LÛLÛ'NUN UÇUŞU

Prof. Dr. Mehmet ÇAĞLAR
chaglarm@yahoo.co.uk
Prof. Dr. Mehmet ÇAĞLAR

Eğitime Dair Bir Uyanış Metni: Geleceği Yeniden Kurmak Üzerine

Yayın Tarihi: 15/12/25 08:00
okuma süresi: 10 dak.

Gelecek Ezberle Kurulmaz

Kuzey Kıbrıs’ta Eğitim: Bir Sistem Sorunu Değil, Kapsayıcı Bir Eğitim Paradigması Krizi

Dünya Ekonomik Forumu’nun Future of Jobs raporları, ilk bakışta teknolojik dönüşüm ve iş gücü piyasalarındaki değişimlere odaklanan belgeler gibi okunabilir. Oysa bu raporların eğitim sistemlerine yönelttiği mesaj çok daha derindir: Gelecek, mevcut eğitim anlayışlarının mantığıyla kurulamaz (World Economic Forum [WEF], 2023). Çünkü değişen yalnızca meslekler değil; bilginin, öğrenmenin ve insan yetkinliğinin anlamıdır.

Bu küresel uyarıyı Kuzey Kıbrıs bağlamında ele aldığımızda karşımıza çıkan tablo, parçalı sorunlardan oluşan bir aksaklıklar listesi değildir. Burada yaşanan şey, eğitimin amacına, işlevine ve insan tasavvuruna dair köklü bir kırılmadır. Bu nedenle Kuzey Kıbrıs’ta eğitim, yalnızca sorunlu bir sistem değil; kapsayıcı bir eğitim paradigması krizidir.

Nüfusu Belli Olmayan Bir Ülkede Eğitim Plânlanamaz

Eğitim, nüfus politikası olmadan tasarlanamaz. Kuzey Kıbrıs’ta nüfusun tam olarak bilinmemesi, basit bir istatistik sorunu değil; yapısal bir yönetişim boşluğudur. Denetimsiz göç, sürekli nüfus hareketliliği ve genç nüfusun ülkeyi terk etmesi, eğitim sistemini zemini kaygan bir yapıya dönüştürmektedir.

Ülkeye farklı ülkelerden gelen çalışanların aileleri ve çocukları, herhangi bir oryantasyon, dil desteği ya da uyum süreci olmadan doğrudan okullara dâhil olmaktadır. Bu çocuklar yalnızca yeni bir ülkeye değil, hazırlıksız bir eğitim sistemine bırakılmaktadır. Sonuç olarak sınıflar son derece heterojen hâle gelmiş; ancak bu çeşitliliği pedagojik bir zenginliğe dönüştürecek yapılar kurulmamıştır.

OECD ve UNESCO çalışmaları, göç alan ülkelerde çokdilli ve çokkültürlü eğitimin bilimsel temelli uyum programlarıyla desteklenmesi gerektiğini açıkça ortaya koymaktadır (OECD, 2019; UNESCO, 2021).

Çokdillilik Yönetilmezse Sessiz Bir Dışlanma Mekanizmasına Dönüşür

Bugün Kuzey Kıbrıs’ta aynı sınıfta ana dili Türkçe olmayan, Türkçe bilmeyen ve hatta İngilizce de konuşamayan öğrenciler birlikte eğitim almaya çalışmaktadır. Oysa çokdillilik doğru yönetildiğinde pedagojik bir zenginliktir; yanlış yönetildiğinde ise derin bir eşitsizlik üretir.

Öğretmenler bu yükü, yeterli hizmet içi eğitim, destek personeli ve bilimsel rehberlik olmadan taşımaya çalışmaktadır. Bu durum, öğretmeni yalnızlaştırmakta; öğrenciyi ise sessiz biçimde sistemin dışına itmektedir.

Okul Öncesinden Başlayan Yapısal Kırılma

Eğitimdeki kriz ortaöğretimde başlamaz. Okul öncesi eğitim, Kuzey Kıbrıs’ta hâlâ sistemin merkezinde değildir. Oysa erken çocukluk dönemi; dil gelişimi, sosyal-duygusal beceriler, öğrenmeye yönelik tutumlar ve değerler açısından belirleyici bir evredir.

Özel gereksinimli çocuklar açısından tablo daha da ağırdır. Erken tanılama, erken müdahale ve kapsayıcı eğitim mekanizmalarının zayıflığı, eşitsizlikleri daha başlangıçta derinleştirmektedir. Schleicher’in (2018) vurguladığı gibi, güçlü eğitim sistemleri en kırılgan öğrenciyi merkeze alarak inşa edilir.

Sınıfta Kalma Yok, Kazanım da Yok: Sessiz Bir Pedagojik Erozyon

İlköğretim ve ortaöğretimde sınıfta kalmanın fiilen olmaması, sistemin en yıkıcı ama en az konuşulan sorunlarından biridir. Öğrenciler; bilgi, beceri, tutum ve değerler açısından temel kazanımları edinmeden bir üst sınıfa geçebilmektedir.

Bu durum, öğrenmeyi anlamlı bir süreç olmaktan çıkarıp otomatik bir ilerleme mekanizmasına dönüştürmektedir. Eğitim, emeğin karşılığını vermediğinde yalnızca bilgi değil; sorumluluk, çaba ve değer bilinci de aşınır.

Ölçme ve Değerlendirme: Ezberin Hâkimiyeti

Ölçme ve değerlendirme sistemi hâlâ ezberi ödüllendirmekte, düşünmeyi cezalandırmaktadır. Kolej sınavlarına indirgenen başarı algısı, çocukları erken yaşta yarışın içine çekmekte; işbirliğini, yaratıcılığı ve merakı törpülemektedir.

Oysa çağdaş eğitim literatürü ve WEF raporları, geleceğin dünyasında tek doğru cevabı hatırlayanların değil, doğru soruyu sorabilenlerin öne çıkacağını göstermektedir (WEF, 2023; Fullan, 2016).

Üniversiteye Geçiş ve Yükseköğretimde Nicelik Tuzağı

Öğrenciler çoğu zaman yeterli akademik ve kişisel hazırlık olmadan üniversiteye geçebilmekte, hatta neredeyse istedikleri bölümlere yönlenebilmektedir. Bu durum, üniversiteleri telafi edici kurumlara dönüştürmektedir.

Yükseköğretimde sorun yalnızca akreditasyon değildir. Akademik personelin güvenceleri, özlük hakları, akademik özgürlük ortamı ve etik yönetişim; niteliğin vazgeçilmez bileşenleridir. Altbach ve Knight’ın (2007) belirttiği gibi, plansız büyüyen yükseköğretim sistemleri kaliteyi değil, kırılganlığı büyütür.

Konteynerde Yetkinlik Olmaz

Konteyner sınıflarda sürdürülen, büyük ölçüde sözde bilgi aktarımına dayalı eğitim pedagojik olarak sürdürülebilir değildir. Öğretmenlerin özverisi bu gerçeği değiştirmemektedir. Eğitim bu koşullarda gelişim değil, hasar kontrolü üretmektedir.

Yetkinlik Sadece Zihinde Değil: Sanat, Beden ve Düşünce

Sanat eğitimi; müzikten resme, dramadan el becerilerine kadar insanın kendini ifade etme biçimidir. Sanatın dışlandığı bir eğitim sistemi, yaratıcılığı ve empatiyi köreltir (UNESCO, 2021).

Spor eğitimi ise bedenle kurulan ilişkinin eğitimidir. Bedenini tanımayan bireyden zihinsel dayanıklılık beklemek mümkün değildir. Sağlıklı yaşam, beslenme ve hareket kültürü eğitimin asli parçası olmalıdır.

Felsefe, Mantık ve Matematik: Düşüncenin Omurgası

Felsefe, bir ders adı olmak zorunda değildir; ancak bir eğitim anlayışı olmak zorundadır. “Neden?”, “Nasıl?”, “Başka türlü olabilir mi?” sorularını sormayı öğrenmeyen birey, bilgiyi tüketir ama düşünce üretemez.

Matematik ise sayı öğretimi değil; düşünce eğitimidir. Problem çözmenin ötesinde, problem öngörme ve sistemli düşünme becerisi kazandırır.

Yapay Zekâ Çağında Eğitimi Hâlâ Bilgiye İndirgemek

  1. yüzyıl bilgiye ulaşma çağıydı.
  2. yüzyıl ise bilginin dönüştürüldüğü, yeniden üretildiği çağdır.

Yapay zekâ, cevabı bilenleri değil; doğru soruyu sorabilenleri geleceğe taşıyacaktır (WEF, 2023). Bu nedenle yapay zekâ, eğitimin dışına itilecek bir tehdit değil; etik ve pedagojik çerçevede içselleştirilmesi gereken bir araçtır.

Sonuç: Asıl Soru

Asıl soru şu değildir:
“Eğitim sistemini nasıl biraz daha iyileştiririz?”

Asıl soru şudur:
“Bu sistemi, liyakatle, cesaretle ve birlikte yeniden kurmaya hazır mıyız?”

Çünkü mesele değişim değildir.
Mesele dönüşümdür.
Daha açık söylemek gerekir: Mesele bir paradigma değişimidir.

Ve artık nettir:
Gelecek, ezberle kurulmaz.

KKTC İçin 15 Maddelik Eğitimde Dönüşüm Çağrısı

  1. Eğitimi uzun vadeli ve anayasal bir devlet politikası hâline getirmek
  2. Nüfus ve göç gerçekliğini esas alan eğitim planlaması yapmak
  3. Okul öncesi eğitimi zorunlu, kapsayıcı ve nitelikli kılmak
  4. Özel eğitimi sistemin merkezine yerleştirmek
  5. Çokdilli ve çokkültürlü eğitim için bilimsel uyum programları oluşturmak
  6. Sınıf geçme ve kazanım temelli ilerleme sistemini yeniden düzenlemek
  7. Ölçme–değerlendirmeyi süreç, düşünme ve yetkinlik temelli hâle getirmek
  8. Öğretmen yetiştirme ve hizmet içi eğitimi liyakat temelinde yeniden kurmak
  9. Sanat eğitimini eğitimin asli bileşeni olarak yapılandırmak
  10. Spor ve sağlıklı yaşam eğitimini bütüncül biçimde güçlendirmek
  11. Felsefe, mantık ve sorgulama temelli öğrenmeyi erken yaşta başlatmak
  12. Matematiği düşünce ve problem öngörme aracı olarak yeniden konumlandırmak
  13. Yapay zekâyı etik ve pedagojik çerçevede eğitime entegre etmek
  14. Yükseköğretimde kalite, akademik özgürlük ve yönetişimi güçlendirmek
  15. Aileleri, sendikaları ve toplumu dönüşümün aktif paydaşı hâline getirmek

Kaynakça

Altbach, P. G., & Knight, J. (2007). The internationalization of higher education: Motivations and realities. Journal of Studies in International Education, 11(3–4), 290–305.
Fullan, M. (2016). The new meaning of educational change (5th ed.). Teachers College Press.
OECD. (2019). Innovating education and educating for innovation. OECD Publishing.
OECD. (2020). Future of education and skills 2030. OECD Publishing.
Schleicher, A. (2018). World class: How to build a 21st-century school system. OECD Publishing.
UNESCO. (2021). Reimagining our futures together: A new social contract for education. UNESCO Publishing.
World Economic Forum. (2023). The future of jobs report 2023. World Economic Forum.


Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Kıbrıs Postası’nın editöryal politikasını yansıtmayabilir.
#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.