CHP ve her konuda inisiyatif almak

Belli oldu ki, Kıbrıs sorunu bir süre daha hareketsiz kalacak.

Aslında yeni bir dönem başlıyor, ya da başlaması gerek.

Bunu söyleye bilmek tabi ki kesin, net değil, sadece şuan ki durumda bir tespit.

Kıbrıs sorunu için en olmaması gereken durum yaşanıyor, zamana kalma ve belirsizlik.

Herkes aynı soruyu soruyor, “bundan sonra ne olacak?” ama cevabı bilen kimse yok.

Cumhuriyet Halk Partisi, Türkiye'nin en köklü siyasi partisi.

Aynı zamanda, Atatürk'ün kurduğu siyasi parti.

20 Temmuz 1974'te Kıbrıs'a barış harekâtını gerçekleştiren hükümetin ortağı.

Ama Kıbrıs konusuna pek de ilgi göstermeyen bir tarafı da var.

En azından bugüne kadar böyleydi.

Bu durum geride kalan yıllar içinde hep havada kaldı, eleştirildi.

Hatta Kıbrıs konusunda, Türkiye'deki milliyetçi çizgiden, daha tutucu bir bakış açısı olduğuna dair de çokça tartışıldı.

Özgür Özel, CHP'nin genel başkanı, başta bu konular olmak üzere, çok önemli ve çarpıcı açıklamalar yaptı.

"Kıbrıs meselesini CHP'nin konuşmaktan kaçtığı bir mesele olmaktan çıkarmak gerekiyor" diyen Özel devamında da şunları söyledi;

"Geçmişte Türkiye'nin soluyla Kıbrıs'ın sağının aynı şeyleri Savunduğu bir süreç yaşadık. Kıbrıs'ta çözüm istemek vatan hainliği değil, cesaret göstermemiz lazım. Kıbrıs meselesinde Türkiye'nin sağıyla Kıbrıs'ın solunun, Türkiye'nin soluyla Kıbrıs'ın sağının aynı şeyleri savunduğu bir süreç yaşandı geçmişte. O süreçte Cumhuriyet Halk Partisi, Kıbrıs politikası üretmede yapısal zorluklar yaşadı.

1974'te Kıbrıs Barış Harekâtı’nı gerçekleştiren Başbakan Ecevit, CHP'nin genel başkanıydı. Oradan gelen tarihsel bir bağ ve kendisinin Denktaş ile ilişkileri vardı ki biz zaten hiçbirimiz rahmetli Denktaş'a hürmetimizi eksik etmedik, etmeyiz. Ama Kıbrıs'ta çözüm noktasında atılacak adımlar konusunu Cumhuriyet Halk Partisi hep başkalarına bıraktı. Konuşmak, tartışmak, desteklemek yerine izleyen bir pozisyonda kaldı.

Bugün artık gelinen noktada böyle bir lüksümüz yok. Ayrıca Kıbrıs'ta bir çözümü savunmanın, Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne üyeliğini savunmanın vatan hainliği gibi nitelendirilebileceği süreçlerin çoktan geride bırakılması gerekiyor.

Türkiye, Yunanistan, Kuzey Kıbrıs, Güney Kıbrıs'ın hep birlikte Avrupa Birliği'nde yer alabilmesini oturup konuşmamız lazım. Bu konuda cesaret göstermemiz lazım. Bu, Türkiye'nin çıkarlarını terk etmek değil, bu asker çekmek ya da Türkiye'nin tezlerini terk etmek değil. Aksine kalıcı bir çözüm için inisiyatif almaktır."

Özgür Özel ve ekibi, 20 Temmuz barış harekâtının 50. Yılı sebebiyle, 18 Temmuz da KKTC’ye gelecek.

CHP için farklı siyasi söylemler.

Bu söylemler elbette eleştirildi, Türkiye’deki çeşitli siyasi partiler, anında farklı görüşlerle konuyu siyasallaştırdı.

Türkiye kamuoyunun bu konudaki tutumu biliniyor.

Son yapılan yerel seçimlerle, siyasi bir ivme yakalayan CHP, iktidara gelmesi durumunda, başta Türkiye’nin AB üyeliği ve bu yoldaki en büyük engellerden biri olan Kıbrıs sorununa, inisiyatif alarak, cesur ve cesaretle yaklaşabilecek mi?

Bu sadece Kıbrıs sorununun çözüme ile ilgili bir durum değil.

Yapısal ve iletişim anlamında da aşılması gereken çok ciddi sorunlar var.

Mesela, Türkiye’ye giremeyen KKTC vatandaşları için, Türkiye kamuoyunda nasıl bir gündem oluşturulabilir?

Bunları da unutmamak gerek.