"CTP'nin tarihi hatası, İTEM yasası"
Kıbrıs sorununda, en önemli konu, tabi ki mülkiyet.
Bunun yanında, güç paylaşımı, yönetim, siyasi kararlarda etkin olma, ama mülkiyet, tam bir çıkmaz.
20 Temmuz barış harekatının ellinci yıl dönümünde, gerçekçi bir şekilde, geriye dönüp bakmak gerek.
Geriye dönüp bakmakla, sadece bu harekata gelişte yaşanan sürece değil, getirdiklerini de bakılmalı.
20 Temmuz'u tartışmak yersiz ve gereksiz, çünkü olması şarttı ve oldu.
Sonrasında, Kıbrıs'ın bütününe ve Kıbrıslı Türklere getirisine dair neler yaşandı, neler söylenebilir?
Bunlar tartışılmalıdır.
Evet, askeri anlamda bir başarı elde edildi.
Kıbrıslı Türklerin kendi kendini yönetme istek ve çabası hayat buldu.
Kıbrıslı Rumlar da, Türkler de acılar çekti.
Her iki toplum da, hala daha kayıplarını arıyor.
Bu bir trajedi, acılar hala taze.
Acılar, kalıcı bir barışla, taçlandırılamadı, en önemlisi toplumlar arası barış sağlanamadı.
İki toplum geçmişi bırakmadı, affetmedi, birbirinden özür dilemedi.
Mutlaka ki bunun çok sebepleri vardır.
Her iki tarafta, ayrı siyasi ve ekonomik yapılanma, hareketlilik yaşandı, yaşanmaya devam ediyor.
Rum tarafı, Kıbrıs Cumhuriyeti'ni sahiplendi, tek başına yönetme erkini elini aldı, kullandı, kullanmaya devam ediyor.
Uluslararası alanda bunu kabul ettirdi.
Kıbrıslı Türkler içine kapandı, izole oldu, dünyadan kopuk, tüm faaliyetleri yerelleştirdi.
Elbette ekonomik olarak gelişmeliydi, bu gelişmeyi sağlayacak, faaliyetleri, politikaları uygulamalıydı.
Ancak bunlar günlük, dönemlik, geçici uygulamalar olmamalıydı.
Planlı, sabırlı ve güvenli politikalara öncelik verilmeliydi.
Bunları konuşmanın, cek-cak'ların tabi ki artık bir getirisi yok.
Tüm bunlar bir yana, artık kendi içimizde, her konuyu, siyasallaştırmak ve birbirimize karşı bir savunma mekanizması oluşturmaktan kurtulmak gerek.
Bunları samimiyetle söylüyorum.
Hatasıyla, doğrusuyla, özeleştiri ve empati ile öne bakmalıyız.
İzzet İzcan, eski milletvekili, Birleşik Kıbrıs Partisi (BKP) Genel başkanı.
Kıbrıs sorununda, mülkiyet başta olmak üzere, önemli değerlendirmeler yaptı.
Kıbrıs Cumhuriyeti'nin, KKTC de 1974 öncesi Rumlara ait olan taşınmazlarla ilgili yapılan tutuklama ve yargılamaların, bu sorunu çözmeyeceğini söylüyor.
Yeni bir döneme doğru gidildiğini, farklı adımların atılabileceğini iddia ediyor.
CTP de görev aldığı döneme dair de önemli bir anekdot paylaştı.
İzzet İzcan, İTEM yasası, yani "İskân, Topraklandırma ve Eşdeğer Mal Yasası" konusunda, o dönem yaşadıklarını şöyle anlattı;
"Kıbrıs sorununun esas suçlusu batıdır. Ve hala bizleri soğuk savaş döneminde gibi tutuyor. Toplumlar, soruna dair bir sorgulama dahi yapmadı, yapmıyor.
Ben siyasete yeni girmiştim. Tapu verilsin tartışmalarının olduğu dönemde, CTP-DP hükümeti vardı. Tapu konusunda yaşanan temel tehlike ve sorun böyle başladı. Bu tarihi bir hataydı. Biz CTP parti meclisinde, altı kişi hayır dedik. 34 kişi evet dedi. Ben de içineydim, parti yönetimindeydim, hayır oyu verdim. Ama bu yasa geçti. Ülkenin bir ucundan bir diğer ucuna, hakkı olana olmayana koçan verildi. İTEM'i geçirenler bu topluma en büyük kötülüğü yaptı. Rahmetli Denktaş bey, bir puan havuzu oluşturulacağını söylemiş ve bizim arkadaşları ikna etmiş. Ahmet Derya bey bize bir konuşma yaptı, tehlike olmayacak dedi. Bizler, bugün yaşananları o dönemde öngördük. Sadece kullanım hakkı verilmeliydi. Mülkiyet sorunu, insanları mahkemeye çıkarmak, tutuklamakla da çözülmez, bu sorun çözüme ulaşmakla bitecek, başka türlüsü olmaz."
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.