Bu davada, kamu vicdanı ikna olmuş değil

Yayın Tarihi: 05/09/25 07:30
okuma süresi: 4 dak.

Bir süredir devam eden bir konu var.

Çok taraflı bir tartışma;

Gazimağusa’da, Akyar Kara Giriş Kapısı’nda askeri yasak bölgeyi ihlal ettikleri gerekçesiyle tutuklanan, 5 Kıbrıslı Rum’un davası.

İşin içinde yargı süreci ve kararları oldu mu, herkes daha dikkatli, daha ihtiyatlı ve özenli bir yaklaşım sergiler.

Konu ne, deliller ne, suçlamalar ne, neden yapılmış, iddialar ne, hepsi önemlidir.

Yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı, bir devletin temelidir.

Hele ki bir hukuk devleti iddiası varsa, bunu da karar, tutum ve uygulamalarla, göstermek gerek.

5 Rum’un tutuklanma, yargılanma ve suçlanma konusu, kamuoyu vicdanında rahatsızlık yarattı.

Kamuoyu vicdanı ikna olmuş değil, bu gayet açık ve nettir.

Yine ihtiyatlı ve kelimeleri seçerek, yargı sürecine müdahil olmadan, hukuk ve yargı bağımsızlığına zarar vermemek adına, kamuoyundaki yansımayı anlatmak istiyorum.

5 yaşlı Rum vatandaşının çok ağır bir suç işlediğine inanan kaç kişi var?

İddialar, kurumlarca, açık şeffaf bir şekilde kamuoyu ile paylaşılmalıdır.

Yargı kararları bağlayıcıdır, bireyleri bağladığı gibi toplumu da bağlar.

Toplum yargı bağımsızlığı konusunda çok bir duruş sergilemez, daha katı şekilde eleştirir.

Yargı kararları elbette sorgulanabilir, ancak bu ülke demokrasisi, özgür düşünce ve ifade ediliş şekliyle de ilgilidir.

Kıbrıs’ta bir mülkiyet sorunu vardır.

Rum yönetimi, hukukla, siyaseti birbirine karıştırarak, bu sorunu daha da çıkılmaz noktaya getirecek kararlar almış ve uygulamaktadır.

Bunu da kendi iç hukuk sisteminin bağımsızlığı olarak açıklamaktadır.

Çok büyük bir yanlış yapılmış ve bu yanlışta da ısrar ediliyor.

5 Kıbrıslı Rum’un, KKTC’de tutuklanmasının kamuoyuna yansıması, Rum tarafının yaptığı uygulamalara karşılık bir hamle, bir misilleme girişimi midir, böyle bir algı ve inanış var.

Yargı suçlamalar ve kararlarla ilgili yasaların verdiği yetkiyi kullanıyor, buraya kadar tamam.

İşte esas tartışma konusu da yine burada.

Bir kez daha şunu söylemek zorundayım;

Bu konuda kamuoyu ikna olmuş değildir.

Kamuoyunun ikna olup olmaması, elbette yargının görev çerçevesinde dikkate alınmak zorunda değil.

Fakat konu hassas, sıradan bir dava değil, üstelik genel olarak Kıbrıs, özelinde Türkiye, uluslararası alanda da dikkat çekici noktada.

Tabi ki ne yargı, ne de bu davanın diğer taraflarına işini yapmalarını öğretecek durumumuz yok.

Bu hassas konu da esas olan şeffaflık ve açıklıktır.

Sadece bir yanlışın daha yapılmaması, iki yanlışın bir doğruyu getirmeyeceği ve özellikle mülkiyet konusunda, Rum adımlarına karşı hukuki mücadelenin başlatılmasının gerekliliğini anlatmak da görevimizdir.

Çünkü bakış açımız, kamu yararı odaklıdır, ne yasa, ne kanun, ne de suç tanımlamaları ile ilgi bir hukukçu bilgimiz yok.

Kıbrıs adasını bir bütün olarak etkileyecek konulardan, adımlardan bahsediyoruz.

Yine her zaman olduğu gibi yargı ve kararlarına elbette saygılıyız, saygı sınırlarımızı da kaybetmeyeceğiz.

Kişiselleştirmeden, hukuki gerekçelere bağlı kalarak, güvenerek, toplumsal barışı zedelemeden.

Bu bir ihtiyaç, her eleştiri, uyarı, görüş, hukuku da geliştirir, demokratik ortamı olgunlaştırır, ama en önemli tehlikeyi de söylemek gerek, eleştiri odağı, siyasetle, siyasallaştırma ile yapılmamalı.


Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Kıbrıs Postası’nın editöryal politikasını yansıtmayabilir.
#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Erçin ŞAHMARAN yazıları