Davalar erken zamanda sonuçlanmalı

Neler yaşandı bir hatırlayalım;

Sahte diploma olayı olarak bilinen skandal ve skandalın merkezi, Kıbrıs Sağlık ve Toplum Bilimleri Üniversitesi (KSTÜ).

Üniversiteye devam etmeyenlere diploma verildiği, kayıt olmadan kısa sürede diploma düzenlendiği, özellikle kamuda, bu diplomaların tedavüle sürüldüğü, bu yolla haksız kazanç elde edildiği, iddialar bunlardı.

Üniversitenin, Diş hekimliği fakültesinin lisansı da Şubat 2024’te iptal edilmişti.  

Tutuklananlar oldu, iddialar, suçlamalar çok ağır ithamlar yapıldı.

Çok önemli kurumlarda, çok önemli makam sahipleri, üst düzey görevliler, tutuklandı, görevden alındı.

Polis teşkilatından, eski siyasetçilere, milletvekilinden, kamu çalışanlarına, olay büyüdükçe büyüdü.

Elbette büyük ve önemli bir olay, en başta siyasette ki etkisi büyük oldu.

Şimdi Türkiye de sahte diploma olayını tartışıyor, gündemin en önemli konularından biri sahte diploma ile ilgisiz kişilerin ilgisiz işleri yapmaları, kamuda yönetici konumuna gelmeleri.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, e-imza sistemlerini kullanarak sahte üniversite diploması, lise diploması ve sürücü belgesi düzenleyen bir suç örgütüne karşı bir soruşturma başlattı.

İlk olarak, 57 sahte üniversite diploması, 4 sahte lise diploması ve 108 sahte sürücü belgesinin hazırlanıp, tedavüle sürüldüğü belirlendi.

Önce 132 sonra 65 kişi ile ilgili ikinci iddianame hazırlandı, şimdi yargılanmaları devam ediyor.

Şöyle bir yöntem kullanmışlar;

"TÜRKTRUST ve E-İMZATR gibi elektronik sertifika sağlayıcıları kullanılarak, MEB, Gazi Üniversitesi, YÖK, BTK, Göç İdaresi gibi kurum ve 14 farklı üniversitenin öğrenci işleri personeli adına e-imza kopyalamaları ile sistemlere yetkisiz erişim sağlandı."

Fiyatlar da belli, sahte diploma da, lisans diploması 50 bin, ön lisans 40 bin, lise diploması 25, ilköğretim diploması ise 15 bin TL, tarifeler bu.

Ve en kötü, en iğrenç olanı da şu;

Depremde hayatını kaybeden bazı avukatların diplomalarının sistemden silinip, yerine diploma talep eden kişilere kayıt yapıldığı iddiaları, hatta iddiadan ötesi.

Süreç devam ediyor.

Benzer bir olay da güney Kıbrıs'tan, eski Gönüllülük Komiseri Yiannis Yiannaki’nin yargılandığı davada, Eğitim Bakanlığı ve ABD Büyükelçiliği’nin mühürleri de sahtelenerek kullanılmış.

Sahtecilik, aldatmadır, olmayan bir hakkı fırsata çevirmek, haksız kazanç elde etmektir ki bu haksız kazancın pek çok çeşidi ve yolu var.

Bu savunmamakla beraber, bir başka konu daha var.

Yargı süreci ve yargılananların yaşadıkları.

Ceza almadan kimse suçlu sayılmaz, sayılmamalı.

Bu sebeple süreç mümkün olan en erken zamanda tamamlanmalıdır.

Suç varsa, ortaya çıkarılmalı, cezalar verilmeli, herkes önüne bakmalı.

Cezalarda mahkemelerin işi.

Ama süreç uzamamalı, herkesin ailesi, çocuk çoluğu, çevresi işi gücü var.

Cezasını çeker, kendi hayatına döner.

Uzayan süreç, maddi, manevi cezaya döner, gelir yok, manevi zarar çok, yargı kararı neyse o.

Ve çok uzamadan sonuç, olması gereken bu.

Zor bir konu, davalar daha zor, kimsenin mahkemenin vereceği kararlara itirazı da olmaz, olamaz, en erken zamanda davaların sonuçlanıp, cezaların belirlenmesi