“Vergi yüzsüzleri” listesi

Yayın Tarihi: 06/09/24 07:00
okuma süresi: 5 dak.

Dön dolaş aynı kısır döngü yaşanıyor.

Piyasa daralır, fiyatlar sürekli artar, pahalılık, sıkça değişen maliyetler.

Hayat pahalılığı artar, alım gücü düşer, hayat pahalılığı açıklanır, piyasa anında daha da pahalılaşır, kamu maaşları, asgari ücret, hayat pahalılığı oranında yeniden tartışılır.

Sektörler karşı karşıya gelir, bölünür, kutuplaşır, siyasiler popülizm yapar, bu arada piyasa bir kez daha pahalı olur, bu kısır döngü böyle akıp gider.

Kimse düşünmez ki bir şeyler yapmak gerek.

Bu gidiş, gidiş değil, çare değil, alım gücünün artırılması, maliyetlerin düşürülmesi, bu kısır döngünün kırılması gerek.

Elbette zordur, meşakkatlidir, cesur, radikal adımlar gereklidir, ama uzun vadede kazanmak mı önemlidir, yoksa günü kurtarmak mı?

Acı reçete mi, bedel ödemek mi, yoksa biriken sorunları ertelemek mi?

Bir kere daha, yeri gelmişken altını çizmek gerek;

Hayat Pahalılığı artışı, bir maaş zammı değildir, kaybedilen alım gücünün telafi edilmesidir.

Kaybedilen bu alım gücü sadece kamu çalışanı, emekliler için geçerli değildir, özel sektör çalışanları ve genel olarak tüm çalışanlar için geçerlidir.

Herkes, tüm kesimler bundan olumsuz etkileniyor, alım gücü ve bununla beraber, yaşam kalitesinin düşüşü anlamında olumsuzluklar yaşıyor.

Bu olumsuzluğun giderilmesi için de herkesin kaybettiği alım gücünün karşılanması gerek, bunun tartışması olmamalı.

Uygulanan sistem bu, sistemi sorgulamak dururken, çalışan ve işvereni karşı karşıya getirmek, sorunu çözmediği gibi, kimseye fayda da sağlamaz.

Türkiye de "Vergi Kanunları ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, Resmi Gazete'nin 2 Ağustos tarihli sayısında yayımlanarak yürürlüğe girdi."

Ekonomi çevrelerinin genel değerlendirmesi, ekonomi de kemer sıkma politikası uygulanacak ve bedelini de vatandaş ödeyecek, şeklinde.

Zaten genelde de böyle olmaz mı?

Fakat farklı uygulamalar da var.

Mesela;

"Mükellefler nezdinde yapılacak yoklamalar sonucunda tespit edilen günlük hasılat tutarlarının ortalaması alınarak mükelleflerin aylık ve yıllık hasılat tutarları tespit edilecek. Bu şekilde tespit edilen hasılat tutarları ile mükelleflerin faaliyette bulundukları döneme ilişkin beyan ettikleri hasılat tutarları karşılaştırılacak ve karşılaştırma sonucu bulunan farkın yüzde 20'den fazla olması durumunda mükellefler, Vergi Usul Kanunu'nda yer alan "izaha davet müessesi" kapsamında izaha davet edilecek."

Türkiye Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, bu düzenlemenin amacını anlatırken;

"Geçen yıl 454 bin firma zarar beyan etmiş. Sembolik kar beyan edenleri de katarsanız, kurumlar vergisi mükelleflerinin yarısından çok fazlası maalesef vergiden kaçınmaya çalışıyor. Türkiye'de 2,6 milyon gelir vergisi mükellefi var. Geçen sene 1,2 milyon mükellefimiz zarar beyan etti. Büyük bir kısmının beyanları ile hasılatları arasında inanılmaz uyumsuzluk var. Biz vatandaşımızın vergi yükünü artırmak istemiyoruz. Biz az kazanandan en az vergiyi almak için bir sistem kurgulayacağız ama çok kazananları uyarıyorum, vergi kaçırma, kayıt dışı çabalarının cezalarını ağırlaştıracağız, denetimleri sıklaştıracağız” dedi.

Bunun yanında Bakan Şimşek;

“Vergide adaleti güçlendirmek için adımlar atmaya devam ediyoruz. Her bir vergi dairesine, 5 milyon lira ve üzerinde vergi borcu ve cezası bulunan mükelleflerin isimlerini kamuoyu ile paylaşacağız. Açıklayacağımız 'vergi yüzsüzü' listelerinde isminin yer almasını istemeyen mükellefler için eylül sonuna kadar zaman tanıyoruz.”

Kayıt dışılıkla ve vergisini ödemeyenlerle, borcu olanlara dair önemli adımlar.

Ne kadar başarılacak bilemiyorum, eleştirilebilir, ancak ortaya bir plan konmuş, bu yazıda paylaşma sebebim de bir planın olmasıdır.

KKTC'nin en büyük çıkmazı, plansızlık.


Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Kıbrıs Postası’nın editöryal politikasını yansıtmayabilir.
#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Erçin ŞAHMARAN yazıları