Kimin malını, kime veriyorsunuz?

Turizm çabası, gerçekten göz yaşartıyor(!)

Girne Antik Liman meselesi, karma karış olmuşken.

Kaş yapayım derken, göz çıkarılmışken, bundan sonra ne olacağını kimse bilmezken.

Tartışmalar, suçlamalar, sonucu değiştirmezken.

ERCAN konusu, yılların skandalı, başarısızlığı diye anılırken.

TL'nin değer kaybı ile uçak bilet fiyatları zirve yapmışken, doğanın kirliliği, tarihi eserlerin, tarihi yerlerin durumu içler acısını yaşarken.

Dağ, taş, tarla, arsa, dere, deniz, plaj talan edilmişken.

Turizm alanı için ormanlar belirlenmiş, akıllara gelmiş, yatırım alanı olarak açılacakmış.

Otel ve yatak sayısı yetersizmiş.

Hepsini yaptık bir onlar mı kaldı?

Yaz sezonu bitti, bitiyor.

Turizmcilerin genel olarak sorunları devam ediyor.

"Başbakan Yardımcısı, Turizm, Kültür, Gençlik ve Çevre Bakanı Fikri Ataoğlu, yeni otellerin yapımı için hali arazilerin ya da alçak orman alanlarının değerlendirilebileceğini söyledi. Karpaz’a otel yapılacağı iddialarıyla ilgili de konuşan Ataoğlu, Karpaz’ın özel çevre koruma bölgesi içerisinde yer aldığına işaret etti, “Karpaz’a otel yapılamaz.” dedi.

Otel ihtiyacı mı var, oteller doldu taştı ve talebe yetmiyor mu?

Nedir, turizm mi patladı, böyle bir ihtiyaç olduğuna kim nasıl karar verdi?

Bilimsel çalışma mı yapıldı, otel açmak isteyen yatırımcı mı var, yoksa bu bir davet mi?

“Türkiye’de Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK), Pazartesi gecesi internet sitesi üzerinden duyurduğu kararlarıyla kredilerde sıkılaştırmaya gitti ve kredi kartlarıyla yapılan bazı harcamalarda taksitlendirmeyi kaldırdı.

BDDK'nın yeni aldığı karara göre, havayolu, seyahat acenteleri ve konaklama ile ilgili yurt dışı harcamalara taksit yapılamayacak.”

KKTC turizmini olumsuz etkileyecek bu kararla ilgili olumlu bir girişim ve gelişme var mı, mesela.

Otelciler, seyahat acenteleri, turizmciler, bu konuda ne düşünüyor, gerçekten merak ediyorum.

Turizm, Kültür, Gençlik, Çevre Bakanlığı, turizmi ileriye taşıyacak, ülkeyi tanıtacak neler yapıyor?

Öyle sözle, yurt dışı gezileri ile değil ama gerçek anlamda, politika yaratarak, uygulayarak, planlayarak.

Sonra bu bakanlık, bir tek turizmle mi uğraşacak?

Bakanlığın uzun uzadıya adı altında, diğer görevleri, sorumluluk alanları ile ilgili ne gibi çalışması var?

Kültür, Gençlik ve Çevre, tek bir çalışma, uygulama, planlama, politika var mı?

Öncelik bunlar mı?

Tüm dünya orman alanlarını korumak, çoğaltmak ve gelecek nesillere miras bırakmak için kaynak ve yeni alanlar yaratırken, bizde bol keseden, bilimsellikten uzak, yaparız olur biter mantığı ile yapanın yanına kalıyor.

"Dünyamız için oksijen kaynağı olan ormanlar aynı zamanda iklim üzerinde düzenleyici etkiye sahiptir. Sadece bulundukları bölgenin havasını temizlemez, aynı zamanda bol yağış almasını da sağlarlar. Ayrıca ormanlardaki ağaçların kökleri toprağı tutarak erozyonu ve sel baskınlarını önler."

Ormanların değerini bilmeyen, yanan biten, kül olan yüzyıllık ağaçlarının yerini doldurmaya çalışmayan, doğayı, yatırım, beton ve ticari bir araç gören bir anlayış.

Korumayan, bakmayan, öyle bir gailesi olmayan bir düzen.

Birleri çıkar, elindeki gücü kullanarak, toplumun geleceğini ipotek altını alır.

Onlar gider, ama toplum, nesiller, yapılan hatların bedelini öder.

Yeşilada, bu hatalarla, kurak ada olmadı mı?

Hiçbir şey bu kadar kolay olmamalı.