Kabul edelim, kuralları sevmiyoruz
Okulların açılması önümüzdeki haftaya ertelendi.
Sebep veya sebeplerini konuşmanın pek bir önemi kalmadı.
Okullardan, sınıflardan, şehir içi yol ve alt yapı çalışmalarına kadar pek çok eksik var.
Bu eksikler ciddi bir kaos yaşatacak, yollar tıkanacak, trafik keşmekeşi artacak.
Bunların bir haftada bitmesi, tüm eksikliklerin tamamlanması, elbette mümkün değil.
Her konuda olduğu gibi, yaşayarak öğrenecek ve yüksek ihtimal yine hiçbir ders almadan, bir sonra yaşanacak olanlara doğru yol alacağız.
Trafik, yol yoğunluğu, araç kalabalığı, kural tanımama, onca kötü olaya, kazaya, can kaybına rağmen, her şey normalmiş gibi davranılıyor.
Ben de bunu anlamakta zorlanıyorum.
Tabi ki ülke olarak çok eksiklikler, yarım kalmışlıklar var, fakat toplumsal bir umursuzlukta var.
Kuralları sevmiyoruz, bunun en acısı da trafikte kendini gösteriyor.
“Ülke genelinde yapılan denetimlerde 2 bin 288 araç sürücüsü kontrol edilirken, 349 sürücü rapor edildi, 51 araç ise trafikten men edildi.
Polis Basın Subaylığı raporlanan trafik suçları şöyle açıkladı:
“167 yasal hız sınırı üzerinde süratli araç kullanmak, 13 alkollü içki tesiri altında araç kullanmak, 23 sürüş esnasında cep telefonu kullanmak, 13 emniyet kemeri takmadan araç kullanmak, 32 seyrüsefer ruhsatsız araç kullanmak, 5 sigortasız araç kullanmak, 2 koruyucu başlık takmadan motosiklet kullanmak, 1 trafik ışıklarına uymamak, 93 diğer trafik suçları.”
Bu rutin ve günlük kontroller sırasında açıklanan bir sonuç.
Polis bu kontrolleri rutin olarak yapıyor ve sonuçları da kamuoyu ile paylaşıyor.
Bu suç oranı normal değil.
Tamam, devlet, hükümetler, altyapı anlamında çok yanlış yaptılar, eksiklikler bıraktılar.
Ancak kullanıcı hatalarını da görmezden gelemeyiz, gelmemeliyiz.
Dikkat edin, yolda, trafikte, telefon kullanan kaç sürücü var?
Telefon kullanımı, dikkat dağıtan, en önemli etken.
Alkol kullanımından, başka sürücülere saygısızlık, eksik evrak, kuralları çiğneme, sıradanlaştırılmış.
Üstüne bir de toplu taşıma olmaması, yeni araç satışında rakamların artması, ehliyet verme sisteminde yapılması gereken reformların yapılmaması, trafik denince hepsini bir başlık altında düşünmek gerek.
Elbette cezaların artırılması da tek başına çözüm değil.
Öyle bir noktaya gelindi ki, ceza uygulaması, caydırıcılıktan çok, devlete kaynak oldu.
Kameraların caydırıcı olduğuna inanıyorum.
Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Erhan Arıklı bu konuda bir açıklama yaptı.
“Şu anda ülkede 112 hız tespit kamerası olduğunu, Türkiye savunma sanayine bağlı bir kuruluş olan Radarsan’ın mevcut kameraların yerlerine yerleştirilecek 150 kamerayı şu anda ürettiğini, gerekirse de rakamın 300’e kadar çıkarılabileceğini belirten Bakan Arıklı;
“Biz şimdi kamera cezalarını tebliğ etmekte de tahsil etmekte de büyük sıkıntı yaşıyoruz. Oysa dünya bunu çok rahat halletmiş. Hızı ihlal eden kişi kameraya yakalandığı anda cep telefonuna ceza gidecek. Mesaj hem kişinin cep telefonuna hem de havaalanı ile sınır kapılarına gidecek.” diye konuştu.
Bu teknoloji çağında bu uygulama zor olmamalı.
Ama yine de trafik cezalarının belediyeler bağlı olduğunu düşünerek, kamera cezalarının, tebliğ ve tahsilatının belediyelere verilmesi, en pratik yoldur.
Bir daha düşünün derim.
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.