Değişim isteyenler, değişmeye hazır mı?
Cumhurbaşkanlığı seçimin ardından, siyasetin yeni gündemi, değişim.
Kulağa çok hoş geliyor, ancak siyasette değişim sadece isimlerle ya da sadece bazı isim veya makamların değişmesiyle sağlanmaz.
Değişimin en büyük getirisi ve ihtiyaç olarak ortaya çıkmasının en önemli göstergesi, zamana ayak uydurmak, zamanın getirdiği yenilikleri sağlamaktır.
Cumhurbaşkanlığı seçim sonucu, ülkede siyasi anlamda değişimi işaret ediyor, pek çok siyasi görüş bunu seslendirmeye başladı.
Elbette bunun yaşanması normal, başarılı sonucu elde eden siyasi taraf tabi ki daha fazlasını isteyecek, zorlayacak.
19 Ekim 2025 cumhurbaşkanlığı seçiminin sonucunu iyi analiz etmeden, değişim istencini zorlamak, seçim sonucunun sebeplerini bilmemektir.
Seçim sonucunda tüm başarısızlığı UBP’ye yüklemek, hem Tufan Erhürman’a, hem UBP’ye, hem de CTP ile bütünleşen tüm kesimlere haksızlıktır.
UBP içi sorunlar, hala devam ettiği belli olan kurultay sıkıntıları, Genel Başkan Ünal Üstel, bu seçimin sonucunu tek başına yaratan taraflar değil veya parti içi muhalifler, seçim sonucunun çok daha farklı, çok taraflı sebepleri var.
Parti yönetimi değişebilir, yeni bir kurultay istenebilir, zorlanabilir, son derece normal.
Ancak bunun adını değişim diye koymak, tek başına yeterli olmaz.
Değişim için sadece Ünal Üstel’in Genel Başkanlıktan gitmesi, sadece siyasi bir beklenti olur.
Seçimin sonucunu tüm siyasi partiler iyi analiz etmeli, politika değişikliği yapmalı, halkı, gençleri, zamanın getirdiklerini yakalamalı, güncellenmeli.
Tüm parti teşkilatları, örgütler, ilçeler, başarılı olan siyasi partilerin neler yaptığını, nasıl bir politika ve propaganda sürdürdüğünü, halkın beklentilerini yakalamalı.
Değişim deniyor, peki değişim isteyenler, kendileri değişmeye hazır mı, ya da değişecek mi?
Siyasetten, tekrardan aday olmaktan vaz geçecekler mi?
Onlarca donanımlı insan, genç ve kendini yetiştirmiş, dünyayı, zamanı, çağı takip eden siyaset yapmak isteyen insanın önünü açacaklar mı?
Yoksa otuz yıldır milletvekili olan ama hala daha milletvekilliğine aday olacak olan, bu işi meslek haline getiren isimler kalacak, fakat parti yönetimi gidince bunun adı değişim mi olacak?
Seçimden seçime vatandaşı, üyeleri hatırlamak, seçim gecesi gençlik kollarına, üyelere mangal partisi yapmak, bunun adı da parti için çalışmak olacak.
Yok, öyle değil, bu işler, 1980’li yıllarda yapılırdı, görünen o ki hala öyle.
Gençler ne istiyor, ne bekliyor, sığ konuşmalar ve soğuk savaş zamanında kalmış stratejiler, artık tercih edilmiyor.
İşte en büyük değişim bunu görmekle başlar.
Zaman için yakın tarihimizde neler değişti, neler?
Yine olacak, olur, bu işin doğasında bu var, bunu anlamakla başlayacak her şey.
Değişiyoruz, çağ değişiyor, nüfus, teknoloji gelişiyor, ekonomi, kültür, siyasal alan değişiyor.
Siyaset, bu değişime ayak uydurmak zorunda, siyaset bu değişimin karşısında duramaz, durmamalı.
Halka karşılık verdiği için siyasette değişim, yalnızca yönetim kadrolarının anlayışlarının değil, aynı zamanda toplumsal bilinç ve örf, adet ve genel değerlerin dönüşümünü de anlatır.
Siyasette değişim hem kaçınılmaz, hem de gereklidir.
Değişim, toplumların ilerlemesi, demokrasinin güçlenmesi ve bireysel hakların korunması açısından değerlidir.
Değişime direnmek, kendi dışlayarak istemek, siyasi hüsrandan öte bir sonuç getirmez.
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.