Seyrüsefer kazığını yedik... Haberiniz olsun…
Ocak ayı zamlar açısından felaket bir aydı. Üstelik hayat pahalılığı hem düşük çıktı hem de on binlerce asgari ücretliye hayat pahalılığın altında verildi artış. Dengeler alt üst oldu anlayacağınız. Aslında geçtiğimiz hafta yazacaktım ama yazı yoğunluğundan bu haftaya kaldı. Geçtiğimiz hafta Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Erhan Arıklı konuğumdu. Ulaştırma bakanını bulunca haliyle % 170 seyrüsefer zammını sordum. Erhan başkan anlatayım dedi; “geçtiğimiz yıl hayat pahalılığı yüksek çıkmasın diye bu zam yapılmadı, bu sene ikisi birden yapıldı” dedi. Bakanın bir yanlışı var. ben çok iyi hatırlıyorum geçtiğimiz yıl benim seyrüseferim haziran ayındaydı. Bir haziranda ben çıkardım ve üç gün sonra seyrüseferler zamlandı.
Diyelim ki Bakan haklı. Yahu iki zammı birden yapmak neyin nesi. Vatandaş bu seyrüseferi nasıl ödeyecek. % 170. Rakama bakar mısınız. Beş binlara seyrüsefer ödüyorsanız 12-13 lira ödeyeceksiniz. Mesele mahkemeye verildi anaysaya aykırılığı nedeniyle ama ne olur ne kalır bilemeyiz. Açık konuşmak gerekirse vatandaş olarak bu seyrüsefer zam kazığını yedik gibi görünüyor.
Arabayı mı satsam ve kendime küçük bir araba mı alsam diye düşünmedim değil. Sonra kendi kendime zaten yol trafik güvenliğimiz yok bir kazada Rabbim selamet versin ölür gideriz diye düşündüm korktum vazgeçtim. Iyi güzel de bu kadar yüksek zammı üstelik asgari ücreti hayat pahalılığının altında artan vatandaş nasıl ödeyecek ? Çıkarsanız vay çıkarmasanız yine vay. Ortalık polis kaynıyor. Anında cezayı yapıştırırlar size. Umarım bu seyrüsefer zam işi mahkemeden geri döner ve vatandaş rahat bir nefes alır.
Yakında bir elektrik zammı, ardına ilaç zammı , e daha % 11,12’lik hayat pahalılığının marketlere yansıması var. nasıl olacak bu iş. Unutmadan tüp gazın da 30 lira birden zamlandığını yazmak lazım.
Ondan sonra Ekonomi ve Enerji Bakanı Olgun Amcaoğlu çıkıp bu ülke de ekonomik kriz yoktur diyebiliyor. Gel bu asgari ücretle, bu kadar pahalı olan bir memlekette yaşa bakalım nasıl yaşayacaksın.
Biliyorsunuzdur; Ruhsat paraları kamu maliyesine gidiyor ve memur maaşları ödeniyor. Yani bizim ödediğimiz ruhsat harçları ile devlet yol yapmıyor, yol tamiratı yapmıyor, yol ışıklandırması yapmıyor, yol çizgilerini ve levhaları tekrardan boyamıyor ya da tamir etmiyor.
Karanlık yollarda, çizgisiz ve belirsiz yollarda araba kullanıyoruz. Gece yolda giderken yolun kenarında yürüyen birilerini basabilirsiniz. Olmadı mı peki daha geçen hafta oldu. Yol karanlık görmüyorsunuz ama birilerini basarsanız dikkatsiz sürüşten siz mahkum olursunuz. Devlet ya da Ulaştırma Bakanlığı ya da Maliye Bakanlığı suçlu değildir. Sizin hayatınız kararır ama hükümet hiçbir şey olmamış gibi yoluna devam eder.
Olay bu kadar basittir. Bu nedenle araba sürerken gözlerinizi dört açın.
Hükümet bu sene bir jest yapsın ve bu zammı geri almasa bile daha düşükten vatandaşa jarj etsin. Oldukça pahalı olan hayat pahalılığına karşın ya seyrüseferleri zamlamasın ya da bu zammı düşük tutsun. Düşük tutsun ki vatandaş zorlanmadan araç ruhsatlarını çıkarabilsin. Polisler yollarda çok sıkı trafik kontrolleri yapılıyor. Eğer muayene, ruhsat ve sigortayı çıkarmamışsanız vay halinize yüksekten ceza puanınızı kesiyorlar iyi de bir para cezası alıyorsunuz. Bu nedenle aracınızın ruhsatını çıkarmamazlık yapmayın.
Devlet kameralardan toplanan, seyrüseferlerden toplanan paralarla memur maaşı ödüyor. Bu paraların yollara ve polis teşkilatının güçlendirilmesine harcanması gerekiyor.
Harcanmadığı için bizler çizgileri kaybolmuş, levhaları olmayan karanlık içindeki yollarda araç kullanıyor. Bir de hız yaparsanız kaza yapmanız kaçınılmaz oluyor.
İş yalnızca sürücülerin sorumluluğunda bitmiyor. Devlet de üstüne düşeni yapmak zorunda ama yapmıyor.
Sonuç olarak sürat, alkol, dikkatsiz sürüş hep bunlardan kaynaklanan kazalardan insanlar hayatını kaybediyor. Tabii bir başka önemli soru var, devlet bu suçların neresinde? Gece yollarda yeteri kadar devriye var mı?
Ne yazık ki yok. Polisin bir kabahati de yok. Yeteri kadar polis yok çünkü. Yeteri kadar polis olmadığı için daha geniş kapsamlı trafik kontrolleri de yapılamıyor.
Türkiye yol yapmasa devletin yol yapacak parası yok. Bir defaya mahsus dahi olsa hükümet seyrüseferlerden toplanan yıllık parayı yollara harcasın ve birçok yol hem aydınlatılsın hem de rehabilite edilsin. Aksi takdirde her sene ruhsatları % 80 zamla, topladığın paralarla istihdam ettiğin memurları öde ve yoluna devam et. Bu sürdürülebilir bir durum değil.
**************
Günün Sözü
Hırs, bir sandalın yelkenini şişiren rüzgara benzer; fazlası gemiyi batırır, azı da gemiyi olduğu yerde tutar.
Voltaire
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.