Son 93 gün: 'Nabza göre şerbetle' nereye kadar?
MERT MAPOLAR’IN KÖŞE YAZISINI SESLİ DİNLEMEK İÇİN TIKLAYINIZ
19 Ekim 2025 Pazar günü, gerçekleşmesi planlanan, KKTC Cumhurbaşkanlığı seçimlerine, yalnızca 93 gün gibi kısa bir süre kalmışken, siyasi atmosferde giderek büyüyen bir belirsizlik göze çarpıyor. Adaylar ortada, isimler belli ama ortada halen, net bir vizyon yok. Kararlı, ilkeli, cesur bir duruş da henüz görünür değildir. Seçmen, neye ve kime oy vereceğini anlamaya çalışırken, adaylar yalnızca pozlar veriyor, sosyal medyada ise bu boşluğu estetik karelerle doldurmaya çalışıyor.
Gerçekte olan; topluma şekil vermek değil, toplumun şekline göre eğilmektir!
KKTC'de siyasetin geldiği bu noktada, “nabza göre şerbet vermek” dışında bir strateji uygulanmıyor. Adaylar, halkın ya da belirli grupların hoşuna gidecek doğaçlama, içi boş söylemlerle sahada yer alıyor. Bu söylemler; günlük ihtiyaçlara göre üretiliyor, anlık tepkilere göre değişiyor ve seçmenin güvenini kazanmak için sürekli revize ediliyor.
Gerçek bir fark hissedilmiyor. Gerçek bir değişim arzusu yok.
Somut çözüm önerileri yok.
Derinlikli analizler, kapsamlı planlar, alternatif politikalar yok.
Vaatler çok, ama içerik zayıf.
Yalnızca oy kazanma telaşı var.
Sorulması Gereken; Anket Şirketleri, Seçimi mi Yönlendiriyor?
KKTC’de son aylarda dikkat çeken gelişmelerden biri de, Türkiye’den peş peşe getirilen anket şirketlerinin sahada yaptığı, detaylı yüz yüze görüşmelerdir… Bu anketlerde katılımcılara sadece oy tercihleri değil, aynı zamanda şu sorular da yöneltiliyor:
- KKTC vatandaşı olup olmadıkları
- Hangi bölgede yaşadıkları
- Bir önceki seçimde oy kullanıp kullanmadıkları
- Kime oy verdikleri
- Bu seçimde oy kullanıp kullanmayacakları
- KKTC’nin en büyük sorununun ne olduğu
- Federal çözüm mü, iki devletli çözüm mü?
- Türkiye’nin garantörlüğü ve Türk Silahlı Kuvvetleri’nin adadaki varlığına destek
- Kapalı Maraş’ın açılması gibi kritik konulara yaklaşım…
Bu cevaplar isim ve telefonla birlikte alınıyor, ilgili şirketler aracılığıyla Türkiye merkezli analiz gruplarına iletiliyor.
Yani; adayların söylem şekillendirme süreçleri seçmen taleplerine göre değil, anket çoğunluğunun eğilimine göre oluşturuluyor. Toplumun gerçek ihtiyaçları yerine, anlık rüzgârlarla yön belirleniyor.
Kıbrıs Türk halkının geleceğini belirlemesi gereken vizyoner liderlik, artık anket analizlerine tamamen teslim edilmiş durumda.
Anlayacağınız, KKTC'de Anketlere Teslim Olmuş Bir Siyaset Anlayışı Vardır!
Seçim süreci ilerlerken adayların söylemleri daha da netleşeceğine, aksine belirsizliğini koruyor. Siyaset, artık fikir üretme değil, duymak istenileni tekrar etme yarışına dönüşmüş durumda.
"Nabza göre şerbet" mantığı, topluma karşı sorumluluk değil; seçimi kazanma taktiğidir.
Ancak bu taktik, seçim kazandırsa da toplumun sorunlarını çözmez!
Sürekli halkın hoşuna gidecek şeyleri söylemek, halkın geleceğini inşa etmez!
Bugün birçok aday;
Kimin ne duymak istediğine bakarak konuşuyor.
Kimin oyuna nasıl ulaşırım diye hesap yapıyor.
Ama kimse bu ülkeyi nasıl ayağa kaldırırım, nasıl dönüştürürüm demiyor!
Yapılan anketlere göre; seçmenin beklentisi neyse, o anlık mesajlar üretiliyor.
Oysa toplumun ihtiyacı, günü kurtaran değil; geleceği kuran liderliktir.
Sormamız Gereken; Geleceğimizi Anketler mi Belirleyecek?
Anket şirketleri, kamuoyunun nabzını ölçmek için değil, adaylara oy artırma rehberi sunmak için kullanılıyor. Bu yaklaşım, siyaseti gerçeklikten koparıyor. Kıbrıs Türk halkının iradesi, şirket analizlerine indirgeniyor.
Bu noktada altını çizmemiz gerekenler:
Bizim adımıza karar verenler kim? Gerçek temsilcilerimiz mi, yoksa anket verilerine göre konuşan figürler mi?
Geleceğimizi şekillendirecek olanlar; toplumu dönüştürecek fikirler mi, yoksa çoğunluğun geçici eğilimleri mi olacak?
Gelecek nesiller bu yönsüzlükle mi büyüyecek?
Seçim mi, Yoksa Yönsüzlük Yarışı mı?
Toplumun, “duymak istediğini söyleyen” değil, “gerekeni yapan” liderlere ihtiyacı vardır.
Cesur, net, ilkesel, kararlı duruşlara ihtiyacımız vardır.
Bu seçimin kaderi, yalnızca sandıkta değil; toplumun uyanışında belirlenmelidir!
Anketler sizi yanıltmasın!
Toplumsal talepler, yalnızca yüzde verileriyle açıklanamaz.
Gerçek değişim, rakamlarda değil; vizyonda, inançta ve kararlılıkta başlar.
Eğer bugün yalnızca oy kaybetmemek için hareket ediliyorsa,
yarın toplum çok daha fazlasını kaybetmiş olacaktır!
Hatırlanmalı ve hatırlatılmalıdır ki; gerçek liderlik, yalnızca söz söylemek değil, sorunlara sahici çözümler üretebilmekten geçiyor.
Gerçek lider, günü kurtaran değil, geleceği kuran kişidir.
İlerisi için hedefler koyabilen, halkın hayal gücünü yeniden ayağa kaldırabilen, yaratıcı ve kararlı adımlarla, topluma yön çizebilen kişidir.
Vizyoner lider; yalnızca bugünü yönetmez, aynı zamanda yarını inşa eder.
Topluma güven aşılayan, gelecek nesillerin hayat kalitesini ve umutlarını düşünen, kendi iktidarını değil; toplumun geleceğini önceleyen bir anlayışla hareket eder.
Liderlik; neyin doğru olduğunu söyleme cesaretiyle, doğru olanı yapma sorumluluğunu birlikte taşıyabilmektir.
Sorgulamamız gereken, KKTC'de Anketlerle Yazılan Gelecek: "Nabza Göre Şerbetle" Yönetilen Bir Cumhurbaşkanlığı Yarışı mı Olacak?
Seçimlere yalnızca 93 gün kala, yapılması gereken; duyulmak isteneni değil, duyulması gerekeni söylemektir. Çünkü geleceği şekillendirenler; anketlere göre yön değiştirenler değil, yön verenlerdir!
Bilmeli, daha fazla farkına varmalı ve vardırmalıyız ki; KKTC’nin gerçek “BİR” lidere şimdi her zamankinden çok daha fazla ihtiyacı olduğudur...
Çünkü bir halk, lideri kadar yürür; yönü kadar büyür, vizyonu kadar yaşar.

Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.