Dingil koptu... “Free wheel”

Yayın Tarihi: 16/03/22 07:00
okuma süresi: 8 dak.

Benzin iki lira ucuzlayacak denildi, sonrasında iki güne ucuzlayacak denildi, sonrasında günlük düşüş kalkışa göre fiyatlar şekillenecek denildi. Bir gazeteci olarak ne yapacaklarını anlamış değilim. Sonuç? Sonuç şu; petrolün varil fiyatı 100 doların altına düşünce ayıp olmasın diye 1,43-3 lira arasında bir genel akaryakıt indirimi oldu. Yeterli mi değil. Daha da ucuzlatılabileceğini hepimiz biliyoruz. Eskilerin deyimiyle dingil koptu free wheel'deyiz. İniş aşağı vitesi boşa aldık, maksat daha az benzin yakmak, tabii arabayı duvara vurmadan sürmeyi başarabilirsek. Kötü başlayınca kötü gider derler ya işte hükümetin akıbeti de aynen böyle. Kabinenin açıklandığı günden bugüne kadar ne hükümette ne ülkede hiçbir şey yolunda gitmedi.

Başbakanın “havalar ısınınca sebze-meyveler ucuzlayacak” açıklaması bana adeta “yaz gelince turist çoğalacak döviz de düşecek” sözünü hatırlattı. Ya da bir başka deyişle koyunlar buradan geçecek, tüyleri tellere takılacak, biz de o tüyleri toplayıp öreceğiz, iplik olacak sonra o ipliklerden kazak örüp satacağız ve karnımızı doyuracağız örneğini de verebiliriz.

Sonuç şu; koca bir hiç. Ülke tam bir yangın yeri olmuş. Akaryakıtın geldiği nokta açık. Bir galon benzin alabilmek için 100 lira ödemeniz gerekiyor. Olay bu kadar basit.

KIB-TEK’in batmaması, AKSA'ya borcun ödenmesi tamamen fakir vatandaşın üstüne yıkılmış durumda. Ay sonu o elektrik paralarını kimler nasıl ödeyecek doğrusu merak ediyorum.

Belki çare olacaksa Başbakan “havalar ısınınca elektrik faturaları da düşecek” diyebilir ve sebze örneğinde olduğu gibi bu örneği de verirse yanlış söylemiş olmaz.

Çünkü doğrudur havalar ısınınca sebze fiyatları bollaşacağı nedeniyle düşecek. Yani bir başka deyişle havadan sudan konuşmak böyle bir şey.

Peki hükümet havalar ısınmadan birşeyler yapmayı planlıyor mu?

Örneğin temel tüketim maddelerinin ucuzlatılması için.

Ya da akaryakıt fiyatlarının bir nebze olsun aşağı çekilmesi için veya akaryakıt birim fiyatlarında yeni bir düzenleme yapmayı düşünüyor mu acaba hükümet?

Sormamız gereken sorular bunlardır. İşte ben soruyorum, isteyen hükümet yetkilisi cevap versin. Tabii cevapları varsa.

Cumhuriyetçi Türk Partisi Gazimağusa Milletvekili Erkut Şahali ile dün bir telefon bağlantısı yaptık. Yaşananları sordum kendisine, yorumlamasını istedim. Uzun uzadıya bir telefon bağlantısı oldu. Detayları paylaşıyorum sizlerle..

Şahali, kabinede yaşanan değişiklik ve 14 Mart Tıp Bayramı dolayısı ile dün gerçekleşen kutlamada Türkiye’den konuk olarak gelen doktorun konuşmasına Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın müdahalesini değerlendirirken, hayvancının yaşadığı ve ülkedeki üretimde yaşanan sorunlara dikkat çekti.

Yaşanılanları “rezalet” olarak yorumlayan Şahali, “rezalet çünkü, gerçekten bu hayatın çok daha yaşanılır hale gelmesi mümkün ama bununla ilgili sorumluluk üstlenenler, bırakın iyileştirmeyi, kötüleştirmek için ciddi gayret sarfediyor” dedi.

“SUCUOĞLU, TELEFONDA KONUŞUR NUMARASI YAPARAK SALONU TERK ETTİ”

Hükümetin meclisi yok sayarak ilerleyebileceğini sandığını belirten Şahali, “halbuki, hükümetin görev başında bulunmasının onayı meclisten geçer. Dün mecliste bulunacak cesareti olmayan bir hükümetle baş başa olduğumuzu gördük. Sadece önemsememek değil aynı zamanda Başbakan Sucuoğlu’nun mecliste bulunacak cesareti de yoktu” şeklinde konuştu.

Meclis oturumu yapıldığında  Başbakan Sucuoğlu’nun çalan ilk telefona cevap verdiğini belirten Şahali,  “telefonda konuşur numarası yaparak salonu terk etti, bir daha da geri dönmedi. Böyle bir durum Kıbrıs Türk demokrasisi açısından utanç vericidir” yorumunda bulundu.

“Bu tavırlar sergilenirken, biz bu ülkenin ekonomik dar boğazdan çıkışını bekliyoruz, çıkışı sağlamak için öneriler dile getiriyoruz” diyen Şahali, “bir noktanın altını çizmek istiyorum, zaman zaman ‘parlamenter sistem tıkandı dolayısı ile bir rejim değişikliğine ihtiyacımız var, başkanlık sistemi belki de çaredir’ diyen görüşler var. Onların iyi niyetinden ve samimiyetinden şüphe duymuyorum ama düşününüz ki şu anda parlamenter değil de başkanlık sisteminin olduğu bir ülke olsaydık, meclis bir o kadar daha hiçe sayılacak “ben yaparım, ben geçerim” diye bir anlayış ile bu ülke yönetilecekti. Varın gerisini siz düşünün” ifadelerini kullandı.

ŞAHALİ: BİZ SATILIK MIYIZ?

Sistemin bu şekilde yürümesinin ve bu düzenin uzun süre devam etmesinin mümkün olmadığını belirten Şahali,  “zaten Faiz beyin sözünün arkasında durabilecek iradeye sahip olmadığı ortadır. UBP kurultayından çok güçlü bir şekilde çıkan Faiz Sucuoğlu’ndan çok yüksek beklentiler vardı ve o beklentilerin tuzla buz olmuş olması bir tek beni şaşırtmıyor. Faiz bey söylediklerini, aslında o anda söylenmesi gerektiği için söylüyor, ya unutuyor, ya da tutamayacağı sözler vermek gibi bir sarmalın içine girmiş vaziyette” dedi.

“KIBRISLI TÜRKLER, VARLIK MÜCADELESİ VERİYOR”

Şahali konuşmasını, “sadece ekonomik değil siyasi baskı altına da alınan Kıbrıslı Türkler, varlık mücadelesi veriyor” şeklinde sürdürdü. “Çok ciddi bir tehditle karşı karşıyayız” diyen Şahali, “Türkiye para verecek diye, Türkiye’nin talepleri doğrultusunda bir siyasi yapı altında yaşamak zorundaysak, hayır o kaynak gelmesin, gelmeyeceği açıklansın, herkes de ona göre çözüm bulsun. Çünkü Türkiye’den para gelecek diye biz kendimizden vazgeçmeyeceğiz” şeklinde konuştu.  Şahali, “gelen paranın bize değil, Türkiye’ye gittiği de çok açıktır. Devrim Barçın’ın da söylediği gibi biz Türkiye’nin verdiğinin kat ve kat fazlasını enflasyon vergisi altında geri ödüyoruz. Türkiye’nin geçen yıl cari bütçemiz için gönderdiği ve borç olarak hanemize yazılan para 200 milyon, biz Türkiye’ye 780 milyon TL enflasyon vergi ödemişiz. Biz satılık da değiliz, kiralık da değiliz, biz kendi kültür ve kimliğimiz ile Türkiye ile dost ve kardeş olarak KKTC’nde yaşamak istiyoruz, yaşadığımız ülkeyi kendi irademizle yönetmek istiyoruz” dedi.

"BU ASLINDA İFLAS BAYRAĞINI ÇEKMEK ANLAMINA GELMEKTEDİR"

Hayvancının yaşadığı sorunlar karşısında hükümetin sergilediği tavrın ülkenin içinde bulunduğu durumun özeti olduğunu söyleyen Şahali, “hayvancıların bugün için açıkladıkları eylemi düne çekmeleri ve ısrarla muhatapları ile görüşme çabasında olmalarının sebebi, dün Toprak Ürünleri Kurumu’nun arpanın fiyatlarına 1 liralık artış getirmesi üzerine oldu. Çünkü arpa, özellikle büyükbaş hayvancılıkta besleme giderlerinin yüzde 50’sini oluşturur. Küçükbaş hayvancılıkta bu oran daha da yukardadır. Dolayısı ile son derece önemlidir ve bizim arpa tedarik ettiğimiz ülkeler şuanda savaşla bombayla boğuşur ve ülkenin arpa tedariki konusunda tehdit altında olduğunu hükümet görmüyor belki ama hayvancı görüyor” dedi.

***

Günün Sözü

"Kadınlar, kendilerine yapılan birçok şeyi affedebilir ama affettikleri şeyleri hiçbir zaman unutmaz."

Victor Hugo

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.