Algıda seçicilik

Yayın Tarihi: 12/05/25 08:00
okuma süresi: 4 dak.
A- A A+

Samimiyetin kaybolduğu, bir anlam ifade etmediği zamanlardayız.

Gerçeğin yerini sanal, yapay ve bir algı çabası almış.

Oysa gerçek tektir, doğru mutlaktır, konuşmak kolay, konuştuğunu yapmak, eyleme dökmek zordur.

Bu günlük hayatla beraber, politika için de geçerlidir.

İş yapmak, üretmek zor, zahmetli ve çoğu zaman kazanç sağlamıyor.

Ancak iş yapar gibi görünmek, yapılan işin önemini büyütmek, toplumun hassas noktaları ile sürekli uğraşmak daha fazla pirim sağlıyor.

Siyaset, toplumun ortak yaşamını düzenleyen, eşit, adil, ayırım gözetmeksizin hizmet etmenin yoludur.

Bu yoldan o kadar uzağız ki üstelik bununla ilgili dünya üzerinde pek çok örnek var.

Dünyayı, dünyanın en önemli ülkelerini yöneten siyasetçiler, popülizm ve algı sanatının en önemli kullanıcılıları durumunda.

Bir algı sanatı var, özellikle sosyal medya aracılığı ile olmayanı olduran, var olmayanı varmış gibi gösteren bir illüzyon.

En başta da söyledim, gerçek, tek, mutlak olmasına rağmen, çoğu zaman icraat yerine “algı yönetimi” üzerinden yürütülüyor.

Akıllara ister istemez şu sorular geliyor “siyasi yöneticiler gerçekten iş mi yapıyor, yoksa sadece yapar gibi mi görünüyor?”

Günlük hayat ne kadar kolaylaşıyor, hastaneler de ne kadar sürede sağlık hizmeti alıyor, en başta tabi ki kamu sağlık merkezlerinde.

Herhangi bir işlem için ne kadar sürede randevu bulabiliyoruz, tedavi olurken, bilgilerimiz neden kayboluyor?

Neden kaldıracağı nüfustan kat kat fazlasına cevap vermeye çalışıyor.

Okullarda tek sorun kılık kıyafet, başörtüsü mü, bu kadar hızlı çözüm bulunabiliyorsa, neden başka sorunlar için aynı hassasiyet ve talep gösterilmiyor?

Sosyallik, sosyal yaşam, pek çok ülkeden, kültürden insan bir arada yaşıyoruz.

Bu günümüzün getirdiği bir gerçek.

Fakat insanların çoğu buraya ayak uydurmuyor, bu ülkeyi kendisine uydurmaya çalışıyor.

İhtiyaç olunan, gerçek anlamda iş yapmak, somut, görünür, insan hayatına, gündelik yaşama dokunan, sorunları teşhis eden, çözüm yolları üreten ve bu çözümleri hayata geçirmek için adımlar atan, işte algıdan ötesi.

Tabi ki zordur, zaman alır, her kesimini memnun etmeyebilir, bunu da göze almak gerek.

Uygulamalar, zamanla olumlu sonuçları görülerek içselleşir ve kabul görür.

Zahmetli, zor, getirisi olumsuz da olabilir.

Kolayı “iş yapar gibi görünmek”.

İmaj, algı, var olandan farklı görünmek, sosyal medya da paylaşımlar, yerine getirilmeyen ama tekrarlanan vaatler, yine sosyal medyada siyasi tartışmalar, atışmalar, alınan beğeniler, hepsi bu.

Bir taraftan da toplumun beklentilerini düşürüp, bunlara daha fazla önem vermesi.

Seçim zamanları söylenenler hiç hatırlanmıyor, kitaplar, sözler, vaatler, bir sonraki seçime kadar raflara kaldırılıyor.

İşte seçmen ve toplum bilinci de burada önem kazanıyor.

Algı, imaj mı, gerçekler mi? gerçek politik amaç mı, araç mı?

Vaatlerin ne kadarı gerçekçi, ne kadar hayata geçirildi, bunlara bakmak gerek.

Ne istediğini bilen, demokratik bir toplumda vatandaşın en büyük sorumluluğu, yöneticileri sadece söyledikleriyle değil, yaptıklarıyla da değerlendirmektir.

Çünkü bir ülkede ilerleme, sadece konuşan değil, gerçekten iş yapan yöneticilerle mümkündür.


Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Kıbrıs Postası’nın editöryal politikasını yansıtmayabilir.
#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Erçin ŞAHMARAN yazıları