Boğazımızdaki lokma

Yayın Tarihi: 27/03/23 07:00
okuma süresi: 4 dak.

Gerçekten üzücüdür. 

Türkiye de yaşanan deprem olayı üzerinden neredeyse iki aya yakın bir zaman geçti. 

KKTC de özellikle kamusal binalarda, okul ve hastanelerde, denetimler yapıldı. 

Okullar boşaltıldı, bazı bölgelerde eğitim çadırlarda sürdürülüyor. 

Uzlaşı, toplumsal dayanışma ve gönüllülükle bir orta noktaya henüz gelinemedi. 

Aylardır, günlerdir, hep aynı tartışma, ortada netice yok. 

Olmaz, zorla olmaz, olmayacak, ters tepti, tepmeye devam edecek. 

Ben yaparım demekle olmuyor, ben böyle uygun gördüm demekle yol alınmadı, alınmayacak. 

Gönüllülük esasını gerçek anlamda uygulayın, bırakın insanlar, kendi idareleri ile istedikleri katkıyı yapsınlar. 

300 milyon gibi bir rakam hedefleniyor ve bu rakam için bir an önce kaynak yaratılmaya çalışılıyor. 

Aslında kesinti konusunda, uzlaşı yok. 

İlgili yasanın bugün Meclis Genel Kurulu’na gelmesi bekleniyor. 

Asgari ücretliden kesinti yok. 

Bürüt maaşı 15 ile 55 arası olanlardan bir defaya mahsus %2’lik bir kesinti yapılması öngörülüyor. 

Brüt maaşı 55 bin TL üzerinde olanlardan ise %5’lik bir kesinti yapılması düşünülüyor. 

Bu kesinti bile gönüllülük olmazsa olmaz, olmayacak. 

Hiçbir sendika bunu da savunamaz, üyesine anlatamaz. 

Çalışanların çok büyük bir oranı, ortada kesinti ile ilgili bir yasa olmamasına rağmen, maaş kesintisine itiraz için dilekçelerini vermiş bile. 

En başta söylediğim gibi, bu tartışmayı yaşamamız gerçekten üzücüdür. 

Böyle olmamalıydı, bu noktaya gelmemeliydi. 

Gönüllülük esasının ruhuna uygun, herkesin imkânları doğrultusunda bir katkı istenseydi, sağlanması planlanan kaynaktan, çok daha fazlası, üstelik bu kadar tan tana çıkmadan sağlanmış olacaktı. 

Türkiye, KKTC ekonomik iş birliği anlaşmasının nisan ayı içinde imzalanması bekleniyor. 

Bu protokol için de Türkiye’nin, KKTC’ye ihtiyaç kadar, okul yapma taahhüttü olduğu da edindiğim bilgilerden. 

Bunu da bir dipnot olarak yazmak istedim. 

Kaynak yaratma işi ve tartışması gereksiz yere uzuyor, uzatılıyor. 

Toplumsal dayanışma zarar görüyor. 

Nerede, ne zaman, ne yapılacak, maliyet nedir, ne kadar sürede yol alınacak, hepsinin bir planlama ile şeffaf şekilde ortaya konması gerek. 

Ve devamında, Emrullah Turanlı konusunun bu ülkenin kamburu olmaktan çıkarılması şart. 

Olay maksadını aştı, ülkeye zarar veriyor. 

Üstüne bir de hakaret işitiyoruz. 

“Ercan Havalimanı işletmecisi T&T’nin yazdığı dilekçe ile 400 milyon TL ile 800 milyon TL arasında bir vergi affı istediği öğrenildi.” 

Yeni ERCAN havaalanı yıllar olmasına rağmen, bitmedi, gitmedi. 

Resmen alay konusu oldu.  

Bağışlanan, ötelenen, vergiler, rakamlar, bu toplumun, okulundan, yolundan, hastanesinden, boğazındaki lokmadan alınan paralardır. 

Yeni bir erteleme, bağışlama, kaynak arayan hükümetin kendi kendine zarar vermesinden başka bir şey değildir. 

Emrullah Turanlı, hele hele Türkiye’deki seçim sürecinden faydalanmak isteyeceği, Türkiye’deki yönetime güvendiği, bu sebeple bu kadar rahat olduğu, bunları tahmin etmek zor değil. 

Ama bir yandan kaynak sıkıntısı, bir yandan milyonları, boş yere bağışlamak, işte şimdi dur deme zamanı.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Erçin ŞAHMARAN yazıları