Herkes polis, herkes yargıç

Yayın Tarihi: 04/08/25 08:02
okuma süresi: 4 dak.
A- A A+

Bir sorun yokmuş gibi davranılsa da, aslında sorun tüm büyüklüğü ile orta yerde duruyor.

Üstelik, artık çok daha karmaşık.

Kıbrıs sorunu bağlamında, mülkiyet sorunu.

Rum tarafında tutuklanan, ceza alan insanlar, yatırımcılar.

Suçları, 1974 öncesi Rum mülkü olan taşınmazlar da, KKTC’nin verdiği yetkilerle, yasal haklarla, inşaat, emlak alanların da yatırım yapmak, kazanç elde etmek.

Sorunun bütünü çözülmeden, sorun başlıklarından birini, hukuku da kullanarak, alet ederek, çok daha farklı sıkıntılara sebebiyet verildi.

KKTC kendi verdiği hakları savunmak, KKTC yasaları ile yatırım yapan insanların yanlarında olmak yerine, konu ile ilgili olarak hala sessiz.

Ne hukuki bir savunma, ne de uluslararası platformlar da diplomasi, yok, hiçbir hareket yok.

Ortaya argümanlar, hukuki altyapılar konmak yerine, popülizm ve içe yönelik siyasi söylemler tercih edildi.

5 Kıbrıslı Rum, KKTC de casusluk suçlaması ile gözaltına alındı, yargılandı, süreç devam ediyor.

19 Temmuz’da, askeri yasak bölgeyi ihlal ederek, ülkeye girmek ve tapu verilerini yasa dışı şekilde elde etmek, kişisel verileri koruma yasasını ihlal etmek, rahatsızlık vermek, suçlamalar bunlar.

2 zanlı cezaevine gönderildi, diğer 3’ü ise askeri mahkemede yargılanacak.

Tartışmanın zemini, siyasi tercihler ve duygusallıktan çıkarılmalı.

Konu hukuka, hukukçulara bırakılmalı ki tartışılıyor.

Son gelişmelerle birlikte, konunun yargıdan çıkıp, siyasete dönüştürülmesi son derece yanlış olur.

Bunu söylerken, sadece KKTC yargısının siyasallaşması tehlikesi üzerinden söylemiyorum.

Yargıya güvenden bahsediyorum, ortaya nasıl bir hukuki altyapı kondu, buna bakmak gerek.

Yargı sürecini takip etmek, davaya karşı, dava ile cevap anlayışı değil, hukuki mücadeleye dikkat çekmek, zemini iyi hazırlayarak, her alanda, her platformda hak aramaktan bahsediyorum.

Yargıya güveniyor, verdiği, vereceği kararları etkilenmeden altı dolu şekilde, adaletle güçlendireceğine inanıyorum.

Her zaman olduğu gibi herkes polis, herkes yargıç, herkes hukukçu, yönlendirmeler, algılar, KKTC cumhurbaşkanlığı seçimine malzeme yapmaya çalışmalar.

Peki, hani öncelik hukuktu?

Ne şartsız, koşulsuz, doğruya, yanlış, ne de şartsız, koşulsuz, yanlışa, doğru.

Doğru ile yanlış, siyasi görüş ve duygusallıkla harmanlanarak, bir birbirine girdi, ortaya, düşmanımın, düşmanı, dostumdur, anlayışı çıktı.

Ve gerçek anlamda, önemli bir tehlike, adanın her iki tarafında da dolaşımın bile, güven vermiyor hale gelmesi, işin gerçeği bu.

Bu tehlike de tek başına veya tek taraflı olmadı, doğru mu değil, ancak bunu da görmek gerek, sadece KKTC tarafına mal etmek, ya da mal etmeye çalışmak, sorunu çözmekten öte, sorunu başka amaçlara alet etmek, kullanmaktır.

Ben yine de bizim yargımızın, bu konuya alet olacağına inanmıyorum.

İş hukukun, hukukçuların.

Siyasi veya kişisel düşünceler, değerlendirmeler, hukuk karşısında bir anlam ifade etmez.

Tablonun geneline bakılması ise ilk öncelik olmalıdır.

Kıbrıs sorunu halen vardır ve çözüm bu tür tartışmalarla, hukuki güvensizlikler ile çözülmeyecektir.


Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Kıbrıs Postası’nın editöryal politikasını yansıtmayabilir.
#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Erçin ŞAHMARAN yazıları