BİRAZ AYDINLIK

Mert MAPOLAR, C.Ht.
mertmapolar@gmail.com
Mert MAPOLAR, C.Ht.

KKTC Gerçekliği: Çöken siyaset, artan kaos ve acil reform ihtiyacı

Yayın Tarihi: 13/06/25 07:30
okuma süresi: 9 dak.
A- A A+

MERT MAPOLAR’IN KÖŞE YAZISINI SESLİ DİNLEMEK İÇİN TIKLAYINIZ

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, tarihinin en kritik ve sancılı dönemlerinden birini yaşıyor. Siyasetin çöktüğü, vatandaşın temsilcilerine güveninin kalmadığı, kamu düzeni ve adalet mekanizmasının sorgulandığı, bir gerçeklik olarak karşımızda durmaktadır. Bu tabloda, cesur, korkusuz ve vizyon sahibi yeni siyasetçilere şimdi her zamankinden çok daha fazla ihtiyaç vardır. Siyasetin içine gömüldüğü partizanlık ve çıkar çatışmaları, halkın beklentilerini görmezden gelirken, aydınlatılmayan cinayetler ve şaibeli ölümler, kamu vicdanını derinden sarsmaya devam ediyor. Toplumun en doğal hakkı olan şeffaflık beklentisi, her geçen gün daha yüksek sesle dile getiriliyor...

Ülkenin gündemi, yaratılan suni olaylarla gerçek meselelerin önüne geçiyor; sosyal, ekonomik ve siyasi krizler kamufle edilmeye çalışılıyor. Bu süreçte yürürlüğe giren, yeni şans oyunları yasası ise, kara paranın aklanmasına kapı aralayarak, hukuki ve etik sorunları daha da büyütüyor. Nüfus artışının kontrolsüz şekilde sürdüğü KKTC’de, altyapı yetersizliği de her geçen gün daha fazla derinleşiyor. Altyapının, günümüz ve geleceğin ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde güçlendirilmemesi, eğitimden sağlığa, ulaşımdan kamu hizmetlerine kadar, birçok alanda kalıcı sorunlara yol açıyor. Acilen kapsamlı bir nüfus sayımı yapılmalı, artışa uygun sürdürülebilir planlamalar, hemen hayata geçirilmelidir.

Anlayacağınız siyasette yaşanan süreçler, adeta yüzeysel bir makyaj gibi, gerçek sorunların üzerini örtme çabası olarak karşımıza çıkıyor. Göz makyajı yaparcasına yapılan tüm bu göstermelik siyaset, halkın gözlerini boyamaktan başka bir işe yaramıyor. Sorunlar çözülmek bir yana, sadece geçiştiriliyor, süsleniyor ve kamuoyunun dikkatini dağıtacak, kısa süreli şovlarla, gündem değiştirilerek örtbas edilmeye çalışılıyor. Bu tavır, samimiyetten uzak, yüzeysel ve geçici çözümlerle halkın beklentilerini boşa çıkarıyor, güveni zedeliyor. Asıl meseleler, derinlemesine irdelenmek yerine, sadece parlak görüntüler ve lafta yapılan vaatlerle gizleniyor. Bu da uzun vadede toplumsal kutuplaşmayı artırırken, gerçek krizlerin büyümesine ve yolsuzlukların da artmasına zemin hazırlıyor. Siyasetin makyajıyla değil, dürüstlük, şeffaflık ve kararlı adımlarla yeniden inşa edilmesi gerekiyor ki, halkın gözleri boyanmasın, gerçekler görünür olsun...

Üzülerek gözlemleniyor ki, KKTC'de nüfusun artışıyla doğru orantılı olarak, suç oranlarında da ciddi bir yükselişin olduğudur. Polis teşkilatının modernizasyonu ve yeniden yapılandırılması, güvenlik politikalarının ve toplumsal barışın sağlanması adına kritik bir zorunluluk haline gelmiştir. Kıbrıs sorunu ise halen algı yönetimi ve propaganda savaşlarının sahası olmaya devam ediyor. Bu konuda etkin, stratejik iletişim politikaları geliştiren taraflar, her zaman bir adım önde olacaklardır. Mülkiyet krizinin ancak uluslararası hukuki mekanizmalar ve enstrümanlarla çözülebileceği gerçeği de masadadır...

Diğer yandan da ABD’nin devreye girmesiyle, Maraş (Varosha) bölgesinde beklenen açılımlar, KKTC için de önemli bir dönemeç olabileceğidir. Temmuz ayında, BM himayesinde planlanan genişletilmiş, gayri resmi Kıbrıs konferansına, Türk tarafının hedef odaklı, hazırlıklı ve kararlı bir şekilde katılması da elzemdir. Bu süreçler, sadece siyasi değil, ekonomik ve toplumsal anlamda da yeni fırsatların kapısını aralayabilecek kadar ciddidir. Ancak tüm bu gelişmelerin, halkın geleceği için bir tehdit oluşturan, dar çıkar gruplarının saltanatının, sona erdirilmesi ile mümkün olacağı da, asla göz ardı edilmemelidir.

Ülke gerçeklerini gizleyen, toplumu bölen ve yalnızca kısa vadeli çıkarları için mücadele edenlere karşı, halk olarak birleşmek ve ülkeye sahip çıkmak şarttır. Bu noktada, farkındalık yaratmak, bilinçli ve kolektif hareket etmek, şimdi her zamankinden çok daha önemlidir. KKTC’nin karşı karşıya olduğu karmaşık sorunlar, ancak toplumun ortak aklı, siyasi irade ve kapsamlı reformlarla aşılabilir. Siyasi partizanlık, altyapı eksiklikleri, hukuk ve güvenlik sorunları, mülkiyet meseleleri ve dış politika dinamikleri, birbiriyle bağlantılı olarak ele alınmalı, kalıcı ve sürdürülebilir çözümler üretilmelidir.

Bunun için öncelikle:

  1. Şeffaflık ve hesap verebilirlik kültürü yerleştirilmeli, siyasette ve kamu yönetiminde liyakat esas alınmalıdır.

  2. Nüfus planlaması ve altyapı yatırımları ile sürdürülebilir kalkınma sağlanmalıdır.

  3. Polis ve adalet teşkilatlarında kapsamlı reformlar yapılmalı, güvenlik güçlerinin kapasitesi artırılmalıdır.

  4. Uluslararası hukuka uygun çözümler için, diplomatik çalışmalar yoğunlaştırılmalı, Kıbrıs sorunu gerçekçi ve sonuç odaklı yaklaşımlarla ele alınmalıdır.

  5. Toplumsal dayanışma ve ortak milli bilinç güçlendirilerek, gençler geleceğe umutla bakabilmelidir.

Ülkenin bugün karşı karşıya olduğu çok katmanlı sorunları, artık sadece küçük rötuşlarla veya geçici tedbirlerle çözülemez bir hale gelmiştir. Ülkenin tüm yapısal sorunlarına cevap verebilecek kapsamlı ve derinlemesine reformlar, acilen hayata geçirilmelidir. Ekonomiden eğitime, adaletten kamu yönetimine, güvenlikten altyapıya kadar, her alanda köklü değişiklikler yapılmazsa, mevcut krizlerin yükü daha da ağırlaşacak, toplumsal refah ve güvenlik ciddi şekilde zedelenecektir. Reformlar sadece sorunları gidermekle kalmayıp, aynı zamanda ülkenin sürdürülebilir kalkınmasını ve uluslararası alanda saygınlığını da güçlendirecektir. Bu nedenle, siyasi irade ve toplumsal uzlaşı ile reform gündemi öncelikli ve vazgeçilmez bir hedef olarak kabul edilmeli, hızlı ve etkin adımlarla uygulanmalıdır. Aksi takdirde KKTC, çözüm bekleyen kronik problemlerle boğuşmaya devam edecek, genç nesiller için de umutlar giderek tükenecektir...

KKTC, bugün geldiği ya da getirildiği noktadan kurtulmak ve geleceğini garanti altına almak istiyorsa, geçmişin hatalarını tekrar etmekten vazgeçmeli; cesur, yenilikçi ve ortak akılla hareket eden bir vizyonu hayata geçirmelidir. Aksi takdirde, içinde bulunduğumuz krizler daha da derinleşecek ve telafisi güç sonuçlar doğuracaktır.

Unutulmamalıdır ki gerçek güç, halkın bilinçli ve kararlı iradesindedir. Kıbrıs’ın kalbinde atacak yeni bir umut, ancak ortak akılla mümkün olacaktır.

KKTC’nin içinde bulunduğu, bu zorlu dönemi aşmasının ve geleceğe güvenle bakabilmesinin, en temel anahtarı, halkın bütünsel toplumsal ortak aklını, harekete geçirmesidir. Sadece siyasetçilerin ya da kurumların değil, tüm toplumun katılımıyla oluşacak güçlü bir bilinç ve farkındalık ağı, ülkenin gerçek dinamiklerini ve ihtiyaçlarını doğru şekilde ortaya koyacaktır. Toplumsal ortak akıl, farklı kesimlerin, kuşakların ve görüşlerin bir araya gelerek ortak çözümler ürettiği bir güçtür; bu güç, toplumun parçalanmasını engellerken, dayanışmayı ve birlikte hareket etme iradesini de güçlendirir. İç dinamiklerin ve halk bilincinin yükseltilmesi, sürdürülebilir kalkınma ve refah için vazgeçilmezdir. Ancak bu sayede KKTC, dış etkilere karşı dirençli, kendi ayakları üzerinde durabilen ve herkes için adil bir geleceğe doğru ilerleyen bir toplum olabilir. Bu nedenle, her bir bireyin sorumluluk alması, ortak akla katkı sunması ve birlikte hareket etme kültürünü benimsemesi, sadece bugünün değil, yarının da en büyük güvencesi olacaktır...

Hatırlanmalı ve hatırlatılmalıdır ki, siyasetin makyajı geçicidir, ama uyanan toplumun bilinci kalıcıdır.

Mert MAPOLAR, C.Ht.


Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Kıbrıs Postası’nın editöryal politikasını yansıtmayabilir.
#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.