"Hem cumhurbaşkanı hem başbakan hem de parti başkanı olunmaz"
Aceleciliğin, kararsızlığın ve süreci iyi yönetememenin, sonuçları yaşanıyor.
Süreci veya süreçleri, kriz zamanlarını, yönetmekle, yönetici kabiliyeti, özellikleri ve ayrıcalıkları ortaya çıkar.
Yoksa, normal zamanlarda, günü götürmenin, durumu idare etmenin, hiçbir zorluğu yoktur.
KKTC durumu idare edecek noktayı çoktan geçti.
Devlet, siyasi parti bütünleşmesi, devletin, yasaların, kanunların, hele anayasanın sınırlarını zorlar noktaya gelinmesi, kabul edilemez.
Siyasi erk, yargı, kanun, yasa, anayasa ile yarışır, rakip görür ise hukuk devleti, demokratik düzen zarar görür.
Hiçbir icraat bu noktaya getirilmemeli, bu hassas nokta korunmalı.
Bu hassas noktaya, dengeye, kuvvetler ayrılığına, sonuna kadar saygılı olunmalı.
"Anayasa Mahkemesi, yerel seçimlerin kasım ayına ertelenmesini öngören Seçim ve Halkoylaması (Değişiklik) Yasası’nı Anayasa’ya aykırı buldu. Mahkeme, yerel seçimlerin ertelenmesine ilişkin yasayı iptal etti.
Anayasa Mahkemesi Yüksek Mahkeme Başkanı Narin Şefik başkanlığında yaptığı toplantıda, söz konusu yasanın Anayasa’nın 119’uncu maddesine aykırı olduğuna oy birliğiyle karar verdi."
Bu karar bekleniyordu, kimse için sürpriz olmadı.
Hükümet kanadı da, muhalefet kanadı da, bu kararın çıkacağını biliyordu.
Seçimin yapılması gereken tarih, geçtiğimiz haziran ayıydı.
"Reform" denen şey sebebi ile ertelendi.
Ancak, yargı var, mahkeme var.
Mahkeme önüne gelen konulara bakar, kendi yasal sorumluluğuyla kararını verir, nitekim bu konuda da verdi.
Böylesi önemli bir meselenin bu noktalara getirilmesine değdi mi?
Şimdi siyaset kurumu ve tüm paydaşlar uzlaşmak zorunda.
Yeni bir seçim tarihi belirlenerek, bu bilinmeze son verilmeli.
Yasa yapıcı ve uygulayıcılar, yasaların dışına, bizzat kendileri çıkarsa, demokratik ortam, zorbalığa dönüşür.
Belediyelerin birleştirilmesi, belediye sayısının azaltılması, yine mahkemeden veto edilirse, çok daha büyük bir sorunla karşı karşıya kalacağız.
Yine aceleciliğin, uzlaşma aramamanın, toplumsal gerginliği dikkate almamanın sonuçları da daha etkin şekilde ortaya çıkacak.
Tekrardan soralım, gerek var mıydı?
Faiz Sucuoğlu UBP başkanlığını bıraktı.
Bu kararın sonrasında, UBP de süreç hızlandı;
"Ulusal Birlik Partisi (UBP) olağanüstü kurultayı pazar günü 10.00’da yapılacak.
UBP Parti Meclisi toplantısının ardından basına açıklama yapan UBP Genel Sekreteri Oğuzhan Hasipoğlu, Faiz Sucuoğlu’nun istifası sonrası başlayan olağanüstü kurultay süreci hakkında bilgi verdi.
İstifa sonrası parti organlarını toplayıp kısa süre içinde olağanüstü kurultayı yapma kararı aldıklarını dile getiren Hasipoğlu, istifa metininde de belirttiği gibi iki başlılığa son vermek için olağanüstü kurultayı bir an önce yapma kararı aldıklarını kaydetti.
Bu çerçevede pazar saat 10.00’da olağanüstü kurultayı yapacaklarını ifade eden Hasipoğlu, bu kararın parti meclisinden oybirliğiyle çıktığını söyledi."
"11 Eylül Pazar günü UBP Kurultayı yapılması yönünde karar ürettik. Kurultayın ardından hem Genel Başkan hem de Başbakan olarak yoluma devam edeceğim” dedi.
Ülkede kronikleşen sorunlar var.
Belediyeler konusu, belirsiz, acil kararlar alınması şart.
UBP hükümetin büyük ortağı, diğer ortakların, ülke gündemine dair pek sesi, soluğu çıkmıyor.
Süreçleri götüren, götürecek olan yine UBP.
Kendi iç çalışmasını bir an önce tamamlaması, bu noktadan sonra en doğrusu.
Ünal Üstel kucaklayıcıdır, tüm partiye sahip çıkmalı, bütünlemeli.
Son olarak, çok eski ve değerli aynı zamanda koyu UBP'li bir büyüğüm;
"Ersin Tatar beye bir mesajım var. Partide iki başlılık var dendi. Seçtiğimiz başkan istifa ettirildi. Oysa partide üç başlılık var. Hem cumhurbaşkanı hem başbakan hem de parti başkanı olunmaz" dedi.
Ben de iletiyorum, elçiye zeval olmaz.
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.