İletişim ve zamanlama hatası
Sürekli dile getirilir, hemen her konu ona bağlanır, siyasi sorumluluk.
Sloganlaşmış, ama anlamı çok büyük ve önemli.
Siyasi sorumluluk gerçek anlamda değer görse, bugün yaşanan sıkıntıların pek çoğu olmazdı.
Siyaset, kişiselleşti ve Milletvekilliği meslek oldu.
Sorumluluk, şeffaflık, hesap verebilirlik, demokratik ortamın en önemli unsurları.
Bu bir ilkedir, anlayıştır, azı çoğu olmaz.
En başta seçilmiş yöneticiler, kamu da yönetici konumunda olanlar, halkı temsil eden, aldıkları kararlar, attıkları adımlar, yaptıkları her şey, halkın hayatına yön verenler, her adımımda hesap ermeli.
Ve elbette, her adımda kamu yararı aranmalı.
Kamu yararı ile siyasi yarar sağlama arasında ki ince çizgi, birbiri ile iç içe geçmiş, kördüğüm olmuş durumda.
Hesap verme sadece sandık yoluyla, seçim zamanları olmaz.
Siyasi yönetim sistemi ne olursa olsun, mevcut yönetim de, iktidar da, muhalefet de, siyasi sorumluluk gereği, üzerine düşeni yapmalıdır.
Bu anlayış, tabi ki karşılıklı bir teamüller bütünü olmalıdır.
En başta ki amaç ise sistemi çalıştırmaya yönelik adımlardır.
Sorumluluk ve buna bağlı anlayış yanın da sorgulamak da önemlidir.
Bizde her anlamda çok taraflı eksiklikler var.
Siyasi sorumluluğun, hukuki sebeplerinin olmaması da bir başka eksikliktir.
Böylesi bir durum da “yapanın yanına kar kalır, nasıl olsa unutulur” gibi bir inanışı büyüttü.
KKTC Cumhuriyet Meclisi son oturumunda nisabı sağlayamadan tatile girdi.
Cumhurbaşkanlığı seçim süreci de düşünülürse, uzunca bir tatil(!) dönemi olacak.
Arkasına hemen bütçe maratonu ve erken genel seçim tarihinin belirlenmesi, yüksek ihtimal.
Yani Meclisin yapılamayan kapanış oturumu, çok daha farklı bir anlam ifade ediyor.
Neden bu kadar bekledi, bekletildi, diyebileceğimiz, yasa çalışmaları var.
Büyük beklentilerin olduğu ve kritik yasa çalışmaları.
Çok tartışılan, Polis Örgütü (değişiklik) yasa tasarısı, Polis teşkilatının üst kademesinin güçlendirilmesine yönelik değişiklikler planlanmıştı, buna rağmen sonu gelmedi.
Mecliste ciddi tartışmalar yaşandı, nisaba takıldı.
Hafızalardadır, daha önce olduğu gibi, meclisin açılışında, Meclis Başkanlık seçiminde, benzer tablolar yaşanmıştı.
Görüntü o ki, iktidar içinde ve özellikle UBP kanadında, kurultay ve sonrasında yaşanan sıkıntılar, meclisin son günü de ortaya çıkarıldı.
Başbakana karşı bir hamle yapıldı, muhalif cephe böyle bir adım attı.
Mazeret olabilir ki vardır, fakat böyle bir günde, böylesi bir organizasyon eksikliği, bütün olamama eksikliği, anlaşılır gibi değil.
Çok net ki, hükümet ortakları, iktidar vekilleri arasında bir iletişim eksikliği, kopukluk ve planlama hatası var.
Yanlışlık, eksiklik varsa, ya da karşı görüş, eleştiri, böyle son noktaya gelinmişken ortaya atılmaz, atılmamalı.
Sorunlu görünen konu varsa, bir kenara alınır, diğerleri sonlandırılır, bir bütün olarak yarım bırakmalar yapılmazdı.
Olmadı, çok yanlış yapıldı.
Yanlış başladı, yanlış devam etti.
Sonra, bu kadar önemli konular neden son günü bırakılır ki?
Büyük umutlar, beklentiler ve gerçekten bir ihtiyaç olan, bedelli Askerlik Yasası, en önemlisi de gençler, bekliyorlar, maalesef beklemeye de devam edecekler.
İşte bu sebeplerle, yazının girişini, siyasi sorumluluk ve olgunluk başlıklarıyla yazdım.
Yaratılan hayal kırıklığı, pek çok insanda yaşamaya devam edecek.
Askerlik yasa tasarısı, komiteden geçti ve Ağustos ayında, genel kurulun toplanıp, yasalaştırılması planlanıyor.
Peki, tüm bunlara gerek var mıydı?
Esas soru bu.

Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.