarına, adaletine ve birlikteliğine yönelik, hep birlikte yürünmesi gereken bir yolculuk olduğunu hatırlatır...
Toplumun tamamını kucaklamak, birlikte daha güçlü olmak anlamına gelir...
Tüm toplumu kucaklamak, toplumun en büyük gücünü ortaya çıkarır...
Toplumu kucaklamak, tüm renklerin ve seslerin bir arada uyum içinde çaldığı, büyük bir orkestranın başlangıcıdır...
Toplumu kucaklamak, birlikte büyümenin anahtarıdır...
Şimdi buna, daha fazla ihtiyacımız vardır...
Şimdi, birlik olma ve birbirimize destek olma zamanıdır...
Bunun için birleşelim ve bunun için güçlerimizi hemen birleştirelim...

Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.