200 yıllık hayal biterken…

Yayın Tarihi: 06/05/25 14:41
okuma süresi: 7 dak.
A- A A+

AP Türkiye Raportörü Nacho Sánchez Amor tarafından hazırlanan ve 15 Nisan’da AB Komisyonu Dış İlişkiler Komitesi’nde kabul edilen, Türkiye’nin AB süreciyle ilgili İlerleme Raporu bu akşam, AB Dış Politika Şefi Kaja Kallas’ın da katılacağı genel kurul oturumunda tartışılacak. Adına ilerleme raporu dendiğine bakmayın; taslak metin, demokrasi endeksinden Kıbrıs sorununa, insan haklarından adli konulara kadar tam bir gerileme raporu!

Yarın yapılacak oylamada büyük çoğunlukla kabul edilmesi beklenen raporda, Türkiye’nin AB sürecinin artık tamamen ortadan kalktığı ve bunun en büyük sebeplerinden birinin Kıbrıs sorunu olduğu net şekilde ifade ediliyor. Raporda hemen her konuda çok sert ifadeler var.

Rapor, Türkiye’nin son dönemde, özellikle Recep Tayyip Erdoğan’ın açıklamalarına da yansıdığı gibi, AB üyeliği yönündeki pozitif söylemlerine rağmen hiçbir somut adım atılmadığını; hukuk devleti ve temel özgürlükler konusunda geriye gidiş yaşandığını tespit ediyor. AB değerlerinden uzaklaşmaya net atıfların bulunduğu raporda, birçok nedenle müzakerelerin yeniden başlamasının mümkün olmadığı belirtiliyor.

Bu yüzden de, dünkü makalemde vurguladığım üzere, AP mevcut koşullarda Türkiye ile ilişkilerin üyelik temelli değil, “stratejik ortaklık” düzeyinde yürütülmesi gerektiği görüşünde birleşiyor. Öte yandan, parlamentonun Sol, Yeşiller ve Sosyalist grupları, raporun yetersiz olduğunu savunarak sadece üyelik sürecinin değil, ticaret, göç ve ekonomik iş birliklerinin de insan hakları ve demokrasi kriterlerine bağlanması gerektiğini ifade ediyor.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasının geniş yer tuttuğu ve bunun tamamen siyasi bir adım olarak nitelendiği raporda, dediğim gibi Kıbrıs başlığı da büyük yer tutuyor.
Toplam 59 maddenin bulunduğu raporun 27-35. maddeleri Kıbrıs sorununu konu alıyor.

Diğer birçok maddede de atıflar mevcut. İlgili maddelere bakacak olursak, 29. madde aynen şöyle diyor:

“Kıbrıs sorununun çözülmemiş kalmasından üzüntü duyar ve barışçıl müzakerelerin yeniden başlatılması için ilgili tüm tarafların ciddi şekilde yeniden angajman kurmasını ve siyasi irade göstermesini talep eder; Kıbrıs çözüm sürecinde gerçek ilerleme sağlanması amacıyla BM Genel Sekreteri himayesinde 18-19 Mart 2025 tarihlerinde yapılan gayriresmî görüşmelerin yeniden başlamasını memnuniyetle karşılar; bu görüşmelerin yapıcı bir atmosferde gerçekleştirildiğini ve her iki tarafın da ilerleme ve sürekli diyaloğa olan açık taahhüdünü ortaya koyduğunu vurgular; her iki taraf arasında dört geçiş noktasının açılması, bir Gençlik İşleri Komitesi kurulması ve çevre ile enerji projelerinin başlatılmasını içeren yeni bir güven artırıcı önlemler paketi üzerindeki anlaşmayı memnuniyetle karşılar; tarafları bu ivmeyi müzakerelerin yeniden başlamasına yönlendirmek için kullanmaya teşvik eder.”

30. madde ise özetle bu çözümün nasıl ve ne şekilde olması gerektiğini anlatıyor: 

“AP, güçlü bir şekilde adadaki çözümün BM kriterlerinde tarif edildiği gibi, iki bölgeli, iki toplumlu, siyasi eşitliğe dayanan bir federasyon olmasını destekler. Uluslararası hukuk ilkelerine ve prensiplerine uygun bir çözüm için BM Genel Sekreteri himayesindeki müzakerelerin, 2017 Crans-Montana’dan kaldığı yerden acilen başlatılması çağrısı yapar. AP ayrıca, Türkiye’nin ortaya koyduğu iki devletli çözüm önerisini geri çekmesini; adadaki askerlerini çekmesini ve adanın bölünmesine yol açacak tek taraflı adımlardan kaçınmasını talep eder.”

Son birkaç haftadır gündeme gelen ve Külliye açılışında Erdoğan tarafından açıkça reddedilen “limana karşılık vize” önerisi, raporun 35. maddesinin konusu. Hem de 21 yıldan beri! 

“Türkiye’nin, Ekim 2005 tarihli Müzakere Çerçevesi kapsamında AB’ye karşı, Kıbrıs ile ilgili olanlar da dahil olmak üzere, üstlendiği yükümlülükleri 20 yıldır yerine getirmemiş olmasından üzüntü duyar; tüm üye devletlerin tanınmasının katılım sürecinin gerekli bir unsuru olduğunu vurgular; Türkiye’ye, Ek Protokolün tam ve ayrım gözetmeyen bir şekilde uygulanması da dahil olmak üzere, tüm üye devletlerle, özellikle Kıbrıs Cumhuriyeti ile ilgili Ankara Anlaşması kapsamındaki yükümlülüklerini yerine getirme çağrısını yineler; Türkiye’ye, tüm Kıbrıslıların insan ve siyasi haklarına tam olarak saygı gösterilmesini ve Avrupa Birliği’nin temel ilkeleri ile AB müktesebatına tam uyumun sağlanmasını temin etmesi çağrısında bulunur.”

Kayıp şahıslar, enerji, kıta sahanlığı, Pile Protokolü, adadaki BM Barış Gücü’nün faaliyetlerine saygı, adanın kuzeyine yapılan nüfus aktarımı ve demografinin değiştirilmesi gibi çok kritik konular da raporda yer alıyor. Maraş açılımı konusu da kendine yer bulmuş ve bu konuda da Türkiye’ye sert eleştiriler yöneltilmiş. Kentle ilgili BM kararlarına atıflar da raporda mevcut.

Hatta ve dahası, geçtiğimiz hafta sonu Erdoğan’ın adaya yaptığı ziyaretin de rapora eklenmesi isteniyor. Rumların yeni seçilen AP milletvekili Gedis Geadi, dünkü açılış oturumunda ziyareti gündeme getirerek, konuyla ilgili tartışma açılmasını talep etti. Bu istek reddedildi ama yine de konuyla ilgili her grubun fikrini söyleyeceği ve tek konuşmanın yapılacağı bir tartışma konusunda uzlaşıya varıldı. Yani Külliye meselesi bu akşam gündeme gelecek.

Bu arada, AP’ye üye altı Rum vekil arasında raporla ilgili görüş ayrılıkları var. ELAM ve DİKO vekilleri taslak rapora çekimser oy verirken, diğerleri genel oylamada “evet” yönünde oy kullanacaklarını ifade ediyor.

Son bir noktadan bahsedecek olursam, AP’deki toplantılarda Türkiye’den tek bir gazeteci ya da bürokratla karşılaşmadığımı, olup bitenin ne Türk hükümeti ne de Türk basını tarafından kayda değer bulunmadığını söylemek isterim. Bu da raporun Türkiye tarafından yok hükmünde kabul edildiğinin bir başka göstergesi olarak değerlendirilebilir.

Sanırım 200 yıllık Batılılaşma hayali artık tarihin tozlu sayfalarına düşmek üzere. Tabii bu paradigma üzerinden düşünecek olursak, Kıbrıs sorununun çözüm hayalleri de…


Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Kıbrıs Postası’nın editöryal politikasını yansıtmayabilir.
#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.