Para suyunu çekiyor…
Bankalara olan borç miktarı 144 milyar Türk Lirası. Ne kadar uçuk bir rakam değil mi? Ve vatandaş bu borçları ödemekte çok ciddi anlamda zorlanıyor. Kredi kartı borçlarını da unutmamak lazım. Her geçen gün ekonomik sarmal büyüyor. Market raflarında bir gün aldığınız ürünü bir sonraki gün aynı fiyattan alma şansınız yok. Dahası, ürünler marketten markete ciddi farklılıklar gösteriyor. Marketler de artık şaşırdı. Market rafında gördüğünüz fiyat, kasaya gittiğinizde yüksek çıkabiliyor. Vatandaş nakit para taşıyamadığı için kredi kartlarına yüklenmiş bulunuyor. Hem ben karşılaştım hem de karşılaşan başka dostlarımdan dinledim; kasada kredi kartı "yetersiz bakiye" veren çokça vatandaşımız var.
Temmuz ayının beşinde son altı aylık hayat pahalılığı rakamları açıklanacak, bakalım kaç çıkacak ve bu altı aylık hayat pahalılığı toplamı temmuz ayı sonunda hem memur maaşlarına hem de emekli maaşlarına hükümet tarafından yansıtılacak. Öte yandan başka önemli bir konu ise asgari ücretin ne olacağı konusu. Hatırlayacağınız üzere son verilen asgari ücret, hayat pahalılığı oranının altında verilmişti ve olay mahkemeye taşınmıştı Hür-İş Federasyonu tarafından. Duyduğumuza göre yakın zamanda mahkeme sonucu da açıklanacak. Hür-İş olur da davayı kazanırsa, Maliye Bakanlığı geriye dönük bu uygulamayı yapmak zorunda kalacak, kalacak da bakalım nasıl olacak.
Memuru, emeklisi nasıl ki hayat pahalılığını tam olarak alıyor, zor şartlarda hayatını idame ettirmeye çalışan zavallı özel sektör çalışanları da aynı oranda hayat pahalılığını almaları gerekiyor. Bu şart ve son derece önemli.
Yeri gelmişken yine söylemekte fayda görüyorum, ben gerçek hayat pahalılığının açıklandığına hâlâ inanmıyorum. Marketler bu kadar pahalıyken son açıklanan hayat pahalılığı, yanılmıyorsam %2,76 idi. Bu rakamlara kimse inanmıyor. Umarım İstatistik Kurumu yalan yapmıyordur.
Bildiğiniz gibi hayat pahalılığı emekli ve memurların maaşlarına doğrudan yansıyacak. Bu durum hem emeklileri hem de memurları bir miktar olsun rahatlatacak ve daha çok para harcanacak. Piyasaya daha çok para girdi demek, daha çok vergi toplanacak anlamına geliyor. Çünkü şu an için vatandaş, ödeyemeyeceği kredi kartı üzerinden alışveriş yapmak zorunda kalıyor. Yani bir başka deyişle veresiye alışveriş yapmak zorunda kalıyor. Ay sonu maaşı aldığı gibi kredi kartına yatıran vatandaş sayısı hiç az değil.
Hayatı ucuzlatamayan hükümet, mecburen maaş artışına giderek ve daha çok para ödeyerek piyasaları dengelemek zorunda. Benim anlamadığım en önemli şey ise bir hükümet nasıl olur da piyasaları denetlemez ve fiyatları olması gereken noktaya çekemez?
Hepimiz biliyoruz ki tüccar yüksek kâr oranıyla çalışıyor, marketçiler de ellerindeki stok mal üzerinden kârını yapıyor. Aksi takdirde marketten markete fiyatlarda derin uçurumlar oluşmazdı.
Örneğin bir market peyniri 158 liraya satarken, başka bir market 147 liraya satabiliyor. Bir sürü örnek verebilirim size bu konuyla ilgili olarak. Aradaki kâr marjına bakar mısınız? 158 liralık bir peyniri 147 liraya satıp da kâr edebiliyorsa, market o peyniri kaça aldığını ve ne kadar kâr yaptığını varın siz hesaplayın.
Hem hayat pahalılığının yüksek verilmesi hem de asgari ücretin iyi bir rakama ayarlanması gerekiyor. Umarım hükümet bu iki önemli konuda üzerine düşeni yapar ve vatandaş derin bir nefes alır...
Günün Sözü
"Aşk ne kadar kısa ve unutmak ne kadar uzun."
Pablo Neruda

Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.