Kimler özür dileyecek?

Yayın Tarihi: 03/11/25 07:50
okuma süresi: 4 dak.

Genelde, yazılarımın başlığını en son, yazı bittikten sonra atarım.

Ama bugünkü yazımın başlığını seçerken, hiç düşünmedim, yazıya başlamadan önce, başlığı yazdım.

Konu malum;

Bağımsız Milletvekili Hasan Tosunoğlu’nun oğlu Rum polisi tarafından gözaltına alındı.

“Milletvekili Hasan Tosunoğlu’nun oğlu Cenk Tosunoğlu, Güney Kıbrıs’a geçişi sırasında, Rum polisi tarafından gözaltına alındı.

Hasan Tosunoğlu, olayı sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımla duyurdu. Tosunoğlu paylaşımında şu ifadeleri kullandı:

“Oğlum Cenk Tosunoğlu’nun, bugün KKTC’den Güney Kıbrıs’a geçerken Rum polisi tarafından gözaltına alındığını öğrendik. Ailesi olarak şu ana dek kendisiyle sağlıklı iletişim kurma şansımız olmadı. Polisin ne tür bir suçlama getirdiği belirsiz. Anladığım kadarıyla bir tür psikolojik yıpratma taktiği uygulanıyor. Masum bir gencin özgürlüğü, belli ki kendisiyle hiç ilgisi olmayan politik hesaplara kurban edilmek isteniyor. Aklıma ilk gelen şey Meclis’ten geçen iki devletliliğe ilişkin yasanın önerge sahiplerinden birisi olmamla, bu olay arasında bir bağ olabileceği. Sağlıklı bilgi alamamak kaygımızı daha da artırıyor. Umarım bu büyük yanlıştan bir an önce dönülür.”

Haber gündeme bomba gibi düştü, o sırada CTP Genel Sekreteri Erkut Şahali ile Kıbrıs Postasında yayındaydık.

Yayından sonra daha sağlıklı bilgi almak için hem KKTC, hem de güney Kıbrıs’ta ki gazeteci arkadaşlara ulaşmaya çalıştım.

Mesele tam bilinmiyordu, Cenk Tosunoğlu’na, Rum polisi tarafından bazı fotoğraflar gösterildiği, fotoğraflardaki kişinin kendisi olup olmadığının sorulduğu, hayır cevabı verince, fotoğraftaki kişiyi tanıyıp, tanımadığının sorulduğu, yine hayır cevabı verilince, telefonuna el konulduğu, incelendiği ve herhangi bir suç unsuruna rastlanmadığı bilgileri geldi.

Sosyal medyada yaptığım bir paylaşımla, bu bilgileri kamuoyu ile paylaştım.

Almanya’nın bir bölgesinden bir şikâyet gelmiş, başka bilgi ve delil beklenmiş, ama arkası gelmemiş.

Bunların hepsi işin bir tarafı.

Öyle bir bilgi kirliliği ve algı yapılıyor ki bu konu sadece bir örnek.

Bu ülkede kötü bir olay olsun da, ortaya çıkalım diye bekleyen bir kesim var.

Gazetecilere, yargıya, hukuka, işini öğretmeye çalışan, hakaret eden, linç kampanyası yürüten, çamur atan, kendini polis, yargıç yerine koyan, her konuda en iyi bildiğini iddia eden ve kendince “aydın” olan bir kesim.

Bazı “gazetecilerde” bu tanımın içinde, kimse kusura bakmasın.

Bu ülkede iyi bir şey olmasından rahatsız olan, hep kötüyü tercih eden, bundan beslenen bir kesim.

Bunları yazdığım için çok üzgünüm, samimiyetle söylüyorum, bu ülke adına üzülüyorum.

Bir kin, bir nefret, empati ve anlayış yoksunluğu.

Cenk Tosunoğlu genç bir insan, ailesi, arkadaşları, dostları var.

Ve bu ülkenin insanı, bu ülkenin bir insanı Güney Kıbrıs’ta, Rum polisi tarafından tutuklanıyor, bu insana hiç olmazsa suçlu olup olmadığı anlaşılana kadar sahip çıkılacağına linç ediliyor.

Bunu anlamam mümkün değil.

KKTC polisi yaptığı pek çok icraatla eleştiriliyor, bunun yanında uluslararası bağlantıları olan Rum polisi sanki hata yapamazmış gibi, her yaptığı doğruymuş gibi, bir anlayışla karşılanıyor.

Benim bunu da anlamam mümkün değil.

Günlerdir yapılan küfür, küçük düşürme, linç kampanyası, işte Cenk Tosunoğlu suçsuz, şimdi kimler özür dileyecek?

Kimler bundan sonra daha dikkatli olacak, empati yapacak, anlayıp, dinledikten sonra yazıp, çizecek.

Tüm içtenlikle, Hasan Tosunoğlu, oğlu Cenk Tosunoğlu ve tüm aileye geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum.   


Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Kıbrıs Postası’nın editöryal politikasını yansıtmayabilir.
#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.